You'me translate Turkish
1,053,349 parallel translation
Are you talking to me?
Bana mı söylediniz?
Let me help you with those.
Bırak biraz yardım edeyim.
No, but let me help you clean it off.
Hayır ama bırak temizleyeyim.
Wow, you want to tell me what that was?
Ne olduğunu anlatmak ister misin?
You can choke me for just a second.
Bir anda beni nefessiz bırakabilirsin.
When's the last time you did anything nice for me?
En son ne zaman benim için iyi bir şeyler yaptın?
I guess Larry just reminded me of a younger version of you, and the truth is,
Sanırım, Larry bana senin genç halini hatırlattı.
I liked that he was paying me a little attention, the way you used to.
Doğrusu, önceden senin yaptığın gibi onun benle vakit geçirmesi hoşuma gitti.
For God's sakes, when push came to shove, you stood toe-to-toe with a much younger man and fought for me.
Tanrı aşkına, iş hep zora düştüğünde, benim için senden küçüklerle yumruk yumruğa kavga ettin.
Phoenix Leader, do you read me?
Anka Lider beni duyuyor musun?
Hera, do you read me?
Hera, beni duyuyor musun?
♪ If you can place your hands on me ♪
Merhaba?
♪ You can make me fall apart But I won't blink ♪
SİBER RUH EŞİN RUH EŞİNİ YAP CİNSEL ÇEKİM YALNIZLIK
♪ If you could place your hands on me ♪
Merhaba?
And then, you can choose to take me private.
Sonra benden özel şov isteyebilirsiniz.
Let me get these clothes off for you.
Senin için üstümdekileri çıkarayım.
You can request whatever you want me to do pretty much.
Benden istediğiniz her şeyi talep edebilirsiniz.
Mmm, you should take me private.
Beni özel şov için tutmalısın.
You know, some guys have come to me for very kinky things and things that maybe they're not comfortable talking to anybody else about.
Bazı erkekler kimseye rahatça söyleyemedikleri, sıra dışı şeyleri benden istiyorlar.
That you put up with me?
Bana katlandığına mı?
Oh, that you've put up with me. It's the other way around. [laughs]
Senin bana katlandığına inanamıyorum.
Hit me up in the next, like, 30, 40 minutes and I'll still be awake for you.
30-40 dakika sonra beni ararsan hâlâ uyanık olacağım.
You better buy me, like, churros, or I don't know...
Bana churro falan almalısın, ne bileyim...
You know, Approximate has earned the right to meet me.
Approximate benimle buluşmayı hak etti.
[Frost ] I hope you'll accompany me in getting off. [ laughs]
Umarım boşalırken bana eşlik edersin.
Why do you like me so much?
Neden beni bu kadar seviyorsun?
Just knowing that they're watching me, makes you feel good.
Sırf beni izlediklerini bilmek bile kendimi iyi hissettiriyor.
You know, like, "Are people gonna like me today?"
"Bugün beni beğenecekler mi?" diye düşünüyorum.
You are a different person than me.
Sen benden daha farklısın.
Oh, my God, you called me?
Tanrım, beni mi arıyorsun?
I brought some of the bikinis that you got me.
Bana aldığın bikinileri getirdim.
Then I think you got me this, too, right?
Bunu da sen almıştın, değil mi?
And I just think that, you know, I don't wanna show something that's not me.
Kendimi olmadığım biri gibi göstermek istemiyorum.
But it's just... I didn't realize quite how much you adored me. [chuckles]
Ama bana ne kadar hayran olduğunu anlamamıştım.
Let me give you a hug.
Sana bir sarılayım.
So... you don't have to support me, and you don't have to...
Bu yüzden bana destek olmana gerek yok, benim...
Let me give you a proper- - and get that off, too. [laughs]
Sana güzelce... Şunu da çıkarayım.
Yeah, you guys will have to take me sightseeing. [Bailey] Yeah.
Bana şehri gezdirmelisiniz.
The relationship that I've established with girls I've worked for, you know, is that they, you know, trust me completely.
Birlikte çalıştığım kızlarla öyle bir ilişki kurarım ki bana tamamen güvenirler.
And hopefully, one day, she'll change her mind. [chuckles] And give me what, you know, what I think I can get from her.
Umarım bir gün fikrini değiştirir ve ondan alabileceğimi düşündüğüm şeyi bana verir.
[J Rock] So, tell me about you.
Bana kendinden bahset.
It's just that thing inside of me that says, "You have to be successful. You have no choice."
İçimden bir ses sürekli "Başarmalısın, başka çaren yok" diyor.
[Bailey] Here, let me post you on my Snapchat.
Gel, seni Snapchat'ime koyayım.
[Bailey] Video as much as you can now... so that later on, on clip sites and stuff, you can advertise it as... - "Me in high school." - Yeah, exactly.
Şimdi olabildiğince çekim yap ki sonra video sitelerinde falan "Lisedeki hâlim" diye reklam yapabil.
And John kinda trusted me to steer you guys in the right direction.
John sizi doğru yola yönlendirmem için bana güvendi.
Yeah, you're literally taking me out. [chuckles]
Beni cidden dışarı çıkarıyorsun.
Always texts me, "Good morning," "Good night," "I miss you." "Thinking about you."
"Günaydın", "İyi geceler", "Özledim", "Aklımdasın" diye mesajlar atıyor.
- You think so? You should be pressuring me.
- Senin bana baskı yapman gerekir.
I tell you, as long as I'm asking you out, the date's on me.
Seni dışarı çıkardığım sürece hesaplar benden.
I wish I did know, and, um... you know, he has not reached out to me since then.
Keşke bilsem ama o zamandan beri beni hiç aramadı.
[Madi] So you still haven't told me about this Wednesday girl.
Çarşamba günkü kızı hâlâ anlatmadın.