You're doing it wrong translate Turkish
211 parallel translation
- You're doing it wrong.
- Yanlış yapıyorsun.
You're doing it wrong.
Yanlış yapıyorsunuz.
- You're doing it all wrong.
- Her şeyi yanlış yapıyorsun.
You're doing it all wrong.
Tamamen yanlış yapıyorsun.
- You know you're doing it all wrong?
- Yanlış yaptığının farkında mısın?
You're doing it wrong!
Olmuyor, olmuyor!
'You're doing it all wrong, Hamilton!
Yanlış yapıyorsun Hamilton.
If you know what you're doing, you're doing it wrong.
Eğer ne yaptığını biliyorsan, yanlış yapıyorsundur.
I know what you're doing... and you're the wrong person to be doing it.
Ne yaptığını biliyorum ama bunu yapması gereken kişi sen değilsin.
- Here, I think you're doing it wrong.
- Bekle, bence yanlış yapıyorsun.
You're doing it wrong.
- Yanlış yapıyorsun. - Öyle mi?
But it's wrong what you're doing.
Ama yaptığın yanlış.
You're doing it wrong.
Yanlış yapıyorsun.
You should go back and tell them they're doing it Wrong. It was a great luncheon enema.
Evet bu harika bir yemek ve lavmandı.
Maybe you're doing it wrong.
Belki de yanlış yapıyorsundur.
Oh, you're doing it all wrong.
O öyle yapılmaz, çekil.
But you're doing it for the wrong reasons.
Fakat bunu yanlış sebeplerle yapıyorsun.
You're doing it wrong.!
Yanlış yapıyorsun!
You " re doing it wrong.
Yanlış yapıyorsun.
you're doing it wrong.
- Yalnış yapıyorsun.
Frankie, you're doing it wrong.
Yanlış yapıyorsun. Çok sert çekiyorsun.
If you would just give it to me to do, it would be fine. You're doing it all wrong.
Hepsini yanlış yapıyorsun.
If you're not enjoying it, you're doing something wrong.
Eğer zevk almıyorsak, bir şeyleri doğru yapmıyoruz demektir.
You ´ re doing it all wrong, Torkild.
Tamamen yanlış yapıyorsun, Torkild.
Torkild, you ´ re doing it all wrong.
Torkild, tamamen yanlış yapıyorsun.
You're doing it wrong!
Yanlış yapıyorsun!
You're doing it all wrong.
Tümüyle yanlış yapıyorsun.
Because you're doing it all wrong.
Çünkü yanlış yöntem uyguluyorsunuz.
It's wrong, what you're doing. - I know.
- Biliyorum.
AND IF IT IS, YOU'RE DOING IT WRONG.
Eğer öyleyse, yanlış yapıyorsun.
You felt like everything you thought you'd been doing wrong in your life, you're actually doing it right, because that whole time she was coming closer to you.
Hayatın boyunca yanlış yaptığını düşündüğün her şeyin aslında doğru olduğunu sanıyorsun. Çünkü bu süre boyunca o hep sana yaklaşıyordur. Ama sen anlayamacak kadar aptal ya da söyleyemecek kadar da korkaksındır.
- You're doing it all wrong
- Tamamen tersini yapıyorsun.
I was, but he came over and he's all, "You're doing it wrong."
Ben yapıyordum, sonra o geldi,'Yanlış yapıyorsun'dedi.
You're doing it all wrong.
"... yanlış yapıyorsunuz!
I believe you're doing it wrong. Hold on, you go like this. You kind of hit on them.
Yanlış yapıyorsun. bekle, böyle yapmalısın. onu ezer gibisin.
Well, you're doing it wrong.
- Yanlış yapıyorsun ama! Haklısın!
And remember, if I'm harsh with you it is only because you're doing it wrong.
Ve unutmayın, eğer size sert çıkışırsam bu demek ki işinizi yanlış yapıyorsunuz.
Good, because if it was, you're doing it wrong.
İyi, eğer olsaydı, yanlış yapıyor olurdun.
Cause when you're deeply, trully happy, it's a sure sign you're doing everything wrong.
çünkü sen içten, gerçekten mutluysan, bu her şeyin yanlış gittiğinin işaretidir.
Then you're doing it wrong.
O zaman yanlış yapıyorsun demektir.
Because it's all about the rationalization that you're not doing anything wrong.
Çünkü her şey yanlış bir şey yapmadığınıza dair kendinizi kandırmanıza bağlı.
You're doing it all wrong.
Her şeyi yanlış yapıyorsun!
- You know you're doing it all wrong?
- Yanlïs yaptïgïnïn farkïnda mïsïn?
Because it's all about the rationalization that you're not doing anything wrong.
Çünkü her şey yanlış bir şey yapmadığınıza. ... dair kendinizi kandırmanıza bağlı.
You're doing it wrong, for one thing.
Otur, lütfen. Belli ki yanlış yapıyorsun.
You're doing it wrong.
Git buradan.
Deep down inside, you know what she's doing is wrong... but you're too damn loyal to say anything about it.
Derinliklerinde, yaptıklarının yanlış olduğunu biliyorsun ama bununla ilgili bir şey söylemeyecek kadar sadıksın.
When people make it worse by doing the wrong things like taking your parking space or cutting in front of you in line at a store and then they're just making the world an uglier place.
İnsanlar yanlış şeyleri yapmaya devam ettikleri zaman, park yerini kapmak ya da mağaza kuyruğunda, senin sıranın önüne geçmek gibi şeyler dünyayı daha da çirkin bir yer haline getiriyor olurlar.
You're doing it wrong. Let me show you how to do it.
Hayır, o oraya olmaz.
You're doing it all wrong!
Tamamen yanlış yapıyorsun!
You're doing it wrong.
Michael, yanlış yapıyoruz.
you're doing great 645
you're doing well 68
you're doing a good job 31
you're doing a great job 78
you're doing very well 32
you're doing good 136
you're doing so well 27
you're doing fine 174
you're doing just fine 31
you're doing really well 38
you're doing well 68
you're doing a good job 31
you're doing a great job 78
you're doing very well 32
you're doing good 136
you're doing so well 27
you're doing fine 174
you're doing just fine 31
you're doing really well 38
you're doing it again 114
you're doing it right now 20
you're doing the right thing 163
you're doing all right 17
you're doing so good 30
you're doing it 134
you're doing this 37
you're doing it all wrong 19
you're doing what 19
you're doing 29
you're doing it right now 20
you're doing the right thing 163
you're doing all right 17
you're doing so good 30
you're doing it 134
you're doing this 37
you're doing it all wrong 19
you're doing what 19
you're doing 29
you're cute 195
you're welcome 5601
you're awesome 166
you're right 14205
you're so stupid 85
you're not my type 58
you're sorry 317
you're so pretty 112
you're so handsome 35
you're so sweet 212
you're welcome 5601
you're awesome 166
you're right 14205
you're so stupid 85
you're not my type 58
you're sorry 317
you're so pretty 112
you're so handsome 35
you're so sweet 212