You're in over your head translate Turkish
176 parallel translation
Oh, you're way in over your head there.
Dur. Boyundan büyük işlere kalkışma.
( WINCES ) One false move and you're in over your head.
Yanlış bir harekette tepetaklak düşersin.
Before you know it, you're in over your head.
çok geçmeden sırılsıklam âşıksınız. Evli olduğunu öğrenirsiniz.
If you want to sit in here with a tarp over your head, you're welcome to it.
Üstünüzde muşamba ile oturacaksanız bizce sorun yok.
You're in over your head this time, Marlowe.
Bu sefer kendini aştın, Marlowe.
Because you're in way over your head with your submarine boy and you don't know what on earth to do about it.
Çünkü o denizci çocuk aklını başından almış... Ne yaptığının farkında değilsin.
You're in over your head.
Başına bela alacaksın.
Already you're in over your head.
Kafana kadar battın bile.
You're in over your head, Pea.
Aklını kaçırmışsın, Pea.
Look, you're in over your head.
Bak, çizmeyi aşıyorsun.
You know, you're in over your head as it is.
Boyundan büyük işlere kalkışan bir herifsin.
You're in over your head.
İşte şimdi başın belada.
You're in over your head, Mr. Singer.
Bu konu seni aşar.
Scandal isn't the point. You're gonna get in over your head.
Bu bir skandal, sorun bu.
You're in over your head.
- Başın yeterince dertte.
You're in over your head.
Boyundan büyük işlere kalkıştın.
If he has, you're in over your head.
Aksi olsaydı bunu bilirdim. Mantomu alayım.
You're in over your head on this one, Lois.
Bunda boyundan büyük bir işe kalkışıyorsun, Lois.
You're in over your head.
Boyunuzdan büyük işe kalkıştınız.
And maybe I'll just tell him that you've hit into a water hazard... and you're way in over your head.
Yada O'na sadece topunu su birikintisine kaçırdığını ve... ve kendini oldukça kötü bir duruma soktuğunu olduğunu söylerim.
You're in over your head.
Belki bütün bunlar gözünü kamaştırdı.
You're in over your head.
Dersler başınızdan aşmış.
You're in waters way over your head.
Boyunu çok aşan şeylerle uğraşıyorsun.
You're in over your head.
Haddini aşmışsın.
- You're in way over your head.
- Kafayı yemişsin sen.
If you think I'm just plucky and scrappy and all I need is love... you're in over your head.
Sadece sevgiye ihtiyacım olduğunu düşünürseniz çok yanılırsınız.
- You're in over your head this time, Selina.
- Başından büyük belaya girdin bu defa, SeIina.
You're in way over your head.
Kafana göre takılıyorsun.
Genius, you're in way over your head.
Genius, haddini fazla aştın.
You're in way over your head, boy.
Kafanın dikine bir yoldasın evlat.
You can't breathe because you're in over your head like quicksand.
Nefes alamıyorsun çünkü iyice batmışsın. Tıpkı bataklık gibi.
No offense, man, but you're in way over your head.
Alınma dostum ama başından büyük bir işe kalkışmışsın.
- You're in way over your head.
- Başın büyük dertte.
Play by my rules or get out. You're in over your head.
Ya kurallara uyarsanız ya da çıkarsınız.
Kinsey... you're in way over your head.
Kinsey... boyunu çoktan aştın.
Look, I know you mean well, but you're in way over your head on this one.
Bak, Çok iyi analiz ettiğini biliyorum, Ama bu senin kendi kafandaki bi durum.
You're getting in your-way over your head on this one, really.
Biliyorsun, yöntemlerini kafanda saklayabilirsin. Gerçekten.
You're getting in way over your head.
Boyundan büyük işlere kalkışıyorsun.
Now, if you're in over your head, let me know.
Kızgınsan bana haber ver.
This epic dogfight between him and Boone, and you're caught in the middle, over your head.
Boone'la müthiş bir kapışma yaşanıyordu ve sen arada kalmıştın. Çok zor durumdaydın.
You're in over your head.
Kazanamazsın.
I'm telling you now, you're in over your head. You don't want to put your hand in this!
Bu olaya karışırsan, kendine yazık edersin.
" Oh, you're in over your head.
Çizgiyi aştın, çizgiyi aştın.
You're in over your head. "
Boyundan büyük işlere kalkıştın.
You're in way over your head.
Boyundan büyük işlere girdin.
Listen, you're in way over your head, buddy.
Dinle, başından büyük işlere kalkışıyorsun, ahbap.
Look, the way I see it is you're in way over your head here, you know?
Ben şöyle görüyorum : Senin işin başından aşkın.
You're in over your head.
Haddini aştın.
You're in over your head, Bobby.
Boyundan büyük işlere kalkışıyorsun, Bobby.
Kid, you're in over your head.
Evlat, sen kafadan kaybetmişsin.
- You're in way over your head here.
- Burada başınızı belaya sokuyorsunuz.