You're gonna love it here translate Turkish
43 parallel translation
You're just gonna love it here with us, Johnny.
Burada bizimle olmaktan keyif alacaksın, Johnny.
- You're gonna love it here, Chris.
- Burayı seveceksin, Chris.
You're gonna love it here, Doc.
Burayı seveceksin doktor.
You're gonna love it here.
- Tabii ki. Burayı seveceksin.
- You're gonna love it here. - Thank you.
Burayı seveceksin
You're gonna love beneath here it's so cool.
Buradan aşağısını çok seveceksin. Çok güzeldir.
Well, if you're Wendy's daughter, you're gonna love it here!
Eğer Wendy'nin kızıysan... burayı seveceksin!
You're gonna love it here at the Star.
Star'a bayılacaksınız.
You're gonna love it up here.
Burayı seveceksiniz.
You're gonna love it here, Claire.
Burayı seveceksin Claire. Gerçekten seveceksin.
You're gonna love it here, sport.
Burayı çok seveceksin delikanlı.
Oh, you're gonna love it here.
Burayı seveceksin.
You're just gonna love it here.
Burayı çok seveceksiniz.
You're gonna love it here.
Burayı çok seveceksiniz.
You're gonna love it up here, Sade.
burayı da seveceksin, Sade.
- You're gonna love it here.
- Buraya bayılacaksınız.
- You're gonna love it here.
- Burayı çok seveceksin.
You're gonna love it here!
- Şuna bakın hele!
You're gonna love it here.
- Burayı çok seveceksiniz.
You're gonna love it here.
Burayı çok seveceksin.
I think you're gonna love it here.
Bence buraya bayılacaksın.
You're gonna love it here.
Buraya bayılacaksın.
ZIG, YOU'RE GONNA LOVE IT HERE, BUDDY.
Zig, burayı seveceksin, dostum.
You're gonna love it here.
Burayı seveceksin.
It might be a little more complex than what you guys are used to here, but- - you're gonna love Moran.
Burada alıştığınıza göre anlaması biraz daha zor olabilir ama... Moran'i seveceksin.
You're gonna love it here, huh?
Burayı seveceksin, ha?
You're gonna love it here too, Karenina.
Burayı da çok seveceksin, Karenina.
No, I think you're gonna love it down here.
Evet. Hayır, bence burayı çok seveceksin.
I got you a T-shirt, and you're gonna love it. Here, you ready? Here.
Sana t-shirt aldım bayılacaksın.
You're gonna love it here.
Burada seveceksin.
You're gonna love it here.
Buraya bayılacaksınız.
- You're gonna love it here, really.
- Burayı çok seveceksin gerçekten.
Look, here you have a little town with a stream, it's all made of adobe. You're gonna love it.
Bak, şurada deresi olan küçük bir kasaba var evlerin hepsi kerpiçten yapılma, oraya bayılacaksın.