English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You're in a hurry

You're in a hurry translate Turkish

407 parallel translation
I know you're in a hurry.
Aceleniz olduğunu biliyorum.
You're lucky I'm in a hurry.
Acelem olduğu için şanlısın.
- You know, you're in a hurry and...
- Acelen var ve...
- We're in a hurry, if you don't mind.
- Acelemiz var da, mümkünse.
- And you're in a hurry to get to him? - Uh-huh!
Ona gitmek için acele mi ediyorsun?
It turns out we're in more of a hurry than you thought we were.
Anlaşılan düşdünüğünden daha acele olmamız gerekiyormuş.
- You're in a hurry, are you?
- Allah aşkına, Sinbad! - Demek aceleniz var, öyle mi?
Unless you're in a hurry to go somewhere.
Tabii bir yere yetişmek için acelen yoksa.
If I can see them, and if you're not in a hurry.
Eğer onları görebilirsem ve sizin de aceleniz yoksa.
Use the alley if you're in a hurry.
Aceleniz varsa ara sokağı kullanın.
Operate yourself, if you're in such a hurry.
Bu kadar aceleniz varsa operasyonu kendiniz gerçekleştirin.
You're in a hurry, why did you take Figueroa?
Aceleniz varsa niye Figueroa yoluna sapmadınız?
You're in much too much of a hurry.
Hayır, hayır senin çok çok acelen var.
You're the one who's in a hurry, aren't you?
Acelesi olan sensin, değil mi?
- You're in a hurry?
- Acelen mi var?
If you're not in too much of a hurry.
Eğer çok aceleniz yoksa.
- If you're in such a hurry, go on.
- O kadar acelen varsa git.
- Yes, if you're in such a hurry.
- Evet, o kadar acelen varsa.
I know you're in a hurry to close.
Kapatmak için acele ettiğini biliyorum.
We're in kind of a hurry,... so Hal will have to explain it to you the best he can.
Bizim acelemiz var, Hall size açıklayacak.
You're in such a hurry, you should've never got off here.
Bu kadar acele edecektiyseniz buraya hiç gelmemeliydiniz.
Or maybe you're in a hurry.
Tabii acelen yoksa.
If you're in a hurry, go yourself.
Acelen varsa, yalniz git.
Well, if you're in such a hurry to take care of them, why don't you go tackle the job yourself?
Onların işini görmek için acelen varsa,... niye işin başına kendin geçmiyorsun?
You're in such a hurry?
Çok mu acelen var?
You're in a hurry.
Senin acelen var.
Now, you're in a great hurry, so I'll have to put every available man on the case.
Şimdi, siz acele ediyorsunuz, bu durumda eldeki her adamımı harekete geçireceğim.
You're in a hurry.
Çok telaşlısın.
Hello, Major. You're in and off in a hurry.
Erkencisin.
You're very kind, but, uh, I'm sort of in a hurry.
Çok naziksiniz ama biraz acelem var.
- You're in a hurry, dear?
- Acelen mi var güzelim?
You're in a hurry, huh?
Aceleniz var galiba.
You're in a hurry, aren't you?
Aceleniz var, değil mi?
If you're in a hurry, you can travel open country.
Eğer acele ederseniz, açık alanda gidebilirsiniz.
I've told you there's nothing wrong, except that I'm in a hurry and you're taking up my time.
Bir sorun yok dedim, sadece acelem var ve beni oyalıyorsunuz.
If you're in such a all-fired hurry, fetch out her other bag.
Eğer acele edip çabuk inmek istiyorsan onun bavulunu da taşı.
If you're in a hurry to look like a sucker, I've got time.
Demek, daha hızlı... Acele edecek kadar enayi değilim Biraz daha zamanımız var.
If you're in such a hurry, go!
- Vah vah!
You're always in a hurry.
Zaten hep bir telaş içerisindesin.
If you're not in a hurry, let's not just stand here and talk.
Eğer aceleniz yoksa oturup konuşmak isterim.
Today you're in such a hurry, but we're gonna keep in real close touch with each other from now on, aren't we, Joey boy?
Şimdi boşa vakit kaybetmeyelim. Bundan sonra sık sık görüşeceğiz.
You're not in a hurry?
Acelen mi var?
Hey, mister, if you're not in a hurry, come have a drink with us.
Hey, bayım, aceleniz yoksa, gelin bizle bir içki için.
You're in a hurry, aren't you?
Sen, diğerlerinden daha acelecisin.
Too bad you're in such a hurry cos if we just had a little more time...
5,15. Bu kadar aceleniz olması çok kötü. Çünkü eğer biraz daha zamanımız olsaydı...
- You're always in a hurry!
- Senin her zaman acelen var!
- You're not in a hurry, are you?
- Acelen yok değil mi?
You're in a hurry?
Acelen ne?
From the way you're talking, it looks like you're in a damn hurry to end up in the casket you're dragging behind you.
Konuşma tarzına bakılırsa, arkanda sürüklediğin o tabuta girmek için çok acele ediyor muşsuna benziyor.
If you're not in a hurry
Eğer aceleniz yoksa
- But you're no longer in a hurry, are you?
- Ama artık aceleniz yok, değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]