English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You're my life

You're my life translate Turkish

1,649 parallel translation
Look, I feel very comfortable with my life in your hands, and at the end of the day, that means you're doing a pretty good job.
Kendi hayatımın senin ellerinde olması içimi çok rahatlatıyor. Ve günün sonunda, bu işini oldukça iyi yaptığın anlamına geliyor.
My entire life, no one has paid attention to me - when you're in the room.
Hayatım boyunca sen odadayken kimse bana dikkat etmedi.
"To Lassy, " on the Alpine highway of life, " you're my all-weather tires.
"Lassy'e yaşam otoyolunun Alp'lerinde sen benim 4 mevsim lastiğimsin".
I risked my life and hoofed it from Emerald Bay. And you're Just gonna leave me here to rot?
Taylor, Emerald körfezinden buraya gelerek hayatımı riske attım ve sen beni burada çürümeye mi bırakacaksın?
You see, that dream where you're naked and you can't wake up, welcome to my life.
Çıplak olduğun ve uyuyamadığın rüyaları bilir misin? Hayatıma hoşgeldin
I'll fix it. And, from now on, you're going to let me live my life and make whatever mistakes I'm going to make.
Ve bundan böyle hayatımı kendi başıma yaşamama ve istediğim hatayı yapmama izin vereceksin.
I'm gonna be honest with you, you're making my life quite difficult right now.
Sana dürüst olacağım, şu anda hayatımı oldukça zorlaştırıyorsun.
Because if I do, who knows what else is gonna come along and rip my life apart? You're right.
Çünkü kımıldarsam kim bilir daha neler hayatımı delik deşik edecek.
But in this moment, you're the ass who gave me my life back.
Ama şu anda sen, bana hayatımı geri vermiş olan pisliksin.
You're gonna look real happy, and I'm gonna cherish it for the rest of my life!
Gerçekten mutlu görüneceksiniz ve ben de ömrümün sonuna kadar bunu hatırlayacağım.
If you're wondering why I'm wearing these, it's partly because at the Kelso family Christmas we all pick one name out of a hat to buy a gift for and I was lucky enough to be chosen by my son Harrison's new life partner, Ray-Ray.
Neden bunları giydiğimi merak ediyorsan bir sebebi Kelso Noel gecesinde hepimiz hediye almak için bir isim seçeriz, benim de şansıma, oğlum Harrison'un yeni hayat arkadaşı RayRay tarafından seçildim.
Hey, you know what? I know this whole thing is none of my business because you're a big girl and you can do whatever you want. But do you really want to spend the rest of your life with someone that cheats on you and drinks all the time?
Tüm bunlar beni ilgilendirmez çünkü sen büyük bir kızsın ve istediğini yaparsın falan ama gerçekten ömrünün geri kalanını seni aldatan ve sürekli içen biriye harcamak ister misin?
This is my life you're messing around with.
Bu benim hayatım! Durumu zorlaştırma.
You're gonna stand here, making idle chitchat on the single most important day of my life?
Cidden, hayatımın en önemli gününde burada durup gevezelik mi yapacaksın?
This is what you've worked for your whole life. You're my dream.
Benim hayalim sensin.
that's ridiculous. Leaving a family and the life that you've built is a very drastic way of avoiding a realization that you're afraid to be alon oh, my darling daughter, that is the biggest load of bull crap I've ever heard in my life.
Bir aileyi ve kurduğun hayatı bırakmak yalnız kalmaktan korktuğunu fark etmekten kaçındığını göstermenin çok esaslı bir yolu.
I'm glad you're in my life.
Hayatımızda olduğun için mutluyum.
You're the most important thing in my life.
Hayatımdaki en önemli şey sensin.
Look, I know you're gonna hate me forever, and I don't blame you but I want you to know... that I was alone and I was scared, and I was just trying to build a life for my son.
Bak, benden ömrün boyunca nefret edeceğini biliyorum, ve seni suçlamıyorum da, ama bilmeni isterim ki yalnızdım ve korkuyordum, ve sadece, oğlum için güzel bir yaşam kurmaya çalışıyordum.
You're the only boyfriend in my life.
Hayatımdaki tek erkek arkadaş sensin.
You're not the reason my life's ended up the way it has.
Hayatımın böyle olmasının sebebi sen değilsin.
You're a hot, sexy woman who also understands the business side of my life...
Ateşli, seksi bir kadın olmanın yanında iş konusuna bakışımı da anlayabiliyorsun.
you're gonna distract me by bringing up the biggest mistake of my life?
En büyük hatamı hatırlatarak mı dikkat dağıtmaya çalışıyorsun?
You're my wounded love and you're bored of this life.
Sen benim yarım kalan aşkımsın ve bu hayattan bıktın.
You're violating my personal space, you're violating my personal life.
Özel alanıma tecavüz ediyorsun, özel yaşantıma tecavüz ediyorsun.
You're the best thing in my life.
Benim hayatımda ki en iyi şey sensin..
- You're ruining my life!
- Hayatımı mahvediyorsun!
You're the love of my life.
Sen hayatımın aşkısın.
But you're definitely woman "B" in my life.
Ama kesinlikle hayatımdaki "B" kadınısın.
It's taken so many years to realize that you're the woman of my life.
Hayatımın kadını olduğunu anlamam uzun yıllar sürdü.
You're the man of my life.
İki kere kurtardın beni! Adam gibi adamsın.
The light, the tunnel, the "whole life flashing before my eyes", that's what you're interested in, right?
Işık, tünel, Gözlerimin önünden akıp giden hayatım, İlginizi çeken bu değil mi?
There's always a reason with you, so don't... don't tell me we're having a nice, cozy conversation here about my married life.
Her zaman bir nedenin vardır, bu yüzden... Evlilik hayatım hakkında sıcak bir sohbet yaptığımızı söyleme bana.
Here you are, you're ming's right-Hand man, And yet you've saved my life more than once. Why?
İşte buradasın, Sen Ming'in sağ kolusun, ve şu ana kadar hayatımı birden çok kez kurtardın... neden?
It has to do with a matter of attitude, what you're willing to settle for, who you're willing to work with and having a good time with my life, enjoying my life.
Hayatından keyif almanla yaşama amacınla, hayata duruşunla ilgisi var.
Marina, you're the love of my life.
Marina, sen benim hayatımın aşkısın.
So unless I give House cable, you're gonna make my life miserable.
Yani House'a kablolu yayın vermezsem hayatımı sefil hale getireceksiniz.
It wasn't me. You guys think we're just a bunch of street-happy skate punks, but this sport is my life.
Bizi bir avuç yarışçı sokak serserisi sanabilirsiniz ama bu spor benim hayatım.
So, what, you caused the most traumatic experience of my life, and now you're telling me that it's not your fault?
Ne yani hayatımdaki en travmatik olayın senin hatan olmadığını mı söylüyorsun?
Now it's too late, You're the most selfish human being I've ever met in my life. No!
şu anda vakit çok geç sen hayatımda gördüğüm en mağrur insansın hayır Anjali şimdiye kadar yaptıklarım bizim içindi ben ve sen bu yüzden mi aljohara'ya katıldın bana bile sormadan üç ayın tek kamuflajı bu şekilde olacak sonra burada kalmak için, teröristlerin resmi sözcüsü gibi
You're everything I've got to show for my life.
Sen hayatımda gösterebileceğim tek şeysin.
.. that you're living my life.
Hayatımı yaşıyorsun...
You know that you're the most important person in my life..
Biliyorsun sen hayatımda en önemli kişisin..
You're beautiful, you're smart, you laugh at all of my stupid jokes, and you have this horrible habit of constantly saving my life.
Güzelsin, zekisin, bütün aptal esprilerime gülüyorsun ve hayatımı kurtarmak gibi korkunç bir alışkanlığın var.
So you're telling me that for the last six years of my life I've been believing that you betrayed me?
Hayatımın son 6 yılını bana ihanet ettiğini düşünerek geçirdim. - Bunu neden yaptın?
I know that you're the man that can take care of me for the rest of my life.
Hayatımın geri kalanında benimle ilgilenecek erkeğin sen olduğunu biliyorum.
You're never gonna make me beg for my life, so let's just end it now.
Sana hayatta yalvarmam, haydi şu işi bitirelim.
It's just that you're both such an important part of my life.
İkiniz de hayatımın önemli bir parçasısınız.
I'm proud to say that you're my friend but you got your whole life ahead of you.
Sana arkadaşım demekten gurur duyuyorum ama önünde koca bir hayat var.
You're not talking about my sex life, are you?
Benim cinsel hayatımdan bahsetmiyorsun değil mi? Hayır!
You're in a better place now, Lou, and I'll always be proud that for once in my life,
Artık daha iyi bir yerdesin, Lou, ve her zaman gurur duyacağım bir şey var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]