English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You'll never find him

You'll never find him translate Turkish

76 parallel translation
- You'll never find him.
- Onu asla bulamayacaksınız.
They'll find you, and you'll never find him.
Seni bulurlar. Ve sen o adamı bulamazsın.
- You'll always find a helping hand - I've never met him
Artık burada yalnız değilsiniz.
Because if you drop him, you'll never find another one like this.
Çünkü elden kaçırırsanız, onun gibi bir başkasını bulamazsınız.
Maggie doesn't know exactly where he is and unless you know exactly, you'll never find him.
Maggie tam olarak nerede olduğunu bilmiyor. Eğer tam yerini bilmiyorsan asla bulamazsın.
You'll never find him in this crowd.
Onu bu kalabalıkta asla bulamazsın.
You take right side, i'll take left. We'll work our way upriver'til we find him. He's gonna wish he'd never pulled this stunt.
sag tarafı ara bende sol tarafı bulana kadar akıntıya dogru yol alalım bizi saşırmasına izin vermeyelim.
You'll never find him.
Asla bulamazsın onu.
You'll never be able to find him.
Onu asla bulamayacaksınız.
You'll never find him.
Onu bulamayacaksınız.
You'll never find him, he's too smart.
Ama asla bulamazsın onu, çok zeki.
You'll never find anyone like him again.
Asla, seni onun kadar seven birini bulamazsın.
We need the money for the doctor bill, because if my parents find out that I got hurt then they'll send Francis away, and we'll never see him again, and, you know, we love him.
Francis'i gönderirler, ve bir daha onu göremeyiz, ve, biliyorsun, onu seviyoruz.
You'll never find him. ... and we're gonna kill him.
Onu asla bulamayacaksın ve öldüreceğiz.
The system is perfect. You'll never find him.
Sistem mükemmeldir, kimse onu çözemez.
You'll never find him.
Derinlere gömüldü.
You'll never find him!
Onu asla bulamayacaksınız!
You'll never find him!
Onu asla bulamayacaksin!
You kill him you'll never find the antidote.
Eğer onu öldürürsen hastalığın tedavisini bulman imkansız.
- Somewhere you'll never find him.
- Bir yerde onu bulmak asla.
It's in a safe deposit box, but you'll never find the key,'cause Earl keeps it on him.
Banka kasasında, ama anahtarı asla bulamazsın, çünkü Earl cebinde tutuyor.
You go find her, tell her I want to talk to her. I'll deal with him. What if there never was a kidney?
Ya onu satmışsa ya da birine vermişse sonra da şehir efsanesini kullanıp biraz para kazanmak istediyse?
- You'll never find him.
Onu hiç bulamayacaksın.
If you shoot me, Eddie, you'll never find him.
Eğer beni vurursan, asla onu bulamazsın Eddie.
Worse still, his presence is now always cloaked, so you'll never be able to find him.
Daha kötüsü, varlığı artık hiçbir zaman fark edilemiyor. Onu asla bulamayacaksın.
You'll never find him alone.
Tek başına asla bulamazsın.
Even if, just as you guessed, Maenggwang knows something, unless he talks first, we'll never find out who's behind him.
Tahmin ettiğin gibi Maenggwang bir şeyler biliyor olsa bile, Konuşmadığı sürece bu işin arkasında kimin olduğunu öğrenemeyiz.
You'll never find him.
Onu asla bulamazsın.
If you leave with him, you'll never find your husband again.
Onunla gidersen bir daha asla kocanı bulamazsın.
You feel if we provoke him, we'll never find out what he's up to.
Üstüne fazla gidersek, asla ne işler çevirdiğini öğrenemeyiz.
You'll never find him.
Onu asla bulamayacaksınız.
I'm all for a good beating, but you'll never find him.
Sana yardım etmek isterdim ama onu asla bulamazsın.
He's locked away somewhere. You'll never find him!
Onu asla bulamayacağınız bir yere kapattım.
Pointless, you'll never find him, but I know a man who can.
Gereksiz, asla bulamazsın, ama ben bulabilecek birini tanıyorum.
If you turn your back on him, you'll never find it.
Eğer onu reddedersiniz asla bulmazsınız.
You'll never find him.
Onu asla bulamayacaksın.
If he goes into the monastery tunnels, you'll never find him.
Manastırın tünellerine girerse, onu asla bulamazsın.
Once you find him, you'll never come back.
Bulursan, asla geri gelmezsin.
You'll never find him.
Onu asla bulamazsınız.
I can't let you do that, Dad, so I sent him someplace far away, where you'll never find him.
Buna izin veremem baba, o yüzden onu asla bulamayacağın uzak bir yere yolladım.
That's why you'll never find him.
- Bu yüzden bulunamıyor hiç.
They'll never find him. Wouldn't you like to be able to go home one day?
- Bir gün tekrar eve dönmeyi istemez misin?
- You'll never find him.
- Onu bulamayacaksınız.
You'll never find him in the Black Hills.
Onu Kara Tepeler'de asla bulamazsınız.
He'll never find out where you are, and if he ever comes near you again, I will personally slap the cuffs on him, okay?
O asla sizin nerede olduğunuzu bulamaz ve o bir daha yanına yaklaşacak olursa. bizzat ben kelepçeyi takacağım, tamam mı?
But you'll never find him.
Hiç durma ama onu asla bulamayacaksın.
Stilinski, you'll never find him.
Stilinski, onu asla bulamayacaksın.
Shoot me, and you'll never find him.
Beni vurursanız onu asla bulamazsınız.
And if what you're telling me is true, you'll probably never find him, either.
Ve eğer bana söylediklerin doğruysa, onu da hiç bulamayacaklar.
- You're just a big bully! I'm gonna get my boy and hide him so you'll never find him!
Oğlumu sonsuza kadar saklayacağım ve asla bulamayacaksın.
You think this is it? We'll never find out if the guardians shoot him out of the sky.
Eğer Koruyucular onu havaya uçurursa bunu asla öğrenemeyiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]