English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You'd do that for me

You'd do that for me translate Turkish

219 parallel translation
But what I'm here to tell you is that you'd better watch out pretty close for me the next couple of days because I wanna do what I gotta do without committing any real big sin because I know how you feel about stealing.
Ama sana asıl diyeceğim önümüzdeki birkaç gün bana göz kulak olsan iyi olur çünkü yapmam gerekeni günah işlemeden yapmak istiyorum çünkü hırsızlık hakkında ne hissettiğini biliyorum.
If he thought for a minute that you had anything to do with that trouble on the stage, he'd of shot me, right though that door, with you standing here.
Eğer bugün arabada olanlar hakkında senden şüpheleniyor olsaydı senin gözlerinin önünde gözünü kırpmadan beni vururdu.
... darling, would you do all that for me if I said I'd marry you?
Seninle evleneceğimi söyleseydim, bütün bunları benim için yapar mıydın canım?
You wanna hang me for that, General, you go right ahead...'cause I'd do it all over again... and I'd be glad.
Onun için beni asmak istiyorsan General, haklısın... çünkü ben onu herzaman yapardım... ve memnun olurdum.
But I couldn't do that to this nice woman. You'd hate me for it.
Ama o kadar iyi bir kadına bunu yapsam benden nefret ederdin.
You mean they'd do that just for bringing me in to hang?
Sırf beni asmaya götürdünüz diye mi sizi affedeceklerini söylüyorsun?
- You'd do that for me?
- Bunu benim için mi istiyorsun?
♪ I'd do anything For you, dear, anything ♪ For you mean everything to me ♪ I know that I'd go anywhere
Senin için her şeyi yaparım hayatım, her şeyi... çünkü sen, benim için her şey demeksin... bir gülümsemen uğruna nereye istersen giderim... bir gülümsemen uğruna her istediğini yaparım...
You know, I'll go out with you or I'll stay in with you or I'll do anything that you'd like for me to do if you would tell me that you love me.
Seninle dışarı da gelirim yanında da kalırım ne yapmamı istersen yaparım yeter ki beni sevdiğini söyle.
You'd do that for me mother?
Anne, bunu benim için yapar mısın?
You'd do that for me?
Bunu benim için yapar mıydın?
For the rest of your life. I thought that's what you'd say, but before you hang up on me here, this doesn't have anything to do with you.
Böyle diyeceğini biliyordum ama telefonu kapatmadan önce bunun seninle bir ilgisi yok.
You'd do that for me?
Benim için yapar mısınız bunu?
Do you mean to tell me that you'd let Dom stay buried out there for a century... as a damn fossil for some post-historic nerd to find?
Ne yani, tarih mezunu inekler gelip çıkarsın diye lanet bir fosil gibi.. .. Dom'u bir asır o çölde gömülü bırakacağımızı mı söylüyorsun?
You'd do that for me?
Gerrçekten yapar mısın bunu?
You'd do that for me?
Benim için yaparmısın?
You'd do that for me even after the way I treated you tonight?
Bu akşam sana gösterdiğim tavra rağmen benim için bunu yapar mısın?
- You'd do that for me?
- Bunu benim için yapar mısın?
- I know he blames me for you taking the money, but I never thought you'd do a thing like that.
Parayı aldığın için onun beni suçladığını biliyorum ama böyle birşey yapabileceğini asla düşünmemiştim.
You'd really do that for me?
Benim için bunu yapar mısın?
- You'd do that for me?
- Benim için bunu yapar mısın? - Tabi ki.
You'd do that for me? Why?
Bunu benim için mi yapıyorsun?
Do you remember I said that if you sent me here for some diamond, and not for Charlie, I'd make you sorry?
Hatırlarsan, "beni buraya Charlie için değil de elmaslar için gönderdiğini hissedersem seni pişman ederim" demiştim.
Ooh, you'd do that for me?
Ooh, benim için bunu yapar mısın?
I want you to see... that my reasons for doing this are not selfish, only this... I'd hope that you would do the same for me.
Anlamanı istiyorum bunu yapma sebebim bencillik değil, sadece bu umarım aynı şeyleri sende benim için yapardın.
Do you understand, M. Renauld, that, on the answers you have given me, I have no alternative than to commit you for trial?
Mösyö Renauld bu cevaplarınızın sonucu olarak süreci başlatmak dışında bir çarem yok, anlıyor musunuz?
You'd do that for me?
Bunu benim için yapar mısın?
You'd do that for me?
Benim için bunu yapar mısınız?
And that'd be a really good idea, because Calloway said if you're not back for Friday's press conference, the deal's off. If you would do that for me, Johnny, I'll buy you a rat farm.
Bu iyi fikir çünkü Calloway Cuma günü basın açıklamasına gelmezsen anlaşmanın yatacağını söyledi Benim için bunu yaparsan Johny sana bir fare çiftliği alırım.
It's nice that you'd do that for me.
Bunu benim için yapman çok hoş.
But honey, you-you don't... You don't think that after all this time h-he'd... he'd still be comin after you, do you? He sat in a sanitarium for 15 years, waiting for me.
fakat tatlım, sen - bunca zamandan sonra - - onun hala sana gelebileceğini düşünmüyorsun değil mi?
You'd do that for me?
- Yapar mısın?
You'd do that for me?
Gerçekten bunu yapar mısın?
You know, you'd save me a lot of legwork if you'd just let me talk to her about... - Do I need a warrant for that too?
- Bunun içinde izin almam gerekiyor mu?
You'd do that for me?
Bunu benim için yapar mısn?
I can't believe you'd do that for me. Absolutely.
- Benim için bunu yapmana inanamıyorum.
- You'd do that for me?
- Bunu benim için yapar mıydın?
- And you'd do that for me?
- Bunu benim için mi yapacaksın?
You'd do that for me?
Benim için bunu gerçekten yapacakmısın?
Do you think I'd have all that and everything else I fucking own if I let fucking morons like you work for fucking me?
Sence bunu ve sahip olduğ um diğ er bütün şeyleri... senin gibi geri zekalıları çalıştırarak mı elde ettim sanıyorsun?
Do you know of any other camera that would work for me?
Tanıdığın başka bir görüntü yönetmeni var mı?
Jeez, Anthony, you'd do that for me?
Anthony, benim için bunu yapar mısın?
You'd do that for me, cowboy?
Sen ciddi misin kovboy?
Do you think I was naive enough to think that you'd work for me forever?
Sonsuza kadar benim yanımda çalışacağını düşünecek kadar saf mıyım ben?
I mean, if you knew me If you knew me... you'd know that this is a very dangerous thing for me to do.
Eğer beni tanısaydınız beni tanısaydınız bunun benim için çok tehlikeli bir şey olduğunu bilirdiniz.
I mean, you'd really do that for me?
Demek istediğim, benim için yapar mısın?
You'd do that for me?
Benim için bunu yapar mısın?
- You'd do that for me?
- Benim için yapar mısın? Senin için her şeyi yaparım.
I LOVE THAT YOU'D DO ANYTHING FOR ME.
Benim için bir şeyler yapmak istemen hoşuma gidiyor.
You'd really do that for me, man?
Benim için bunu gerçekten yapar mısın?
DO YOU WANT ME TO SHOOT YOU, JIM? 'CAUSE I'D DO THAT FOR YOU.
Altın kuralı nasıl unuttum..

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]