You'll know it when you see it translate Turkish
85 parallel translation
When I see you waiting for Dad, I know what it'll be like.
Sen şimdi umutla babamı bekliyorsun ama ben biliyorum sonradan ne olacağını.
You'll know it when you see it.
Gördüğünüz zaman anlarsınız.
When you know you'll never see it again, it means something.
Bir daha göremeyeceğini biliyorsan, başka bir anlamı oluyor.
You know, sometimes when I see a sad movie, I want to see the end again, just hoping it'll all come out better the second time.
Bazen acıklı bir filmin sonunu tekrar göresim gelir, ikinci seyredişimde daha iyi biter umuduyla.
When I see the size and shape of it, and how to handle it I'll let you know what the price is.
Büyüklüğünü, şeklini ve nasıl yapılacağını görünce sana fiyatı bildiririm.
Jimmy, what are you hoping to find in there? I'll know it when I see it.
Jimmy, orda ne bulmayı umuyorsun?
- You'll know when you see it.
- Görünce anlarsın.
It's unfortunate timing, I know... but we had no choice, as you'll see when you read this.
Böldüğümüz için özür dileriz. Talihsiz bir zamanlama oldu farkındayım... ama başka seçeneğimiz yoktu, ki bunu okuyunca siz de anlayacaksınız.
- You'll know when you see it.
- Gidince göreceksin.
You'll know what you're looking for when you see it.
Aradığın şeyi gördüğün zaman anlarsın.
Oh, I think you'll know it when you see it.
Ah sanırım, gördüğünde anlayacaksın.
You'll know when you see it.
Gördüğün zaman bileceksin.
You'll know the right dress when you see it.
Doğru gelinliği gördüğünde anlayacaksın.
- I know it seems really weird, but trust me, when you talk to him, when you talk to him, you'll see what I'm...
- Onunla konuştuğunuzda neden bahsettiğimi göreceksiniz.
I'll know it when you see it.
Gördüğün zaman anlarım.
Five minutes, oh, well maybe ten... you see, I never know when you'll be here again, it's such a blow
Değil mi? Beş dakika, belki on. Belki bu son, kim bilir bir daha ne zaman görüşürüz?
You'll know it when you see it.
Görünce anlarsın.
Anyhoo, when these pills wear off, I don't know exactly what's gonna happen, but I imagine it'll involve this beer can breaking out your teeth, your wife screaming at me to stop kicking you and your children crying after they see what I've done to your face.
Neyse, bu haplar vücudumdan atıldıktan sonra, neler olduğunu tam bilmiyorum ama sanırım bu biranın dişlerini kıracağı karının seni pataklamayı bırakmam için çığlıklar atacağını ve yüzüne yaptıklarımı görünce çocuklarının ağlamasını kapsayacak.
You'll know it when you see it.
Gördüğünde anlarsın.
Like, you'll know it when you see it.
Gördüğünde anlayacağın gibi.
But you will... you'll know it when you see it.
Ama görünce anlayacaksınız.
You know what? It'll be worth it to see their faces when we all roll up.
Seninle beraber olduğumuzu gördüklerinde, yüzlerini görmeye değer.
It's a little too early to tell, but I know when he wakes up, he'll be happy to see you.
Bunu söylemek için biraz erken, ama biliyorum ki uyandığında seni görmek onu mutlu edecek.
- [Nervous Chuckle] Anyhoo, when these pills wear off, I don't know exactly what's gonna happen... but I imagine it'll involve this beer can breaking'out your teeth... your wife screaming'at me to stop kickin'you... and your children cryin'after they see what I've done to your face.
Neyse, bu haplar vücudumdan atıldıktan sonra, neler olduğunu tam bilmiyorum ama sanırım bu biranın dişlerini kıracağı karının seni pataklamayı bırakmam için çığlıklar atacağını ve yüzüne yaptıklarımı görünce çocuklarının ağlamasını kapsayacak.
She said your answer's there, and you'll know it when you see it.
Cevabın orada olacağını, ve görünce anlayacağını söyledi.
You'll know it when you see it.
Onları görünce ne olacağını tahmin edersin.
I know we're running a teeny bit behind schedule, but when you see what I've got to show you, I know you'll agree it was beyond worth the wait.
Programın biraz gerisinde kaldığımızı biliyorum, ama size gösterdiklerimi görünce, eminim beklemeye değdiğini fark edeceksiniz.
It's so sad when you just see that light get dimmed down, and it's just gone and you don't know if it'll ever come back or what that's gonna turn into.
Buradaki ışıkların karardığını, yok olduğunu görmek ve onlara ne olacağını veya neye dönüşeceklerini bilmemek çok üzücü.
Well, I'll tell you, I know a lack of motivation when I see it.
Bak ne diyeyim, motivasyon eksikliğini görünce anlarım.
You know, Anna, when I first saw you, I thought you were the mostbeautiful girl in the world, and now all I want to do is show you my innermost self, but I'm afraid you'll reject me because you won't like wh y see, or thatyou'll see my scrotum, and see that it hasa seam on it, and then you'll think I'mmade up of two different guys that were sewn together,'cause that's whatI think happened, and...
Anna, seni ilk gördüğümde dünyanın en güzel kızı olduğunu düşündüm ve şimdi tek yapmak istediğim kalbimin derinliklerini sana göstermek ama beni reddetmenden korkuyorum çünkü göreceklerinden hoşlanmayabilirsin veya testislerimdeki yara izini görüp iki farklı erkekle yattığımı düşünüp izin bu yüzden olduğunu sanabilirsin çünkü ben öyle olduğunu sanıyorum ve...
You'll know it when you see it.
- Gördüğünüz zaman anlarsınız.
I know all your secrets, and when I get my chance, you'll never see it coming.
Bütün sırlarını biliyorum. Bir fırsatını bulduğumda neye uğradığını şaşıracaksın.
And before you know it, they'll come out and talk to him when they see him.
Siz bunu bilmezsiniz bile, onu gördüklerinde çıkar onla konuşurlar.
I know I shouldn't tell you, but you'll still be surprised when you see it.
Söylememem gerekirdi biliyorum, ama gördüğünde yine de şaşıracaksın.
When you see it, you'll know it's real.
İzlediğin zaman gerçek olduğunu anlayacaksın. Al.
When you see it, you'll know it's real.
İzlediğin zaman gerçek olduğunu anlayacaksın.
But when you see it, you'll know and you'll say... "That's Mike."
Ama gördüğünde anlayacaksın ve "bu Mike" diyeceksin.
Oh, I think you'll know the blazer when you see it.
Gördüğünde hangi spor ceket olduğunu anlarsın.
And then it's back to work, and I never know when I'll see you again.
Ve sonra tekrar işe. Ve ben seni bir daha ne zaman göreceğimi asla bilemiyorum.
But the best idea always wins and you'll know it when you see it.
Ama en iyi fikir her zaman kazanır. Ve onu görür görmez tanırsın zaten.
You know, when I see her, I'll ask her to stop wanting their lives, and she'll do it because she's sweet.
- Onu görünce onları öldürmemeye ikna ederim beni de dinleyecektir, çünkü acayip tatlı.
- You'll know it when you see it.
Gördüğünüz zaman anlarsınız.
Oh, you'll know it when you see it.
Ah, gittiğinizde görürsünüz.
You'll know when you see it.
Aldığında ne olduğunu anlayacaksın.
I'm sure you'll know it when you see it.
Eminim gördüğünde anlarsın.
I'll let you know when I see it.
Gördüğüm zaman sana söylerim.
There is only one Arkenstone... and you'll know it when you see it.
Sadece bir Arkentaşı var. Onu gördüğünde hemen anlarsın.
I don't know exactly what you're looking for, but I have a feeling you'll know it when you see it.
Tam olarak ne aradığını bilmiyorum ama görünce anlayacağını düşünüyorum.
You'll know when you see it.
Görünce anlarsin.
You know, I'll talk to it when I see it. When she gets her first period.
Ya da penisi varsa eğer onunla düşünmemesini söylerim ona.
You'll know it when you see it.
Gördüğün zaman anlarsın.