English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You're a fool

You're a fool translate Turkish

1,024 parallel translation
- And you're a fool.
- Ve sen bir delisin.
- You're a fool, McCoy, and a dad-blasted liar!
- Sen bir ahmak ve lanet bir yalancısın McCoy!
You're making a bigger fool of yourself than I thought.
Sandığımdan da budalaca davranıyorsunuz Bay Kane.
You are a fool, not that you're the only one.
Aptalsın yalnızca sen değil.
Regina, you're a fool.
Regina, aptalsın sen.
- You're a fool, Jack.
- Sen aptalın birisin, Jack.
And you're a pathetic fool.
- Siz de budalasınız.
- You make me sick! I thought you were a fool but you're a pathetic Tartuffe.
Budala olduğunuzu bilirdim de, bu kadar acınacak hâlde olduğunuzu değil.
Ed, you're a fool.
Ed, sersemin tekisin.
Oh, you're a fool.
Aptalın tekisin.
You're making a fool out of yourself.
İyice saçmalamaya başladın.
And my personal opinion of you is that you're a young fool.
Ve kişisel düşüncem şu ki, sen genç bir budalasın.
You're a fool!
Sen var ya salaksın!
And you're a blind fool.
Sen de tam bir aptalsın.
You're not sorry at all, you're just sorry you made a fool of yourself.
Üzüldüğünüz yok, sadece budala durumuna düştüğünüz için üzülüyorsunuz.
You're a fool, Toddy, and no doctor.
Sen aptalın tekisin Toddy, doktor değilsin.
You're a fool.
Sen bir aptalsın.
- You're a fool too.
- Sen de aptalsın.
You're such a fool.
Ne kadar budalasınız.
You're talkin'like a fool, Nick.
Aptalca konuşuyorsun Nick.
- DeGarmot, you're a fool.
- DeGarmot, sen aptalın tekisin.
You know, you're a stupid fool, George.
Biliyor musun, sen aptalın tekisin George.
You're a fool, Amy.
Sen aptalsın, Amy.
You're such a liar. You fool yourself, and everyone else too, including Dad!
Kendini ve etrafındaki herkesi kandırıyorsun, babamı da!
You're a fool.
Aptalsın.
You're a fool.
Aptal.
- You're a fool if you do.
- Aptallık olur.
- You're a fool to get mixed up in this.
Bu işe karışmakla aptallık ettin.
Everybody would say you're a fool.
Herkes bir aptal olduğunu söyleyecektir.
Your pride is hurt... you've been made to look a fool in front of Bill..... and you're dying to shoot me, aren't you?
Gururun incindi... Bill'in önünde aptal durumuna düştün..... ve beni vurmaya can atıyorsun, değil mi?
- You're a fool.
- Aptal.
With all your strength, you're a fool, Samson.
Ne kadar güçlü olsan da bir aptaldın Samson.
Oh, Sammy, you're such a fool.
Sammy, budalanın tekisin.
- You're such a fool.
- Sen salağın tekisin.
- You're a fool!
- Sen ahmağın tekisin.
You're making a fool of yourself.
Kendini gülünç duruma düşürüyorsun.
I'm a very patient man, but you're talkin'like a fool!
Çok sabırlıyımdır, ama aptalca konuşuyorsun.
Lieutenant, you're a fool. All right.
- Teğmen, sen bir aptalsın.
But so naive And you're such a fool
Sen de çok aptalsın.
You're all making a fool of me! You too, Ayako!
Siz ikiniz beni aptal ettiniz!
- Owen, you're a putty-headed fool.
- Owen, sen tam bir mankafasin.
You're acting like a fool now.
Asıl şimdi aptallık ediyorsun.
You're a fool to lug this food to the settlement.
Bu yüzden bu yiyecekleri yerleşkeye götürmeye çalıştığın için safsın.
- Because you're a jealous fool.
- Çünkü kıskanç bir aptalsın.
You're a fool Come on.
Sen bir aptalsın. Gel!
I don't know what you're trying to do... except make me look like a complete fool.
Beni tam bir şapşal gibi göstermeye çalışmaktan başka ne yaptığınızı bilmiyorum.
You're acting like a darn fool.
Aptal gibi davranıyorsun.
How? - You're finding 100 ways to call him a fool.
Yüzü temiz, kalbi saf ama bir aptal sanma.
You're a Viking fool.
Sen aptal bir vikingsin.
You're a prize fool!
Sen koca bir ahmaksın!
- No, I don't think you're a fool, Henry.
- Hayır, düşünmüyorum Henry.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]