English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You'r

You'r translate Turkish

457,262 parallel translation
Admit that you ran Sean Hawkins off the road, and we'll send you back to the nice little prison that I think you want to be in.
Sean Hawkins'i yoldan koştuğunuzu itiraf edin. Ve seni güzel küçük cezaevine geri göndeririz Sanırım içinde olmak istiyorsun.
Ladies and gentlemen, are you ready to raise some hell with the Wizard? Let me hear you say "yeah"!
Baylar ve bayanlar, büyücü ile cehenneme... dalmaya hazır mısınız? "Evet" deyin bakalım!
You ready for that whiskey, Adele?
O viskiye hazır mısın Adele?
Ladies and gentlemen, are you ready to raise some hell with the Wizard. Let me hear you say YEAH!
Beyler ve bayanlar, Büyücü'yle birlikte... cehennemi buraya getirmeye hazır mısınız?
You ready to marry the love of your life?
Hayatının âşkıyla evlenmeye hazır mısın?
It's impossible to be sad if you're skipping.
Eğer atlarsan üzülmek imkansızdır.
Boy, are you missing the point of the story.
Oğlum, hikayenin esas noktasını kaçırıyorsun.
You know, Bonnie, when we keep secrets, we set a ball rolling, and it always rolls downhill.
Biliyor musun Bonnie, sır tutarsak yuvarlanan bir top hazırlarız ve toplar her zaman tepeden aşağı yuvarlanır.
No, you're not.
Hayır değilsin.
No, but you want to.
Hayır, ama istiyorsun.
Now I find out you have a stalker, and someone was attacked.
Şimdi, bir takipçiniz olduğunu öğreniyorum. Ve biri saldırıya uğradı.
What doesn't go away is how you start looking at everyone like you're just waiting for them to hurt you.
Uzak durmayan şey, herkese nasıl bakmaya başladığındır. Sanki sadece sana zarar vermelerini bekliyormuşsun gibi.
No, uh, you know... that it bled.
Hayır, bilirsin... Kanadığını.
- No, no, Maureen, I-I can't let you go.
- Hayır, hayır, Maureen, gitmene izin veremem.
No, it's not funny, but maybe you should talk to the shrink that you made me to go who screwed me up, and I walked out of there, and I just wanted to get high,
Hayır, komik değil, ama belki konuşmalısın Beni kimin mahvettiğini belirten psikopatlara, Ve oradan çıktım ve sadece yüksek olmak istedim,
No, but I know you.
- Hayır, ama ben seni tanıyorum.
You're here checking out your boy Reid, shaking me down to make sure he's ok.
Reid'i kontrole geldin ve iyi olduğundan emin olmak için beni sıkıştırıyorsun.
No, I'm here for you, Calvin.
- Hayır, senin için geldim Calvin.
You know, maybe I'll share it with your son.
O zaman belki oğlunla paylaşırım.
Just, I figured, you know, after the time we chased down the unsub, and now with you opening up to me about your concerns regarding Reid, that, uh... Well, maybe there was just a slight chink in your fluffy armor.
O şüpheliyi arabayla takip ettikten ve Reid'le ilgili düşüncelerini bana açtıktan sonra düşündüm, belki de tüylü zırhının altında hafif bir çatlak vardır.
Nah, nah, no more orders from you, little man.
Hayır, artık senden emir almayacağım küçük adam.
- No, you're not.
- Hayır, kalmazsın. Hayır.
- Can you tell me what happened?
- Bana ne olduğunu anlatır mısın?
Come by when you're ready.
Hazır olduğunda gel.
Oddly, you let everything die.
Tuhaftır ki, her şeyin ölmesine izin verdin.
What are you two up to?
- İkiniz ne işler karıştırıyorsunuz?
- Did we get it on you? - No, no, no.
- Hayır, hayır.
You shouldn't be walking.
Hayır! Yürümemen gerekir.
- you genocidal bitch? - Buh...
Soykırımcı sürtük!
- No, you're not.
- Hayır, değilsin.
Kira, if you can teach me everything you know about that feeling, then I'll tell you whatever you want to know about all the grown-up stuff we do.
Kira, bu bağ hakkında bildiğin şeyleri bana öğretebilirsen o zaman bilmek istediğin yaptığımız tüm o yetişkin işlerini sana anlatırım.
To see if accelerated healing would manifest in you.
Sizde hızlandırılmış iyileşme etkisinin olup olmayacağına bakmak için.
Air transport is ready to take you to the island.
Hava taşıması sizi adaya götürmek için hazır.
Well, you've transcended that too, daughter, which is why I shared all my secrets with you.
Sen sınırını geçtin kızım, seninle tüm sırlarımı paylaşma sebebim de bu.
No, Sarah, I want you to know that what S did,
Hayır, Sarah, bunu bilmeni istiyorum, S'in yaptığı...
I think she wants you.
Sanırım seni istiyor.
He makes you do this.
Sana da bunu yaptırıyor.
I think I can help you find Helena.
Sanırım Helena'yı bulmana yardım edebilirim.
I'm not gonna micromanage you, Donnie.
- Hayır! Seni... kontrol etmeyeceğim, Donnie.
- You're ready?
- Hazır mısın?
- You're serious?
- ortaya çıkarmaya hazırız. - Ciddi misin?
You're ready?
Hazır mısın?
I have to admit I'm a little disappointed in you.
Senin hakkında biraz hayal kırıklığına uğradığımı itiraf etmem gerek.
Do you know as a woman now, I'm 14 % more likely to survive a gunshot wound than you.
Şu an bir kadın olarak, bir silahlı saldırıdan kurtulma şansım, senden % 14 daha fazla.
Hey, Mom, can you keep a secret?
Anne, sır tutabilir misin?
My associate here can occasionally be described as a horrible person, so any insight you have into his actions would be greatly appreciated.
Arkadaşımın iğrenç biri olduğunu söyleseniz haksız sayılmazsınız. O yüzden yediği haltlar konusunda fikrinizi alırsam memnun kalırım.
I will help you convince Riley to marry you, but I want something in return.
Riley'i seninle evlenmesi için ikna etmeye çalışırım ama karşılığında bir isteğim var.
You and your husband must be really excited.
Kocanla ikiniz çok heyecanlısınızdır şimdi.
I... I'm sure you ended up meeting a great guy you never would've met otherwise.
Eminim şartlar başka olsa asla tanışmayacağınız biriyle tanışmışsınızdır.
Where would you do that in New York?
- New York'ta nerede yapılır peki?
Uhh, no, and I don't know if anyone's ever told you this, but you can be a tad self-centered.
Hayır ve bilmem daha önce söyleyen oldu mu ama bazen hep kendini düşünüyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]