You're gonna be just fine translate Turkish
218 parallel translation
Now, you're gonna be just fine.
Hiç merak etme.
You're gonna be just fine.
İyi olacaksın.
Hold on, you're gonna be just fine, fella.
Sık dişini, iyileşeceksin, dostum.
You're gonna be just fine.
İyileşeceksin.
You're gonna be just fine in about 12 hours.
12 saat içinde bir şeyin kalmaz.
Scotty, you're gonna be ok, You're gonna be just fine.
Scotty! İyi olacaksın. Yakında iyileşeceksin.
You're gonna be just fine.
Tamamen düzeleceksin.
You're gonna be just fine.
Sen iyisin.
You're gonna be just fine, Ramon.
- Merak etme iyileşeceksin Ramon.
You're gonna be just fine.
Gerçekten iyi olacaksın.
You're gonna be just fine.
Burada rahat edeceksin.
Now don't you worry, Kisses, you're gonna be just fine.
Merak etme, tatlım. Güzel olacak.
You're gonna be back on your feet feelin'just fine... in just a few days.
Bir kaç gün içinde kendini çok iyi... hissederek ayağa kalkacaksın.
After this transfusion, you're gonna be just fine.
Bu aktarımdan sonra kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.
You're gonna be just fine.
Bir şeyin kalmayacak.
You're gonna be just fine.
- İyileşeceksin.
You're gonna be just fine, Mr. Barr.
Bir şeyiniz kalmayacak, Bay Barr.
You're gonna be just fine in a few days.
Birkaç gün içinde iyileşirsiniz.
Sir, you're gonna be just fine.
Evet. Merak etmeyin, iyisiniz.
Sir, you're gonna be just fine.
Merak etmeyin, iyisiniz.
You're gonna be just fine. - Where your father go?
Baban nereye gitti?
- You're gonna be just fine, Mom.
- İyileşeceksin.
The doctors think that you're gonna be just fine.
Doktorlar iyileşeceğini düşünüyorlar.
Okay, darling, you're gonna be just fine.
Tamam tatlım, iyileşeceksin.
- Carol, you're gonna be just fine.
- Carol, iyi olacaksın.
Henry, you're gonna be just fine.
Henry, iyileşeceksin.
Yeah. Yeah, Kenny, you're gonna be just fine.
- Hiçbir şeyin kalmayacak.
I know you're gonna be just fine.
İyileşeceksin.
You're gonna be just fine.
Çok iyi olacaksın. Bak.
You're gonna do just like we tell you, and everything's gonna be fine, right?
Sana söylediklerimizi yapacaksın, ve her şey yoluna girecek, değil mi?
So you're just gonna get the general gist of it, and you are gonna be fine.
O yüzden genel olarak söyle yeter.
- You're gonna be just fine, sweetheart.
İyileşeceksin.
Baby doll, you're gonna be just fine.
Baby doll, iyi olacaksın.
But we're gonna disappoint them, because you're gonna be just fine.
Ama hayal kırıklığına uğrayacaklar, çünkü sen iyileşeceksin.
So don't worry, honey, you're gonna be just fine.
Yani endişelenme tatlım, iyi olacaksın.
Oh, come on. lf you can be with her in that tiny dorm room of yours you're gonna be just fine in a crowd of 1 4,000 strangers.
Küçük yurt odanızda onunla kalmaya tahammül edebiliyorsan 14 bin kişilik kalabalığın içinde de rahat edeceğinden eminim.
- You're gonna be just fine.
- İyi olacaksın merak etme.
You're gonna be just fine.
Size bir şey olmayacak.
But you're gonna be just fine.
Ama iyileşeceksin.
You're gonna be just fine.
İyileşeceksiniz.
You're gonna be just fine.
Gayet iyi olacaksın.
Once you settle down, we're gonna be just fine. Now, listen.
Sakinleşince anlatacağım.
Just do everything I told you, and we're gonna be fine, all right? Don't worry.
Dediğim gibi yap, sorun çıkmaz, oldu mu?
You're gonna be just fine if you're the man I think you are.
Sana birşey olmayacak. Eğer olduğunu sandığım kadar erkeksen. Ben Bronx'dan savaşarak çıktım.
Just hold on, Mum, you're gonna be fine.
Dayan anne, iyi olacaksın.
So you're gonna be just fine, okay?
Yani iyi olacaksın, tamam mı?
They say you're gonna be fine, they just want to keep you here for observation.
Onlar senin iyi olduğunu söylediler, sadece gözlem altında tutarak emin olmak istediklerini söylediler.
You're gonna be just fine. I've been meaning to ask you.
Sana soracaktım.
Well, don't get used to it'cause you're gonna be just fine.
Alışmasan iyi olur. Düzeleceksin.
You're gonna be fine. Just remember what I told you.
Sana söylediklerimi hatırla.
You're gonna be just fine.
Sen iyi olacaksın.