You'll get it back translate Turkish

- Franz, you'll get it back.

- Franz, onu geri alacaksın.

I'll see that you get it back.

Paranı geri alacaksın.

I hope you'll do all you can to get it back for me.

Onu geri alabilmek için elinizden gelenin en iyisini yapacağınızı umuyorum.

Ten? I ain't seen the king's face on a shilling for so long I've forgotten which George it is, but I'll take it and pay you when I get back.

Şilin görmeyeli çok oldu, üstünde hangi George var unutmuşum.

When I get through with you, you'll go back to your packing case on the city dump and relish it.

Seninle işim bittiğinde... şehir çöplüğündeki sandığına dönüp oranın keyfini çıkartacaksın.

If you move it back four feet, I'll be able to get out.

İki metre kadar geri çekerseniz buradan çıkabilirim.

I said if you move it back about four feet, I'll be able to get out.

İki metre kadar geri çekerseniz buradan çıkabilirim, dedim.

You'll get it back, if I have to give it in nickels and dimes.

Geri öderim, kuruş kuruş ödemem gerekse bile.

- You'll get it on the trip back.

- Dönüşte paranı alacaksın.

Ok. You'll get your money back, every penny of it.

Tamam, paranın her kuruşunu alacaksın.

And when you get back, if you still can't see it our way, I'll recommend your exemption.

Geri döndüğünde, hâlâ bizimle benzer düşünmüyorsan muafiyetini önereceğim.

One more crack, we'll take that glass back... and it'll take you six weeks to get it put in.

Ben buradaydım. Dinle, o camı alır gideriz, tekrar koymak altı haftana malolur.

You'll get it back. Don't worry, brother. That act is out of date.

Sorun degil, o gösterilerin zamanï geçti.

If it isn't, you'll get your property back in better condition.

Olmazsa mülkünüzü çok daha iyi bir durumda geri alacaksınız.

You'll get it back if we get Frankie out.

Eğer Frankie dışarı çıkarsa, paranı geri alacaksın.

You know you'll get it back as soon as I can get out of here.

Paranı dışarı çıktığımın ertesi günü geri vereceğimi biliyorsun.

Oh, well, that's all right, you'll get it back some other night.

Oyundan 19 bin kazandınız. Pekala, sorun değil.

Come on back! You'll never get away with it.

Bundan asla kaçamayacaksın.

Well, now, Miss Morton, it's very nice of you to call and if you'll excuse me, I must get back to my painting.

Bayan Morton, ziyaretiniz çok hoştu ama artık resmime geri dönmeliyim.

Someday I'll get it through my head you always get back.

Ben birgün başımı alır giderim ama sen hep dönüyorsun.

It'll cost you close to a dozen hats to get that old one back.

Eskisini geri almak sana bir düzine şapka parasına patlar.

It'll be here when you get back, sir.

Döndüğünüzde her şey yerli yerinde olacak komutanım.

But when you get back home, you'll realize it was better to end it before it began.

Eve geri dönünce başlamadan bitmesinin hayırlı olduğunu göreceksin.

I'll get it back to you in a few days. Or five, even.

Birkaç güne geri veririm.

I'll have it finished by the time you get back from court.

Sen mahkemeden dönene kadar ben bitirmiş olurum.

You know you'll get it back.

Sana geri ödeyeceğimi biliyorsun.

I'll fix it for you as soon as you get back.

- Sen gelir gelmez hazır olacak.

And it'll be daylight before you get back if you don't hurry.

Eğer acele etmezsen dönmeden önce gün ışıyacak.

I'll get it back when you get your inheritance.

Mirasını aldığında geri ödersin.

Go last and you'll get it from back here.

Arkamdan gelirsen de arkadan.

I'll tell you about it when I get back.

Geri dönünce anlatırım.

When you come back with somebody else to get it, next week or next month, I'll be dead. Won't I?

gelecek hafta ya da gelecek ay beni almaya buraya geldiğinde, ölmüş olacağım, değil mi?

I'll have it back by the time you get home.

Eve geldiğinde geri almış olacağım.

Well, the Sergeant will get a full description of it from you tomorrow and we'll try and get it back for you, Mrs. Chaundry.

Şey, Çavuş bunun tam tanımını yarın sizden alır ve onu sizin için bulmağa çalışırız, Bayan Chaubdry.

I'll get it back for you!

Seni tekrar işe almalarını sağlarım.

You'll get it back and more.

Fazlasıyla alacaksın.

You get yourself settled and take off your wet shoes, and I'll be back as soon as it's ready.

- Tamam. Yerleşin, ıslak ayakkabılarınızı çıkarın, yemek olunca dönerim.

Don't worry, Sophie, I'll get it back for you.

Merak etme, Sophie, Onu sana geri getireceğim.

You'll get it back.

- Geri vereceğim.

That way, it'll be better for you, better for the girl and about the only way I'll get this town back to normal.

Bu durum senin için de kız için de daha iyi. Ve kasabayı normale döndürmek için tek çare bu.

Well, he's got enough sense not to come back here but if you get in touch with him, try and talk him into going back because it'll be a whole lot easier on him.

Buraya dönmeyecek kadar akiIli ama onunla temas ederseniz, oraya geri dönmeye ikna edin çünkü bu durumunu çok daha kolaylastirir.

But you'll see, one day you'll get it all back, and we'll go to Venice.

Ama göreceksin bir gün hepsini geri alacaksın ve Venedik'e gideceğiz.

I'll split it with you if you'll get me out of here and back to Tokyo.

Buradan çıkıp Tokyo'ya dönmeme izin verirsen onu paylaşırız.

You'll get it back in a little while.

Az sonra geri alacaksınız.

" You'll get it all back, even the pennies.

" Parayı son kuruşuna kadar geri alacaksın.

Now bring it down here and we'll get on top and you can take us back inside.

Şimdi onu buraya getir, üstüne çıkalım. Sonra bizi içine sokarsın.

- If it's dope, you'll get us back in jail.

- Dopingse bizi yine hapse sokarsın.

I'm going to end now, and I'll have you listen to it as soon as you get back.

Şimdi bitiriyorum ve döndüğünde bunu sana dinleteceğim.

You'll get it back.

- Geri alacaksın.

You get back into bed, and we'll settle it all in the morning.

Yatağına geri yat, sabahleyin hepsini çözeriz.

WE'LL GET IT DOWN THERE TODAY. YOU'LL GET IT BACK IN TEN WEEKS.

Bunu bugün götürürüz 10 hafta içinde elinize geçer.