You'll be late translate Turkish
604 parallel translation
¶ You'll be sorry just too late
¶ Pişman olacaksın Artık çok geç
I'm afraid you'll be late, sir.
Geç kalacaksınız, efendim.
If you're late again, you'll be fired, too.
Geç kalırsanız, siz de kovulursunuz.
All right, so you'll be late...
İyi, sen de geç kalacaksın.
You'll be late for the Todds'dinner, won't you?
Todd'ların yemeğine gecikmiyor musun?
- But you'll be too late.
- İş işten geçmiş olacak ama.
I told you we'll be late.
Geç kalacağız demiştim.
But one day you will, but it'll be too late then.
Bir gün anlayacaksınız ama o zaman iş işten geçmiş olacak.
You'll be late for dinner.
Yemeğe gecikeceksin.
You'll be late for school.
Okula geç kalacaksın.
Afraid you'll be late?
Geç kalmaktan mı korkuyorsun?
- Yeah, you'll be late.
Evet, yoksa geç kalacaksın.
- You'll be late for school.
Hep eğlenceyi kaçırıyorum. - Okula geç kalacaksın.
We'll be late because you don't want to step up.
Geç kalacağız, çünkü hızlanmak istemiyorsun.
You'll be late for the Easter Parade.
Paskalya Geçidi'ne geç kalacaksın.
- Run along, or you'll be late.
- Hemen çık o zaman, yoksa geç kalacaksın.
You'll be late.
Geç kalacaksın.
You'll have to hurry, Mr. Isham, or you'll be late for your own wedding.
Acele etmelisiniz Bay Isham yoksa dügününüze geç kalacaksiniz.
You'll be lucky if you're not the late Rudolf Rassendyll.
Ölü Rudolf Rassendyll olmazsan şanslısın.
I'm on the third floor. Don't be late or you'll miss the best.
Geç kalma yoksa en iyi yerini kaçırırsın.
You'll be late for your own class.
Derse geç kalacaksın.
Besides, it's awfully late, so if you'll keep quiet about all this, we'll put Harry back in the morning, nice and clean, and no one will be any the wiser.
Çok geç oldu. Eğer bu konuda konuşmazsanız yarın sabah Harry'i tertemiz gömeriz. En akıllıca olanı bu.
You better go along, or you'll be late for work.
Gitsen iyi olur, yoksa işe geç kalacaksın.
You'd better go along or you'll be late.
Geç kalmadan git şimdi.
In case you should want to be out late in the evening, I'll put the key on the hall table.
Gece geç saatte dışarı çıkmak isterseniz ön kapının anahtarını holdeki masanın üzerine bırakıyorum.
You'll be late for work.
İşe geç kalacaksın.
I'll follow in a taxi. You mustn't be late!
Arkanızdan yetişirim, sizin zamanında olmanız şart.
Come on, you'll be late.
Geç kalacaksın.
Hurry or you'll be late!
Acele et yoksa geç kalacaksın!
Now, Martin, you'll be late.
Şimdi, Martin, sen geç kalacaksın.
- Miss Marina, you'll be late. - What?
- Bayan Marina, geciktiniz.
Well, you must go now, or you'll be late for the ceremony.
Şimdi gitmelisin, yoksa seremoniye geç kalacaksın.
– By the time you get around to it, Ben, it'll be too late.
– Zamanında karar vermezsen, Ben, çok geç olacak.
You'll be late!
Geç kalacaksın!
You'll be late for church.
Ben gelmeyeceğim.
- Larry, you'll be late for your opening.
- Larry, açılışa geç kalacaksın.
Rocco, hurry up or you'll be late!
Acele et geç kalacaksın.
You'll be sorry when it's too late!
O zaman da geç olacak.
- I'm afraid you'll be late.
- Korkarım geç kalacaksınız.
Better hurry, you'll be late for work. - I know.
Acele et, işe geç kalacaksın.
- You mean if I hurry, I'll be late? Leave a sandwich.
- Yani acele edersem geç mi kalırım?
You'll be late, Jenny.
Geç kalacaksın, Jenny.
Taking you away will convince her, it'll be too late for her to object.
Bu işi sırf ananı razı etmek için yapıyorum. Oldu bitti yapacağız.
You'll be late, Odile.
Geç kalacaksın Odile.
" You'll be sorry But your tears will be too late
" çok göz yaşı dökcen Zevkin kalıcak yarım
" You'll be sorry But your tears will be too late
" çok göz yaşı dökücen Zevkin kalıcak yarım
That's the one with the leaky roof, but you won't find out about it..... until it rains, and then it'll be too late to do anything except swim out if it.
Bu çatısı akan oda, ama yağmur yağana kadar fark etmezsiniz, sonra yüzmenin dışında bir şey yapmak için artık çok geç olur.
You'll be late for your party.
Kendi partine geç kalacaksın.
Oh, you'll be late.
Ah, geç kalacaksın.
Go shave, you'll be late.
Git tıraş ol, geç kalacaksın.
You'll be late at the air base.
Hava üssüne geç kalacaksın.
you'll be late for school 19
you'll be fine 927
you'll be okay 222
you'll be alright 46
you'll be all right 377
you'll be missed 18
you'll be safe 116
you'll be surprised 28
you'll be great 74
you'll be sorry 73
you'll be fine 927
you'll be okay 222
you'll be alright 46
you'll be all right 377
you'll be missed 18
you'll be safe 116
you'll be surprised 28
you'll be great 74
you'll be sorry 73