English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You're gonna be sorry

You're gonna be sorry translate Turkish

199 parallel translation
And someday you're gonna be sorry.
Bir gün buna pişman olacaksın.
You're gonna be sorry when I'm famous, Rachel.
Ünlü Olduğumda Çok Pişman Olacaksın, Rachel.
You make one sound, and you're gonna be sorry for it.
Bir halt ettin bu yüzden utanmalısın.
You're not gonna be sorry.
Pişman olmayacaksın.
- You're gonna be sorry.
- Üzüleceksin sonra. - Öyle mi?
You're gonna be sorry!
Çok pişman olacaksın!
But don't think you're not gonna be sorry, both of you.
Ama buna pişman olacaksınız... ikiniz de.
I'll show you how sorry you're gonna be.
Özrü gösteririm şimdi!
- Not as sorry as you're gonna be.
- Daha özür dilemeye başlamadın bile.
If you guys try anything, you're gonna be sorry.
Eğer bir şey yapamaya kalkışırsan pişman olursun.
Dakota, you're gonna be real sorry you made this choice.
Dakota, bu seçimin için gerçekten pişman olacaksın, çok pişman!
You're gonna be sorry you did that!
Bunu yaptığına pişman olacaksın!
You're gonna be one sorry lady!
You're gonna be one sorry lady!
You're gonna be so sorry!
Çok pişman olacaksın!
You're gonna be sorry!
Pişman olacaksın!
- You're gonna be sorry.
- Pişman olursun.
You're gonna be sorry, because I am going to get you!
Pişman olacaksın, gününü göstereceğim!
And ifyou try to eat my face off, or take over my body, you're gonna be very sorry, mister.
Ve yüzümü yiyecekseniz ya da bedenimi alacaksanız, çok pişman olacaksınız bayım.
You're gonna be very sorry!
Çok pişman olacaksınız!
You're gonna be sorry when he gets to you.
Senin yanına geldiğinde, üzgün olacaksın.
- Gimme that or you're gonna be sorry.
Onu bana ver yoksa seni üzerim.
Cyanide. You're gonna be sorry when they cut off your balls and stuff one in each ear.
Bak, onlar taşaklarını kesip kulaklarına tıktığında çok üzüleceksin adamım.
If you don't go in there, you're gonna be sorry.
Eğer oraya geri dönmezsen, çok üzüleceksin.
You're gonna be sorry this night ever happened, little buddy!
Bu gece olanlar için pişman olacaksın, küçük aptal!
You may think I'm shit now, but someday, you're gonna be sorry that you cut me.
Ama bir gün Beni kadrodan kestigin için üzgün olacaksin.
If I have to come down there, you're gonna be sorry.
Eğer ben inseydim oraya, çok pişman olurdunuz.
If you kids steal ice cream in the middle of the night you're gonna be sorry.
Gecenin bir yarısı dondurma çalarsanız üzülürsünüz.
- You're gonna be very, very sorry!
- Çok ama çok pişman olacaksın!
You're gonna be sorry you said that.
Bunu söylediğine pişman olacaksın.
You're gonna be sorry all right, you son of a bitch!
Üzüleceksin tabi, seni it herif!
- Wait. If you ever tell anyone about that rabbit or them traps you're gonna be one sorry boy.
O tavşandan ya da tuzaklardan kimseye bahsedersen çok üzülürsün.
Listen, if she dies, you're gonna be so sorry that you ever showed your brown face in this town!
Ambülans gönderin, bence doz aşımı olmuş. Geliyorlar.
You're gonna be sorry now.
- Pişman olacaksın.
You're gonna be sorry.
Üzüleceksiniz.
You're gonna be so sorry.
Çok pişman olacaksın.
In fact, I feel sorry for NBC, because as soon as you start in on them, they're gonna be sorry they ever fired her in the first place.
Aslında ben NBC için üzülüyorum çünkü sen onlara saldırmaya başlayınca onu kovdukları için çok, pişman olacaklar.
If your supreme klutziness out there today takes me out of the running, you're gonna be so very beyond sorry.
Eğer bugünkü büyük sakarlığın, seçmelerden elenmeme yol açarsa seni buna çok pişman edeceğim.
I'm sorry. But geez, next thing you know you're gonna be telling me they're serving veal.
Vay anasını, biliyor musunuz sıradaki de bana partide dana eti servisi yapacaklarını söylemeleri olacak.
But I am telling you, you're the one that's gonna be sorry. - Jesus Christ!
Ama siz pişman olacaksınız.
Bring her back or you're gonna be sorry!
Geri gel yoksa pişman olursun!
You're gonna be more than sorry, sir.
Bundan daha çok üzüleceksiniz efendim.
I'm sorry, but you're gonna have to be isolated and kept under guard.
Kusura bakmayın. Sizi tecrit edip gözetlemek zorundayız.
You're gonna be sorry you said that.
Bunu dediğine pişman olacaksın.
Anthony, you're not gonna be sorry.
Anthony, pişman olmayacaksın.
If you let Noel go, you're gonna be sorry.
Eğer Noel'u bırakırsan, ileride pişman olacaksın.
You're gonna be very sorry you did that.
Bunu yaptığına çok pişman olacaksın.
Put it down, Craig, or you're gonna be sorry.
Craig, onu indir yoksa pişman olacaksın.
I'm sorry you're not gonna be able to try your case but don't worry You'll get another chance
Ne oluyor?
And then I think it might be a good thing... for you to write a little letter to those children... and you let them know you're sorry... that they're not gonna have anyone left, you know?
Ondan sonra da, o çocuklara bir mektup yazman senin için iyi gelebilir onlara üzgün olduğunu belirt kimseleri kalmadı onların artık.
You're gonna be sorry you ever messed with Stanley Yelnats! Let me see that.
Stanley Yelnats'le kötü olduğun için, hayat boyu pişmanlık duyacaksın.
I'm sorry, Mr. Perfect... but if you're waiting for me, it's gonna be a hell of a long wait.
Üzgünüm bay mükemmel. Ama eğer beni bekliyorsan. Çok uzun bir yol olacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]