English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You're lying to yourself

You're lying to yourself translate Turkish

82 parallel translation
If you're lying, you ought to be ashamed of yourself.
Eğer yalan söylersen, kendinden utan.
You're mistaken! You're lying to yourself! No, you're lying!
Hayır, kendi kendini kandırıyorsun ya da kandırıldın.
Either you perjured yourself earlier, or you're lying to us now.
Ya önceden yalan yere yemin ettiniz, ya da bize şimdi yalan söylüyorsunuz.
By ignoring your own situation, you're only lying to yourself.
Durumunu ihmal ederek sadece kendini kandırıyorsun.
If you're lying to me and I find out, you'll give yourself up.
Eğer yalan söylüyorsan ve ben bunu öğrenirsem, kendin teslim olacaksın.
You're lying to yourself.
Yüzleşemiyorsun. Kendine yalan söylüyorsun.
So either were lying to her then, or you're lying to yourself now.
Bu yüzden, öyleyse ya ona yalan söylemiştin, ya da şu anda kendine yalan söylüyorsun.
You're lying to yourself.
Şimdi de kendine yalan söylüyorsun.
You are lying to yourself if you're think you're any different.
Farklı biri olduğunu düşünerek kendini kandırmaya çalışıyorsun.
Or you're lying to yourself.
Ya da kendine yalan söylüyorsun.
So when you're not blinking it means you're definitely telling the truth... but when you are blinking, it means you're either lying... or it means that you're forcing yourself to blink... to make it look like you're lying.
Yani göz kırpmazsan kesinlikle doğru söylüyorsun. Ama göz kırparken ya yalan söylüyorsun ya da yalan söylüyormuşsun gibi görünsün diye kendini göz kırpmaya zorluyorsun.
- You're lying to him and to yourself.
Sadece ona yalan söylemekle kalmıyorsun, kendine de yalan söylüyorsun.
You're lying to yourself.
Sen kendini kandırıyorsun.
You're lying to yourself if you think this is about a tour.
Kendi kendine yalan söylüyorsun.
You're lying to yourself at a very deep level.
Kendine oldukça ağır yalanlar söylüyorsun.
I think you're lying to yourself.
Bence sen kendine yalan söylüyorsun.
You're still lying to yourself.
Hala kendine yalan söylüyorsun.
I'm just saying that you're lying to yourself.
Sadece kendine yalan söylediğini anlatmaya çalışıyorum.
You know, one of these days you're gonna have to quit lying and just be yourself.
Günün birinde yalan söylemeyi bırakacak ve kendin olacaksın.
You're lying to yourself.
Kendini kandırıyorsun.
You're lying to yourself if you think you don't care.
Umursamadığını düşünüyorsan kendini kandırıyorsun.
Right now you're making yourself more vulnerable by lying to us.
Anladım, fakat bize yalan söyleyerek kendini daha savunmasız bir duruma düşürüyorsun.
You're lying to yourself, Darren.
Kendini kandırıyorsun, Darren.
You sing of love, but you're lying to yourself.
Aşktan bahsediyorsun, Ama yalancının tekisin.
You're lying, clark - - to yourself!
- Bu bir yalan! - Yalan söyleyen sensin, Clark! Hem de kendine!
Maybe you're lying to yourself.
Belki de kendini kandırıyorsundur.
Sam, you're lying to yourself.
Sam, kendini kandırıyorsun.
I hope you're just lying to me and not to yourself.
Umarım sırf bana yalan söylüyorsundur, kendine değil.
You're lying to yourself if you think you can separate the two.
İkisini ayırabileceğinizi söylerseniz kendinizi kandırırsınız.
You're lying to yourself.
Kendine söylüyorsun.
- You're lying to yourself.
- Kendine yalan söylüyorsun.
You're lying to Debbie and you're lying to yourself.
Bu kendi suçun, Robert. Debbie'ye ve kendine yalan söylüyorsun.
And I know when you're lying to yourself.
Ne zaman kendine yalan söylediğini de iyi bilirim.
Maybe, you're just lying to yourself?
Belki de sen sadece kendine yalan söylüyorsun?
All right, fine. You're lying to yourself then.
O zaman kendine yalan söylüyorsun.
That sounds like something that you would say when you're lying, either to yourself or to us.
Bu daha çok ya kendinize ya da bize yalan söylüyormuşsunuz izlenimi doğuruyor.
And you're lying to me, and you're lying to Stefan, and most of all, you're lying to yourself.
Bana yalan söylüyorsun Stefan'a yalan söylüyorsun, en önemlisi de kendine yalan söylüyorsun.
Are you sure you're lying about having any evidence or are you just keeping that to yourself
Kanıtınız olduğu konusunda yalan söylediğinizden emin misiniz yoksa kendinize mi saklıyorsunuz...
You're lying to yourself.
Kendine yalan söylüyorsun.
And if you can't admit that, then you're a bigger liar than he was because you're lying to yourself.
Eğer bunu itiraf etmezsen ondan daha büyük bir yalancı olursun. Çünkü sen kendine yalan söylüyorsun.
I want you to explain why you're throwing away your career for an affair that means nothing, but if you're telling yourself anything other, you're lying.
Senden, hiçbir şey ifade etmeyen bir ilişki için, niye kariyerini çöpe attığını açıklamanı istiyorum. Kendine başka bir şey söylüyorsan, o zaman yalan söylüyorsundur.
You may believe that you're telling me the truth, but you are lying to yourself.
Bana gerçeği söylediğine inanabilirsin ama kendini kandırıyorsun.
'Cause you're lying to yourself.
Çünkü kendine yalan söylüyorsun!
Maybe you're the one who has been lying to yourself.
Belki de sen kendine yalan söylüyorsundur.
- You're lying to me and to yourself!
- Ve ben para kazanmak için bir tarafımı yırtarken... - Bana ve kendine yalan söylüyorsun!
You're lying to yourself, Brian.
- Kendini kandırıyorsun Brian.
If you think that Mother is ever gonna let you lead, you're lying to yourself.
Eğer Anne'nin sana liderliği vereceğini düşünüyorsan, kendini kandırıyorsun demektir.
You're either lying to yourself, or you're hiding from it.
Ya kendine yalan söylüyorsun ya da saklıyorsun.
You're lying to yourself and to your conscience.
Hem kendini hem vicdanını.
As a spy, you spend so much of your life lying that you have to keep reminding yourself you're doing it for the greater good.
Bir casus olarak hayatınızın çoğu yalan söylemekle geçer. Bunu başkalarının iyiliği için yaptığınızı kendinize hatırlatır durursunuz.
You're still a drama queen obsessed with fame and constantly lying to put yourself in the best possible light, like pretending you're insanely in love with animals.
Sen hâlâ ün ve sıkça yalan söylemekle ilgili takıntılarınla kendini iyi göstermeye çalışıyorsun,... Tıpkı delicesine hayvanları seviyormuş gibi yapman gibi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]