You'd be doing me a favor translate Turkish
75 parallel translation
You'd be doing me a favor.
Bana hediye ediyor olmalısın.
You'd be doing me a great favor.
Bana büyük bir iyilik yapmış olacaksınız.
You'd be doing me a great favor.
Büyük bir iyilik yapmış olursunuz.
So, you'd be doing me a great favor if you would attend in my place, and escort Eve.
Bu yüzden bana b ¡ r ¡ y ¡ l ¡ k yapip... yer ¡ me katilirsan ve Eve'e esl ¡ k edersen sev ¡ n ¡ r ¡ m.
So if you'd just let me make this phone call you'd be doing me such a favor, you really would.
Yani bu telefonu etmeme izin verirsen bana büyük bir iyilik yapmış olacaksın, gerçekten.
You'd be doing me a favor if you would call me either Wyatt or Earp.
Bana ya Wyatt ya Earp dersen büyük iyilik etmiş olursun.
You'd be doing me a favor.
Bana iyilik yapacaksın.
No, you'd be doing me a favor!
Hayır, bana iyilik yapmış olacaksın.
You'd be doing me a favor.
Anlamıyorsun. Bana iyilik etmiş olacaksın.
You'd be doing me a favor.
Bana kıyak yapmış olacaksın.
I'm serious, you'd be doing me a favor!
Ciddiyim, iyilik edeceksin, kes bacağımı.
You'd be doing me a favor.
Bana kıyak yapmış olursun.
You'd be doing me a favor. The rooms are all I need.
Bana iyilik etmiş olursun.
You'd be doing me a very big favor.
Bana büyük bir iyilik yapmış olursunuz.
You'd just be doing me a favor.
Sen bana sadece bir iyilik yapıyorsun.
Maybe you'd be doing me a favor.
Belki bana bir iyilik yapabilirsiniz.
So I figured by doing this favor for you guys would get me... that lease in the mall, and then he'd know I'd be good for the cash - which is, admittedly, a little overdue.
Ben de size bu iyiliği yapmanın bana kira kontratını getireceğini ve onun da beni nakit para için kullanacağını düşündüm ki bunun itiraf etmek gerekirse biraz süresi geçti.
You're the demographic that my client is interested in, so you'd actually be doing me a favor if you drove it around for a couple hours, and tell me what you thought.
Sen müşterimin hedef kitlesine uyuyorsun. Bu yüzden bana bir iyilik yap. Birkaç saat arabayı kullanıp fikrini söyler misin?
You have some sick idea you'd be doing me a favor.
Bana iyilik yapıyormuşsun gibi hasta bir fikre kapılmışsın.
Hey, if you ask me, he'd be doing this team a favor.
Hey, eğer bana sorarsan, bu takıma bir iyilik yapıyor.
Know it's a little dicey, but you'd really be doing me a big favor.
Biraz riskli olduğunu biliyorum ama bana büyük bir iyilik yapmış olacaksın.
Believe me, pal, you'd be doing me a big favor.
İnan bana, dostum, beni öldürürsen Bana iyilik yapmış olursun.
You'd be doing me a favor.
Bana bir iyilik yapmış olursun.
You'd be doing me a favor.
Bana bir iyilik yapmış olacaksın.
You'd be doing me a huge favor.
Çok büyük bir iyilik yapmış olursun.
But you'd be doing me a favor I'd really appreciate.
Bana bir iyilik yapmış olacaksın ve bunu çok takdir ediyorum.
You'd be doing me a favor.
Bana bir iyilik yap.
You'd be doing me a favor.
Bana iyilik yapmış olursun.
In about two minutes we're gonna bring home the baby... and you'd be doing me a really big favor if you didn't freak out.
Yaklaşık iki dakika içerisinde, bebeği eve getireceğiz ve eğer çıIdırmazsan senden bana büyük bir iyilik yapmanı isteyeceğim.
You'd be doing me a huge favor.
Bana büyük bir iyilik yapıyor olurdunuz.
If I could come and hang out he'd be out of my hair for a couple hours and you'd be doing me a huge favor.
Şeytan gelmemi bekliyor. Gelip biraz takılırsam, o süre boyunca beni rahat bırakır.
You'd be doing me a favor.
Bana iyilik etmiş olursun.
You'd actually be doing me a favor.
Güzel.. bana iyilik etmiş olursun.
You'd be doing me a favor, if your dead.
Eğer ölürsen bana iyilik etmiş olursun.
Matter of fact... You'd be doing me a huge favor.
Aslına bakarsan bana çok büyük bir iyilik yapmış olursun.
You'd be doing me a favor.
Bana bir iylik yapmış olacaksın.
You'd be doing me a favor.
Bana iyilik yapmış olacaksın.
You'd be doing me a huge favor.
Bana büyük bir iyilik yapmış olursun.
Well, it's just, my cupboards are cluttered, and you'd be doing me a huge favor.
Dolaplarım çok dolu bana büyük iyilik yapmış olursun.
- You'd be doing me a favor.
Bana iyilik yapmış olacaksın. Pekala.
I know I do, plus I'd rather not run into Juliet, so you'd be doing me a favor, too.
Olduğumu biliyorum, ayrıca Juliet ile karşılaşmamak istiyorum yani, sen de bana iyilik yapıyor olursun.
You'd be doing me a big favor if you could paint some to replace the stolen ones.
Çalınanların yerine koymak için birkaç tablo yaparsan, bana çok büyük bir iyilik yapmış olacaksın.
Well, if any one of you came across him tonight, you'd be doing yourself a real favor if you could tell me what you know.
Tamam. Eğer bu gece onunla karşılaşan olduysa ve bana bildiklerini anlatırsa kendine bir iyilik yapmış olur.
- Well, you'd be doing me a favor.
- Aslında öldürürseniz çok iyi olabilir.
You'd actually be doing me a favor.
Aslında bana iyilik yapmış olursun.
You know, you'd be doing me a favor if you could erase that memory.
Aslında o anı silebilseniz çok büyük iyilik etmiş olursunuz bana.
You'd be doing me a huge favor by taking this with you.
Bunu alırsan beni büyük bir yükten kurtarmış olacaksın.
You'd be doing me a favor.
Bize iyilik yapmış olursun.
You'd be doing me a favor. Hey.
Bana iyilik yapmış olursun.
Think about it... you'd be doing me a favor.
Bana bir iyilik yapmış olursun.
Seriously, you'd be doing me a favor ; Take it.
Bana iyilik yapmış olacaksın.