You're gonna need it translate Turkish
644 parallel translation
Save it, because you're gonna need it.
İhtiyacın olacak.
I'm gonna leave you one, just one because you're going to need it, pal.
Sana bir tane bırakacağım, sadece bir tane çünkü ona ihtiyacın olacak dostum.
In the meantime, just take it easy. You're gonna need all your strength.
Bu arada sakin ol yeter, çünkü bütün gücüne ihtiyacın olacak.
Maybe that's strategy, Colonel, and maybe I don't understand it but you don't need me for what you're gonna do tonight.
Belki bu bir strateji, Albay ve belki ben anlamıyorum ama senin bu gece yapacakların için bana ihtiyacın yok.
You're gonna need it.
İhtiyacın olacak.
Because you're gonna need it.
Çünkü ona ihtiyacın olacak.
You're gonna need it all this morning.
Buna ihtiyacınız olacak.
You're gonna need it!
İhtiyacınız olacak.
You get that terrain fixed in your head, because the way he talks, you're gonna need it.
Araziyi ve yolu hafızana yerleştir, çünkü yolda sorduğu zaman ihtiyacın olacak.
No matter how it goes tomorrow you're gonna need it.
Yarın işler nasıl giderse gitsin, uykuya ihtiyacınız olacak.
You're gonna do a foolish thing without help, and you're gonna need lots of it.
Yardım almazsan aptallık edersin, üstelik çok yardıma ihtiyacın olacak.
You're gonna need it, mate.
Şansa ihtiyacın olacak, dostum.
If we don't figure a way on how to get down from here, you won't need any food, because you're gonna have no place to put it.
Aşağı inmenin bir yolunu bulamazsak, zaten yiyeceğe ihtiyacın kalmayacak, çünkü yemeği indireceğin bir miden olmayacak.
From the looks of yourself, well, you're gonna need it too.
Görünüşe göre... ihtiyacın da var.
If there's any luck in'em, you're gonna need it.
Eğer şans getirdikleri doğruysa, ihtiyacın olacak.
You're gonna need it.
İhtiyacınız olacak.
You`re gonna need it.
İhtiyacın olacak.
When it blows, you're gonna need a doctor.
Patladığında bir doktora ihtiyacınız olacak.
Either of you frigging vampires ever touch this telescope, you're gonna need surgery to get it out of your ass.
Bu teleskopa dokunacak olursanız... kıçınızdan çıkarmak için ameliyat olmanız gerekir.
You're gonna need it.
İhtiyacın olur.
Hey, honey, you never know when you're gonna need it.
Tatlım, ne zaman ihtiyacın olacağını asla bilemezsin.
You're gonna need every cent of it.
Her kuruşuna ihtiyacın olacak. Tamam.
Anything you need, we're gonna get it for you.
Neye ihtiyacın olursa, senin için biz halledeceğiz.
The way this is going, you're gonna need it more than me.
Ona benden daha çok ihtiyacin olacak.
You're gonna need it.
Buna ihtiyacın olacak.
'Cause you're gonna need it.
İhtiyacın olacak da.
You understand? Now we're gonna need it reconditioned, ready to work in the morning, okay? Yeah.
Anladın mı?
Well, did it ever occur to you that maybe you're gonna need some help, huh?
Belki yardıma ihtiyacın olabileceği hiç aklına geldi mi?
- I need that money, and you're gonna loan it to me!
- Bana lazım ve sen de vereceksin.
We're gonna be back in Shali Benamali in a little while. It's gonna be night. You don't need water at night.
Az sonra şehre döneceğiz ve gece şehirde suya gerek yok.
You're gonna need it.
Buna ihtiyacın olacak çünkü.
Because if we're going to Rex's Bar, you're gonna need it.
Çünkü Rex'in Barı'na gidiyorsak, buna ihtiyacın olacak.
- Not bad. You know, you're probably much too smart to need this... but I think I'm gonna give it to you, anyway.
Biliyor musun, sen muhtemelen bunun için çok zekisin fakat... sanırım gene de sana bunu vereceğim.
You're gonna need it if you're gonna catch those Riders.
Eğer şu sürücüleri yakalayacaksan, ona ihtiyacın olacak.
You're gonna need it, kid.
Buna ihtiyacın olacak çocuk.
Well, you're gonna need supplies, and it's gonna take money.
Neyse malzemeye ihtiyacınız olacak, o da para gerektirir.
Now, here's where it gets tricky. You're gonna need some anchovies...
Bu kısım biraz zorlaşıyor, bir miktar hamsiyi...
And you're gonna need it.
Ve ona ihtiyacın olacak.
You never know when you're gonna need it.
Ne zaman ihtiyacın olacağını bilemezsin.
If you're gonna have an affair, you don't need a murder to do it.
Bir ilişki yaşayacaksanız, cinayete gerek yok.
- No, you're gonna need it.
- Hayır, ihtiyacın olacak.
You're gonna need it against that guy.
O adama karşı buna ihtiyacın olacak.
This is something you need to know, but you're not gonna like it.
Bilmen gereken bir şey var ama hoşuna gitmeyecek.
They're gonna need saloons, stage lines, hotels, you name it.
Salonlar, posta arabası hatları, oteller falan açılacak.
And you're gonna need it.
Ve buna ihtiyacınız olacak.
You're gonna need it.
Buna ihtiyacınız olacak.
You're gonna need it.
Şansa ihtiyacınız olacak.
Get it splinted, and you're gonna need an MRI.
Alçıya aldırt, tomografi çektir.
You never know when you're gonna need it.
Ne zaman ihtiyacın olacağını hiçbir zaman bilemezsin, değil mi?
Then you're gonna have to dye it red, man,'cause we need to hide our identities!
Kırmızıya boya. Kılık değiştirmemiz gerekecek.
But I reckon there's no need for it if all you're gonna do... is sit there in that chair.
Şimdiyse, sanıyorum buna hiç gerek yok nasılsa tek yapacağın o sandalyede oturmak olacak.
you're gonna have to kill me 35
you're gonna die 167
you're gonna make it 72
you're gonna love it 213
you're gonna be okay 646
you're gonna be fine 581
you're gonna do great 68
you're gonna regret this 40
you're gonna pay for this 33
you're gonna be ok 87
you're gonna die 167
you're gonna make it 72
you're gonna love it 213
you're gonna be okay 646
you're gonna be fine 581
you're gonna do great 68
you're gonna regret this 40
you're gonna pay for this 33
you're gonna be ok 87