English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You're going to school

You're going to school translate Turkish

439 parallel translation
And it's still good. What's the use of going to law school if you're gonna throw it over and play cops and robbers.
Hala zevkli muhabbet ama, zaten bunları bırakıp hergün hırsız-polis muhabbeti yapmanın ne zevki olur ki?
You're going back to school.
- Evet, Utangaç Kasap. - Okula geri döneceksin.
You're never going back to that school again.
O okula bir daha gitmeyeceksin. Asla.
You're not going back to the Fern School next year.
Önümüzdeki sene o okula gitmeyeceksin.
Well, look, they're going to have a school, you see.
Bak, onların bir okulu olacak, anladın mı?
You're not going to the club and the boys aren't going to school.
Kulübe gitmeyeceksin, çocuklar da okula gitmeyecek.
It's 11 : 20, if you're going to the school you'd better dress.
Deneme Okulu'na gidecekseniz hazırlanmanız gerekiyor.
Sugiyama, you say you're going back to school?
Sen tekrar okula dönecektin değil mi?
You forget, Anne, you're not going back to school next term.
Unutma, Anne, gelecek dönem okula dönmüyorsun.
Ivan, you're going to a military school.
Ivan, askeri bir okula gideceksin.
Or maybe, if you're going on to school, you could take them to the teacher.
Ya da sen okula gidiyorsan bunları öğretmenine verebilirsin.
_ You're going back to school.
- Okula döneceksin.
If you fail, you're going to summer school.
Kalırsan, yaz okuluna gideceksin.
When you're at school and you want to quit, people say, "You're going to hate it out in the world."
Okuldayken okulu bırakmak istersiniz. İnsanlar dışarıdaki dünyadan nefret edeceğinizi söyler.
You're not going back to school?
Okuluna geri dönmeyecek misin?
And if I say you're going to that school you're going.
O okula gideceksin diyorsam gideceksin.
- Heard you're going away to school.
- Üniversiteye gideceğini duydum.
Your brother slaves away day and night to earn money thinking that you're going to school not to the club.
Kardeşin para kazanmak için gece gündüz çalışıyor hem de senin kulüp yerine okula gittiğini düşünerek.
HOW COME YOU'RE NOT GOING TO SCHOOL?
Hasta oldum.
He says you're going to have to make it up on Monday after school.
Pazartesi dersten sonra telafiye girmen gerekiyormuş.
And you're not going to follow them! Who's going to reform school?
Kim ıslahevine gidiyor?
- going back for your Master's was... getting used to being back in school again... just when you're at a point that you really...
- Paltom. -... en zor kısmın... okula dönmeye alışmak olduğunu düşünmüştüm. Tam hayatının gerçekten...
You're going to school, and I'm gonna teach you.
Okula gideceksin ve ben öğretmenin olacağım.
So, you're going to Shuutetsu's school too?
Öyleyse siz Shuutetsu okuluna gidiyorsunuz.
Hurry up, you're going to be late for school.
Acele edin, okula geç kalacaksınız.
Now that school is over you're going to do all the housework!
Okul bitti, şimdi ödevlerini yapmaya gidiyorsun!
You're not the one going to a school where kids will run away when they see you, making fun of you.
Herkesin seninle dalga geçip senden kaçtığı bir okula giden sen değilsin.
You're going away. I hate my school. The trip to Europe is off...
Sen gidiyorsun, okulumdan nefret ediyorum, Avrupa rüyası suya düştü...
You're not going to med school to impress a girl you're infatuated with?
Aşık olduğun kızı etkilemek için mi tıp fakültesine gideceksin?
You're going to school?
Okula mı gidiyorsun?
Honey, you're not going to school like this
Hayatım, okula bu durumda gidemezsin.
You kill that high school boy they're going to slap your ass right back in jail.
O lise hergelesini öldürdüğün anda seni hapse tıkıp, kıçını tokatlayacaklardır.
I don't know what it is about going to high school with someone that makes you feel you're automatically friends for life.
Bilmiyorum nedir biriyle okula gittiğin zaman onunla ömür boyu arkadaş kalacağını hissettiren şey.
- You're going to military school.
- Askeri okula gidiyorsun.
Not as sorry as you're going to be after school.
Okula gitmenden daha iyi bir özür olamaz.
- You're going back to school tomorrow.
- Yarın okula gideceksin.
Isn't that why you're going to law school?
Hukukta bu yüzden okumuyor musun?
You're going to Sunday school.
Pazar okuluna gideceksin.
- You're not going to school.
- Okula da gitmeyeceksin.
It's after 7 : 00, and you're going to be late for school again!
saat 7'yi geçti, yine okula geç kalacaksın!
Because if you think of me as much as I think of you, we're both going to flunk right out of school.
Seni düşündüğüm kadar sen de beni düşünüyorsan, ikimiz de okulda çuvallayacağız demektir.
You're going to school.
Okula gidiyorsun.
You're going to be my murder victim, Bart... in our school production of Lizzie Borden.
Cinayet kurbanım olacaksın, Bart okulumuzun düzenlediği Lizzie Borden oyununda.
You're the one not going to school.
Okula gitmeyen sensin.
You're going to wind up working a school crosswalk.
Sonunda seni bir okul köşesindeki yola verecekler.
You're going to summer school again, aren't you?
Yine ikmale kaldın, değil mi?
You just tell her you're going to school every day in the morning.
Artık okula canın istediğinde gideceğini söyle.
You better get your little skinny self dressed if you're going to go to school today.
Okula gideceksen giyinmelisin.
- You're not going to school today?
- Bugün okula gitmeyecek misin?
Maybe he was just trying to save face then... because... he's going around the whole school saying that... you're the lousiest lay he's ever had.
- Belki erkekliği kurtarmaya çalışıyor. Okulun her yerinde dolanıyor ve senin birlikte olduğu en rezil kız olduğunu söylüyor.
'Cause you're going to school, to Columbia.
Kolombiya'da bir okula gitmenden dolayı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]