English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You're gonna make it

You're gonna make it translate Turkish

1,094 parallel translation
If you're gonna talk about me like I'm not here, I'll make it easier for you!
Anlaşılan uzun bir süredir buralarda görünmüyor.
Is it a really old seventh grade textbook of yours... that you`re gonna make me discuss at dinner and drive me crazy- -
Beni deli etmek için getirdiğin eski tarz 7.sınıf sınav kitaplarından... Birine benziyor. Söylesene Haksız mıyım?
You're due, you're gonna make it big.
Tam zamanı, çok para kazanacaksın.
If you're gonna make a mistake, make it a big one.
Yapacaksan büyük hata yap.
You're never gonna make it.
Asla başaramayacaksın.
- You're never gonna make it.
- Asla başaramayacaksın.
You're never gonna make it.
Asla yetişemeyiz.
You're gonna make it through there.
Üstesinden geleceksin.
If you're gonna play the stud, at least have the common decency... to do it well and make her happy.
Azgın erkeği oynuyorsan, onu mutlu etmek için... en azından ahlaksızlığı hakkıyla yapmalısın.
You're gonna make it.
Başaracaksın.
Besides, you're gonna make it.
Hem sen ölmeyeceksin.
- You're gonna make it.
- Başaracaksın.
You're only gonna make it worse.
Aman Tanrım!
You're gonna make it, Danny.
Başaracaksın, Danny.
You have a right to be pissed. But if you don't make peace with this, Dell, if you don't make peace with it now, you're never gonna get another chance, - and it will eat at you.
Bu meseleyi şimdi içinde çözmezsen bir daha hiç fırsat bulamazsın ve seni yer bitirir.
You're not gonna make me say it a third time, areyou?
Üçüncüye söyletmeyeceksin, değil mi?
You can't just kiss me and think you're gonna make it all go away.
Beni öpüp de her şeyi düzelteceğini düşünemezsin.
The point is, you're gonna make it, and I'm gonna stick by you.
Bak, olay şu ki, başaracaksın Lis. Ve ben sena destek olacağım.
You want me to tell them that you're not gonna make it to this year's teamwork seminar.
Onlara bu yılki Takım Çalışması seminerine katılmayacağını söylememi istiyorsun.
- You're not gonna make it.
Yetişemeyeceksin. Efendim?
- I'm sorry? You're not gonna make it.
Yetişemeyeceksin.
Then I'm gonna shut the kitchen down pretty soon... so if you're hungry, better make it.
O zaman mutfağı kapatacağım... yani eğer açsanız yapmanız daha iyi.
I know you're gonna make it.
Başaracaksın, biliyorum.
I swear, you're not gonna make it. Calm down, Willis.
Yoksa yemin ederim bu işten hayatta çıkamazsın.
You're gonna make it.
Bunu başaracaksınız.
You're not gonna make it.
Bunu başaramayacaksın.
You're gonna make it.
Elbette başaracaksın.
- Okay? - You're gonna make it.
Elbette.
You're gonna make it.
- Başaracaksın!
Cut it, you're gonna make it!
- Kes şunu, başaracaksın!
You're gonna make it.
Başaracaksın!
You're gonna make it!
Başaracaksın!
You mean we're not gonna make it back?
Yani dönemeyecek miyiz?
Hurt so much you don't think you're gonna make it.
Düzelemeyeceğini sanacak kadar çok kırıIırsın.
You're gonna make it out of here.
Buradan gitmeyi başaracaksın.
I won't lie to you -... you don't look so great... But you're gonna make it.
Sana yalan söylemeyeceğim -... çok iyi görünmüyorsun ama başaracaksın.
If you're gonna go ahead with it,..... I wanna make sure you get one thing right.
Eğer bununla birşeyler yapmak istiyorsan, bari bir tek şeyi doğru yap.
- I don't imagine you're gonna make it.
Başaracağını sanmıyorum.
If you're gonna carry a chain, at Ieast make it a gold chain.
Eğer bir zincir taşıyacaksan, en azından altın bir zincir olsun.
If we're gonna make a game of it, it should be you.
Eğer böyle bir maç yapacaksak, sen olmalısın.
You're gonna make it. Just hang in there.
Kurtulacaksın, sadece dayan...
And to make sure that you're not gonna name it some weird name.
Ve ona tuhaf bir isim vermeyeceğinden emin olmak için.
I wasn't sure if you're gonna make it.
Kesinlikle olacağını düşünmüyordum.
I'm not a teacher anymore if I get involved with those guys I'm gonna make it worse they're not my responsibility anymore you have no idea what you're talking about don't bring your nose into this
Artık öğretmen değilim işte. Çocukların olayına karışırsam, işler daha da kötüye gidecek. Onlar artık benim sorumluluğumda değiller.
Look, Joey, if you're not gonna make it, we can stop this at any time.
Bak Joey, eğer yapamayacak olursan, istediğin zaman bırakabiliriz.
No, it's just that... you hope they're not gonna make the same mistakes that you made.
Hayır, sadece senin yaptığın hataları yapmayacaklarını umarsın.
That's why it failed, right? Well, we're not gonna make you memorize facts and dates.
Sizlere olayları ve tarihleri ezberletmeyeceğiz.
We're not gonna be able to make it to dinner tonight. Oh. you're kidding.
Bu akşam yemeğe gelemeyeceğiz.
Don't make it if you're gonna break it.
Sonradan bozacaksan hiç yemin etme.
Yep, you're gonna make it, Dad.
Evet, başaracaksın baba.
And you're gonna use all your money to make sure they get it.
İlahi adalet!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]