You'll do just fine translate Turkish
106 parallel translation
We'll go home and everything will be fine. All you have to do is just leave it to me.
Sen her şeyi bana bırak.
Now, you just do what I say and we'll get along fine.
Şimdi, sana ne dersem yapacaksın ve böylece iyi geçineceğiz.
She'll do just fine, even without you.
Sen olmasan da o mutlu olacaktır.
You'll do just fine.
Siz de olabilirsiniz.
- I think you'll do just fine, sir.
- Başaracaksınız efendim. ´
No, you'll do just fine, Howard.
Sen bu işi gayet iyi becerirsin, Howard.
You'll do fine with just one.
Sadece biriyle de güzelsin.
You'll do fine LT. Just fine.
İyisin.
You'll do just fine, Darling! Please cheer up!
Bir şey olmaz sevgilim.
Don't worry. You'll do just fine.
Bizim seçmeler yarın.
I'll do just fine, George, thank you.
İdare ederim George, teşekkür ederim.
Take a little getting used to, but you'll do just fine.
Alışman biraz zaman alacak, ama daha iyi olacaksın.
I bet you'll do just fine.
Hepsini yutarsın eminim.
You'll do just fine.
Gayet iyi olur.
I'm sure you'll do just fine, once you get the contracts.
Anlaşma sağlayabilirseniz, işi götüreceğinizden eminim.
- Homer, just take the test, and you'll do fine.
- Homer, testi al, iyi olacaksın.
But it'll do you just fine.
Ama bunu sadece kendini iyi hissetmen için yapacağım.
You'll do just fine.
- İyi olacaksınız.
As for me... you'll do just fine.
Ve benim için de İyi şekilde hizmet edeceksin.
You'll do just fine.
Çok iyi yapacaksın.
Fine. - We'll all just wait until you do.
- Biz de sen okuyana kadar bekleriz.
You'll do just fine.
Bu işi başaracaksın.
Now, just do whatever you did to Colonel Sanders, and you'll be fine.
Burada.Simdi Colonel Sanderse ne yaptiysan aynisini yap, Her sey guzel olacak.
- You'll do just fine.
- Kendin iyi idare edeceksin.
If you do things my way, we'll get along just fine ".
Eğer benim yolumu düşünürseniz, yol boyunca iyi olacağız demektir ".
You'll do fine, dear fellow, just fine.
Doğru yapacaksın sevgili arkadaşım.
Ain't it? You'll do just fine.
- Her şey yolunda gidecek.
I'm sure you'll do just fine.
İyi geçeceğine eminim.
You just do what I say and we'll be fine.
Dediklerimi yaparsanız her şeyi hallederiz.
Ok, that's fine.You'll do. Come on Hey, I was just watching a special
Pekâlâ, ne izlemek istersiniz?
You'll do just fine.
Başaracaksın.
You'll be fine, mate. Just don't do anything silly.
Sen nazik davrandığın sürece, işler yoluna girecektir.
But I'm sure you'll do just fine.
Ama eminim sen bu işi halledeceksin.
You'll do just fine.
- Güzel halledeceksin.
Well, I know you'll just do fine.
Eminim herşey yolunda gidecek.
I'll tell you one thing, if Dad's the first to go, Mom is gonna do just fine.
Sana bir şey diyeyim,.. ... önce babam gitsin, annem onsuz yapabilir.
I'm sure they'll do just fine without you.
Sensiz de idare edebilirler.
I'm fine, thank you. Just stick to your speech, and I'm sure you'll do splendidly.
İyiyim, teşekkürler.
Woman : Fine, leave. We'll just hire others to do what you won't.
İyi gidin o zaman sizin yerinize başkalarını buluruz.
Just do what I've taught you to do, and--and you'll be fine.
Sen sadece sana öğrettiğim şeyleri yap yeter.
I'm sure you'll do just fine.
- Eminim başarırsınız.
Okay, so just do what he says, and you'll be fine.
Her dediğini yaparsan hiçbir şey olmaz.
now just remember, he's the king, do extly what he says, and you'll be fine.
Unutma, o bir ustadır. Tam olarak dediklerini yaparsan iyi olursun.
I'm sure that you'll do just fine.
Bunu kendi başına halledebileceğine eminim.
So, look, we're just gonna talk to'em... and we're gonna tell'em about all of the human stuff we like to do, and, you know it'll be over before you know it... and everything will be fine.
Şimdi onunla konuşacağız. Ve yapmayı sevdiğimiz insan aktivitelerini anlatacağız. Çabucak bitecek işimiz.
All you do is just go right down there, make a left, make your first right, and then just keep going straight for ten minutes, you'll be fine.
Burada çok adam seçerler. Bence en iyisi şu tarafa doğru yürüyün, sola dönün ilk sokaktan sağa dönün... - Sol, sağ 10 dakika dümdüz yürüyünce Louvre'a varırsınız.
Fine, if you're not gonna do it, then I'll just do it myself.
Öyle olsun. Sen yapmayacaksan, ben de kendim yaparım.
I'm sure you'll do just fine, son.
Başaracağına eminim, evlat.
Well, I have a feeling you'll do just fine.
İçimden bir ses, bunun üstesinden gelebileceğini söylüyor.
- You'll do just fine.
- Başaracaksın.
Look, it's fine for now, let's get through this battle and then we'll, we'll do it another time, and- - but in the future, you've gotta just... you know.
Ama şimdilik bir sorun yok, şu savaşı atlatalım, başka zaman bakarız ama bundan sonra, sen sadece, işte.
you'll do great 56
you'll do it 78
you'll do fine 71
you'll do as you're told 24
you'll do 64
you'll do as i say 31
you'll do what 26
you'll do no such thing 29
just fine 297
you'll 165
you'll do it 78
you'll do fine 71
you'll do as you're told 24
you'll do 64
you'll do as i say 31
you'll do what 26
you'll do no such thing 29
just fine 297
you'll 165
you'll be fine 927
you'll get over it 77
you'll pay 35
you'll regret it 106
you'll be okay 222
you'll figure it out 157
you'll never know 87
you'll be alright 46
you'll get used to it 167
you'll be late for school 19
you'll get over it 77
you'll pay 35
you'll regret it 106
you'll be okay 222
you'll figure it out 157
you'll never know 87
you'll be alright 46
you'll get used to it 167
you'll be late for school 19