You'll see for yourself translate Turkish
108 parallel translation
Control yourself, Nugent. I'll see what I can do for you.
Senin için ne yapacağıma bakacağım.
You'll see the demonstration for yourself.
Gösteriyi bizzat izleyeceksin.
Now, I want you to get yourself something to eat, and I'll go and see what I can do for you with Mr. Corvier.
Şimdi bir şeyler yemeni istiyorum. Ben de Bay Corvier'e gidip senin için ne yapabileceğine bakayım.
I know, it's difficult to understand but... but you'll see for yourself.
Biliyorum, anlaması zor. Ama gözlerinizle görmelisiniz.
This is no legend, as you'll soon see for yourself.
Bu bir efsane değil. Yakında kendi gözlerinizle görürsünüz.
Well, you'll see for yourself.
Kendin göreceksin.
You'll see for yourself.
Kendi gözlerinle görürsün.
You'll see for yourself.
Kendin de göreceksin.
While you refresh yourself in the bath, we'll see to some new robes for you.
Sen banyoda temizlenirken biz de sana yeni cübbeler ayarlayacağız.
- Yes, you'll see it for yourself.
- Evet, kendi gözlerinizle göreceksiniz.
You'll have to stay and see for yourself.
Kalmalı ve kendi gözlerinizle görmelisiniz.
- Now you'll see for yourself.
- Şimdi kendi gözlerinle görürsün.
You come on the morrow... and I'll hunt up a longhorn cow for you... and then you'll see for yourself why I think that bull of yours... will not be the father of a calf.
Sen yarın gel... Ve seninki için bir Longhorn ineği bakalım ve sonra neden bu boğa için babası olmayacak bir buzağıyı düşündüğümü anlayacaksın.
Don't worry, now you'll see for yourself...
Merak etme, şimdi kendi gözlerinle göreceksin.
You'll see for yourself. Trust me!
Kendin görürsün.Güven bana!
But you'll see for yourself.
Kendin görürsün zaten.
You'll soon see for yourself.
Yakında siz de anlarsınız.
Yeah, well, you'll see soon enough for yourself.
Evet, yakında kendi gözlerinle görürsün.
You'll see for yourself.
Sen de göreceksin.
Stay a couple of clays and you'll see for yourself.
Birkaç gün kal anlarsın.
I'm pressed for time, you'll have to see to it yourself. - Sure.
Kafamı kaşıyacak vaktim yok.
You'll see for yourself.
Kendin görürsün artık.
Someday, you'll see it for yourself.
Bir gün, bunları sen de göreceksin.
You'll just have to come over and see for yourself.
Neyse orasını gelip kendi gözlerinle görmen gerek.
You'll have to see for yourself.
Kendi gözlerinizle görmeniz gerek.
You'll see for yourself in a couple of minutes.
İki dakika sonra sen de göreceksin.
Read it, you'll see for yourself.
Al oku, kendin gör.
Try it. You'll see for yourself.
Sen de yapabilirsin.
I'll bring up the schematic of the reactor assembly, and you can see for yourself.
Reaktör montaj şeması büyütüğümde bunu kendinizde görebilirsiniz.
You'll have the chance to see for yourself.
Bunu kendinde görebilirsin.
And you'll see for yourself.
Ve kendi gözlerinle göreceksin.
Then you'll see yourself for who you're really are
O zaman gerçekte kim olduğunu göreceksin.
"See for yourself, but only if you'll make the exchange."
"Kendin gör ama sadece değiş-tokuş yapmaya hazırsan."
Come to the demonstration tomorrow, and you'll see for yourself.
Yarın gösteriye gel ve kendin gör.
Well, you'll see that for yourself.
Bunu kendin görürsün.
You'll see for yourself.
Bilmiyorum ama görürsün zaten.
You'll see for yourself.
Göreceksiniz.
Well, you'll see for yourself on Saturday night. 7 : 30?
Cumartesi akşamı kendin görürsün. 19.30 iyi mi?
Why don't I fetch the yearbook and you can see for yourself.
Neden ben yıllığı gidip getirmiyorum ve ve siz kendiniz bakmıyorsunuz?
I'll send you a photo so you can see for yourself.
Kendiniz görün diye size bir fotoğrafını göndereceğim.
I don't know who you are or what business you have with my son here... but if you know what's good for you, you'll stop this infernal racket... and take yourself and your disgusting little friends away from here... and never let me see you around this house again!
Kim olduğunuzu bilmiyorum ya da oğlumla ne iş çevirdiğinizi... ama sizin için en iyisi, bu berbat kargaşayı kesip... seni ve iğrenç arkadaşlarını burdan uzağa alıp gitmendir... ve sizi bir daha bu evin etrafında görmeyeyim!
You'll just have to see for yourself, what you see is what you get, right?
Yalnız kendin görmelisin, ne gördüğün neye sahip olduğundur, öyle değil mi?
Come here, you'll see for yourself.
Gel ve kendin gör.
After awhile... you'll see for yourself, Chatree.
Bir müddet sonra sen de anlayacaksın, Chatree.
You'll see for yourself.
Onu göreceksin.
I guess you'll just have to see for yourself, won't you?
Sanırım kendin görmelisin, değil mi?
Then you'll see for yourself.
O zaman, kendin için doğru olanı görürsün.
You'll see for yourself when we win tomorrow.
Yarın kazandığımızda göreceksiniz.
Look for yourself. You'll see.
Kendine bakarsan göreceksin.
It was very clever of you, luring me and my ship out into the open, so you could see for yourself if it worked.
Cihazın çalışıp çalışmadığını görmek için beni ayartıp gemimi açığa getirmeniz çok akıllıcaydı.
You'll see for yourself tomorrow.
Yarın kendin de görürsün.
you'll see it 26
you'll see 2112
see for yourself 327
for yourself 58
you'll 165
you'll be fine 927
you'll get over it 77
you'll pay 35
you'll regret it 106
you'll be okay 222
you'll see 2112
see for yourself 327
for yourself 58
you'll 165
you'll be fine 927
you'll get over it 77
you'll pay 35
you'll regret it 106
you'll be okay 222
you'll figure it out 157
you'll never know 87
you'll do great 56
you'll be alright 46
you'll be late for school 19
you'll get your money 42
you'll get used to it 167
you'll never understand 17
you'll never take me alive 16
you'll regret this 34
you'll never know 87
you'll do great 56
you'll be alright 46
you'll be late for school 19
you'll get your money 42
you'll get used to it 167
you'll never understand 17
you'll never take me alive 16
you'll regret this 34