English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You're angry

You're angry translate Turkish

2,418 parallel translation
We're... we're not angry with you.
Sana kızgın değiliz.
Okay. If they're angry with you, they will forget about their petty squabbles.
Eğer size kızgın olurlarsa, gereksiz çekişmelerini unuturlar.
I know you're angry at me.
Bana kızgın olduğunu biliyorum.
I mean, you're already so insecure and angry and...
Sen hep güvenilmez, öfkeli...
- Leo, I am sorry you're angry.
- Leo, sinirlendiğin için üzgünüm.
I know you're angry And in pain, but you're not alone.
Biliyorum kızgın ve acılısın
You're angry?
Kızgın mısın?
Okay, okay, ju-just to clarify- - you're not as angry with me now as you were when I burned down your house?
Tamam ama şuna açıklık getirelim... Bana evini yaktığım zamankinden daha kızgın. değilsin?
- You're angry.
Öfkelisin.
- You're also angry.
Aynı zamanda kızgınsın.
We'll wail like angry forest witches, but that's all the distraction you're getting.
Kızgın orman cadıları gibi feryat edeceğiz. Dikkatlerini en fazla bu kadar dağıtabiliriz.
Do you know what I see when I think about our wedding, no crazy mothers, no angry fathers, nobody, just Julie and me, and we're standing there exchanging our vows.
Ne görüyorum biliyor musun? Evliliğimiz hakkında düşününce? Deli anneler yok, kızgın babalar yok.
You're... you're... you're angry.
Sen... Sen kızgınsın.
You're not angry at me, you're angry at psychiatrists.
Sen bana kızgın değilsin, psikiyatrlara kızgınsın.
Pippa, I know you're angry, but you need to listen...
Pippa, biliyorum sinirlisin ama dinlemelisin...
So if you don't want me angry with you, missy, if you don't want Phicorp angry with you, you're gonna put this right.
Bu yüzden sana sinirlenmemi istemiyorsan, küçük hanım eğer Phicorp'un sana sinirlenmesini istemiyorsan bu işi yoluna koyacaksın.
Look... look, if you're angry about what happened to you, I can...
Bak... Bak eğer sana olanlardan dolayı kızgınsan, ben...
See, you're getting angry.
Anlıyorum kızıyorsun.
Hey, listen to me, man, you don't want to do this right now. You're angry, and you got cake on your nose.
Beni dinle dostum, bunu şimdi yapmak istemezsin.
I know you're angry now, but you must listen to me.
Kızgın olduğunu biliyorum ama beni dinlemelisin.
You're angry.
- Evet.
I know you're angry.
- Biliyorum kızgınsın.
I understand that you're hurt and angry.
İncindiğini ve bana kızgın olduğunu biliyorum.
You know, they say if you're angry to write a letter but wait a day before you send it.
Hani kızgınken mektup yazdığınızda göndermeden önce bir gün bekleyin derler.
Well, we understand you're angry based on all the complaints you filed.
Doldurduğunuz şikayet dilekçelerini düşününce bu durum hakkında oldukça sinirli olduğunuz anlaşıIıyor.
You're angry because she crossed the line with Doyle.
Kızgınsın, çünkü Doyle'la çok ileri gitti.
You're still angry about that time, Lebrac?
Lebrac hala bana kızgın mısın?
Look, I am sorry about your father, Deputy, but I need you to stay focused because you're no good to me angry.
Bak baban için gerçekten üzgünüm. ama odaklanmana ihtiyacım var. çünkü sinirli olursan işime yaramazsın.
She thinks that you're completely angry with her, okay?
Ona çok kızgın olduğunu düşünüyor.
I can see that you're angry.
- Veya her neyse. - Kızgın olduğunu görebiliyorum.
See, now you're starting to sound like a normal, angry teenager.
Gördün mü, şimdi sinirli ve normal bir ergen gibi olmaya başladın.
When you're playing lacrosse, when you're with Allison, whenever you get angry.
Lakros oynadığında Allison'la birlikte olduğunda öfkelendiğinde.
Dude, you're my best friend, and I can't have you being angry with me.
Hacı, sen benim en iyi arkadaşımsın ve bana öfkeli olmanı istemem.
I know you're angry with me, son.
- Bana kızdığını biliyorum evlat.
You're not angry?
Kızmadın mı?
Yeah, sometimes I feel like I want to quit my job And spend my time chasing down the son of a bitch who killed Emily. You're damn right I'm angry.
Evet, bazen işimden ayrılıp zamanımı Emily'i öldüren o herifi bulmaya harcamak istiyorum.
You're angry because I'm happy.
Mutlu olduğum için kızgınsın.
I'm sorry if you're angry, but don't take it out on me.
Kızgın olduğun için üzgünüm ama bunu benim üstüme atma.
Listen, I get it that you're angry, okay?
Dinle, kızgın olduğunuzu anlıyorum tamam mı?
I know you're hurt. I know you're angry...
İncindiğini biliyorum.
You're gonna fucking get angry about something? That never happened before. Why don't you surprise yourself?
Kız hadi daha önce olmamış gibi yap
Hold on, man. You're getting angry. But this is a very good decision for the village.
Muhtar sen sinirleniyorsun ama bak bu karar bizim köy için çok, çok yararlı bir karar.
Look, you're angry, and you have every right to be, but I will fix this.
Kızgınsın. Kızgın olmak hakkın ama bunu düzelteceğim.
You're miserable and you're angry.
Mutsuz ve kızgınsın.
I don't understand why you're so angry.
Neden bu kadar kızdın anlamıyorum.
I know you're angry at me, but you have to listen.
Bana kızgın olduğunu biliyorum, ama dinlemelisin.
You're making me real angry.
Beni gerçekten kızdırdın.
I understand why you're so angry, but there's nothing more I can do.
Kızgın olmanızı anlıyorum, ama yapabileceğim başka bir şey yok.
- You're always angry with me.
- Bana hep kızgınsın. - Hayır, değilim canım.
Exciting to learn you're an angry and opinionated young man.
İdealist ve öfkeli bir genç olduğunu görmek güzel, Kasper.
People sympathize with you whenever you're the target of angry outbursts.
Metne bağlı kalmıyor. Ne zaman öfkeli çıkışlara hedef olsanız insanlar size yakınlaşıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]