English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You're my baby

You're my baby translate Turkish

443 parallel translation
You're my baby.
Sen benim bebeğimsin.
You're going to have my baby, my son...
Benden bir çocuğun oluyor, oğlan...
You want me to forget that you're carrying my baby?
- Gözündeyken yüzüstü düştün.
Well, it's my night on, Polly baby, and if you're worried about money, I tip large.
Pekâlâ, ben çalışıyorum, Polly bebeğim. Ve eğer parayı düşünüyorsan iyi bahşiş veririm.
You're my great, big, strong... teddy bear king... what I loves... and I'm the little surrendering baby bear... what you loves.
Sen benim büyük, güçlü, kuvvetli kral ayımsın ki seni çok severim ve ben, teslim olan küçük bebek ayıyım ki sen de beni çok seversin.
'Cause you're gonna need an army to get my baby back.
Çünkü kızımı kurtarmak için adama ihtiyacın var.
And Denise, you're going to heaven for being my baby's friend.
"Ve Denise, unutma ki bir tanemi yalnız bırakmadığın için cennete gideceksin."
And we're gonna do big things together, baby, cos you're my woman, Coffy.
Ve seninle büyük işler başaracağız, bebeğim, çünkü sen benim kadınımsın, Coffy.
You're my wife and I love you... even if we don't get the baby.
Sen karımsın ve seni seviyorum, bebeği almasak bile.
Well, you're still Nicky's little baby girl... aren't you, my little mud pie?
Sen hala Nicky'nin küçük kızısın... değil mi, minik balkabağım?
You're not my little nigger baby doll anymore!
Artık benim küçük zenci oyuncak bebeğim değilsin!
Tchapochka, my baby, you're going to miss me, aren't you?
Peki o zaman, kendini evinde hisset.
And you make me sick the way you're hiding behind my baby!
Bebeğimin arkasına saklanarak midemi bulandırıyorsun.
You're talking about a guy who held my hand in the hospital, who cried when his baby was born. Where were you?
Hastanede elimi tutan, bebeğimiz doğduğunda ağlayan bir adamdan bahsediyoruz.
The girl in the photographs- - the one that likes to do the things that you like to do- - the girl you're trying to protect- - that's my baby sister.
O resimlerdeki kız... sizin yapmayı sevdiğiniz şeyleri yapmayı seven kız... korumaya çalıştığınız kız...
- You're trying to kill my baby!
- Bebeğimi öldürmeye çalışıyorsun!
If my calculations are correct, when this baby hits 88 miles per hour you're going to see some serious shit.
Eğer hesaplarım doğru ise ve bu bebek saatte 140 km yapabilirse inanılmaz bir olaya tanık olacaksın demektir.
Because you're my baby.
Çünkü sen benim sevgilimsin.
You're not gonna take my baby.
Bebeğimi alamayacaksın.
I'll go back on my own word just this once and let you back into my school,'cause you're still a baby, and you don't know shit.
Bak ne diyeceğim. Bu kez sözümü yiyeceğim ve seni okula geri alacağım. Çünkü sen hâlâ bir bebeksin ve hiçbir şeyden haberin yok.
You're my first date since my baby was born.
Bebeğim doğduğundan beri sen çıktığım ilk kişisin.
You're not taking my baby.
Benim bebeğimi alamayacaksınız.
You're gonna be my regular Saturday-night thing, baby.
Benim düzenli cumartesi gecesi dalgam olacaksın.
You're nothing but a useless, sniveling baby, a stone around my neck.
Sen bir hiçsin sızlanan bir bebek gibi işe yaramaz, boyumdaki bir taşdan başka birşey değilsin.
You're not my baby-sitter or my housekeeper.
Bebek bakıcısı ya da kahya da değilsin.
What the hell do you think you're doing grabbing my baby and bringing her here?
Bebeğimi zorla alıp buraya getirerek ne b.k yaptığını sanıyorsun?
Hey, hey, you're my baby And I can't wait to meet you
# Sen benim bebeğimsin. # # Seninle tanışmak için sabırsızlanıyorum. #
Oh, you're hurting my baby toe!
Küçük ayak parmağımı acıtıyorsun!
- You're doing my baby!
- Yapıyorsun!
You're hitting my spot, baby.
Orgazm oluyorum.
And best of all, you're carrying my baby.
Ve daha iyisi, benim bebeğimi taşıyorsun.
You got to shave, baby. You're ruining my skin.
Tıraş olsan iyi olur tatlım, suratımı mahvettin.
Baby, if it's a massage you're looking for, why not let my fingers do the walking?
Bebeğim eğer masaj istiyorsan neden parmaklarımın senin vücudunda gezinmesini istemiyorsun?
So... what you're telling me is that... Major Kira's going to have my baby?
Yani ne diyorsun bebeğimi Binbaşı Kira'mı doğuracak?
- You're my little baby.
- Benim küçük bebeğimsin sen.
You're hurting my baby's feelings.
Bebeğimin hisleriyle oynuyorsun.
You're my baby?
Beni halaseviyor musun?
You are the only one I love You're my baby
Sevdiğim tek erkek sensin, sen!
My mom is dead because she got hit by a baseball, and you're small because you were born a sick baby.
Annem öldü, çünkü ona bir beyzbol topu çarptı sen küçüksün, çünkü hasta bir bebek olarak doğdun.
A moher forgives her enemy oo. Bu you're my son. my baby!
Bir anneoğlunu hep bağışlar benım oglum benım bebeğimdirr!
Plus, you know, you're family and, you know I just don't want my baby to grow into some chick I don't know, you know?
- Ayrıca, sen ailedensin ve bebeğimin tanımadığım başka bir hatunun içinde büyümesini istemiyorum.
You're still my baby.
Sen hala benim bebeğimsin.
Say you're my baby.
- Sevgilimsin, değil mi?
Say you're my baby.
- Sevgilim olduğunu söyle.
Say you're my baby.
Sevgilim olduğunu söyle...
You're my Guapo. you're my baby.
Sen benim Guapo'msun, bebeğimsin.
You're my little baby.
Sen benim küçük bebeğimsin.
And you've been friends with my mother for a long time and she accepted you. Yeah, but you're her baby.
ve biz annemle arkadas gibiyiz zamanla kabullenicektir evet sen onun kucuk kizisin.
Just, one moment I look at you, you're my baby girl... and the next minute, you're a young woman.
Bir an sana bakıyorum benim bebek kızımsın, Ve sonra, genç bir kadın olmuşsun.
My problem is it's your... butt. Okay, you're behaving like the biggest baby.
Koca bir bebek gibi davranıyorsun.
- You're my good luck, baby.
- Sen benim uğurumsun, bebeğim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]