English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You're going to kill him

You're going to kill him translate Turkish

124 parallel translation
If you're going to pull out on us, Alberto, maybe it's best that you don't kill him.
Su koyvereceksen Alberto, en iyisi onu öldürme.
You're going to be there when I kill him.
Onu öldürdüğümde sen de orada olacaksın.
He's got to die, and you're going to kill him!
Ölmek zorunda! Ve onu sen öldüreceksin!
Because you're going to kill him.
Çünkü bu adamı öldüreceksin.
Today you're going to kill him because of something I've said or done?
Bugün onu benim yaptığım ya da söylediğim bir şey için mi öldüreceksin?
Since you're so sure you're going to kill him... Here's a third of it now.
Madem öldüreceğine bu kadar eminsin al sana biraz avans.
You're going to have to kill him, Jim.
Onu öldürmek zorunda kalacaksın.
You're going to kill him before he can save us? Let go, I have to do it.
- Onu öldürecek misin?
Stop it, you're going to kill him.
- Dur, onu öldüreceksin.
Stay in your seat You can't die They're going to kill him!
yerinde dur ölmemeli onu öldürecekler!
And you're not going to kill him.
Onu öldüremezsin.
You're going to kill him?
Onu öldürecek misin?
Pinsel, you're going to kill him!
Pinsel, onu öldüreceksin!
- You're going to kill him?
- Onu öldürecek misin?
Take a good look at him'cause you're going to kill him.
Ona iyi bak çünkü onu öldüreceksin.
Assume, if you like, that they're going to kill him.
İstersen, varsay ki onu öldürecekler.
You're going to kill him!
Onu öldüreceksin!
You're going to kill him!
Öldüreceksin onu!
You're going to kill him?
Öldürecek misin?
This time you're going to kill him.
- Bu sefer onu öldüreceksin.
You're going to kill him?
Onu öldürecek misiniz?
If you don't bring me that film we're going to kill him, fuck him and film it.
Bana o filimi getirmezsen onu öldüreceğiz, düzeceğiz ve filime alacağız.
You're going to put him away even though he didn't kill the boy?
Ryan Davies'i öldürmemesine rağmen, onu hapse atacaksınız öyle mi?
So you're going to kill him?
Yani onu öldürecek misin?
You ´ re going to kill him.
- Onu öldüreceksin.
So you're going to put him back in the Gen Pop even though he masterminded the death of Salah Yudin and he has vowed to kill me, too?
Yani Salah Yudin cinayetinin planlayıcısı ve beni de öldürmeye yemin etmiş olmasına rağmen onu genel birime geri mi göndereceksin?
- You're going to let him kill himself?
- Onun kendini öldürmesine izin mi vereceksiniz?
Geez, I didn't kill him, if that's where you're going to.
Bunu ima ediyorsan, onu ben öldürmedim.
You're going to kill him
Onu öldüreceksin.
You're going to kill him!
Onu öldüreceksin.
You're going to kill him.
Onu öldüreceksin.
He wanted me to see his face because he was going to kill me, and now you're letting him go?
Yüzüne bakmamı istedi çünkü beni öldürecekti. Şimdi de siz onu bırakıyorsunuz.
You're going to kill him, aren't you?
Onu öldüreceksin, değil mi?
Too bad you're going to kill him,
Çok kötü, onu öldüreceksin
You're going to kill him.
Onu öldüreceksiniz.
Because I think you're going to kill him.
Onu öldüreceğini düşünüyorum.
You're going to kill him.
Adamı öldüreceksin.
So if you happen to tag him in the shoulder rather than going for the kill shot, you're not going to hear any complaints from this end.
O yüzden onu öldürmek yerine yakalarsanız benim için hiç sorun olmayacak.
Then, you're just going to find Volchok and either kill him or get yourself killed?
Volchok'ı bulup onu öldürecek veya kendini öldürteceksin.
- Do you think they're going to kill him?
- Sence onu öldürecekler mi?
.. but you're not going to kill him!
.. ama onu sen öldürmeyeceksin!
If he kills you, I'll kill him, either way, you're going to die.
Seni öldürürse, onu öldürürüm her iki durumda da öleceksin.
Shit, you're going to kill him!
Göremiyor musunuz adam ölecek.
You're going to kill him.
Onu öldüreceksin!
You're going to kill him, and he wants to work?
Onu öldüreceksiniz ve O çalışmak mı istiyor?
You're going to kill him!
- Öldüreceksiniz adamı be!
Now you're going to have to live with it or kill him.
Şimdi ya bununla yaşayacaksın, yada onu öldüreceksin.
You're going to kill him in his house.
Onu kendi evinde sen öldüreceksin.
I DON'T BRING BACK THE ANTIDOTE, YOU'RE GOING TO KILL HIM, RIGHT?
Eğer panzehri getirmezsem.... onu öldüreceksiniz, değil mi?
You're not going there to offer him anything. You're going there to kill him.
Ona herhangi bir şey teklif etmek için değil, onu öldürmek için gidiyorsun.
And you're going to use it to kill the man who shot him down in cold blood.
O silahı, babanı soğukkanlı şekilde vuran adamı öldürmek için kullanacaksın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]