You're not mad translate Turkish
801 parallel translation
Even though you may not find it funny, you're no longer mad at me, right?
Komik olmasa da beni affettin değil mi?
- You're not mad at me?
– Bana kızmıyorsun, değil mi?
Just to prove that you're not mad, will you give me a little kiss?
Kızmadığını kanıtlamak için bana küçük bir öpücük verebilir misin?
- You're not mad at me?
- Bana kızgın değil misiniz?
You're not only mad, you are dangerous!
Sadece deli değil, tehlikelisin de!
And you say you're not mad.
Bir de deli olmadığımı söylüyorsun.
- But you're not mad.
- Sen deli değilsin.
Why you're not mad about me.
Neden benim için çıldırmıyorsun?
You're not mad, are you?
Bana kızmadın, değil mi?
When you're not mad.
Çıldırmadığın zamanlarda.
You're not gonna be mad at me all the way, are you?
Bütün yolu yalnız başına gitmiyeceksin öyle değil mi?
- Then you're not mad?
- Yani kızmadın mı? - Hayır, kızmadım.
- No, I'm not mad. Because if you're still mad, I'd just rather we call the whole thing off.
çünkü hala kızgınsan eğer, bence bu işi uzatmayalım.
You're not mad at me, are you?
- Benden sıkılmadın değil mi?
You're not mad?
- Bana kızmadın mı?
I'm certainly glad you're not mad.
Kızmadığına sevindim.
- l know you * re not mad. I want the truth.
Deli olmadığını biliyorum. Gerçeği istiyorum.
You're not hurt, are you?
Canınız acımadı, değil mi?
I hope you're not mad, because I like you, Alex.
Umarım kızmamışsındır, çünkü senden hoşlanıyorum Alex.
You're not mad at him?
- Ona kızgın değilsin, değil mi?
But you're not mad.
- Ancak ona kızmadın.
Not speaking to someone because you're mad at them is...
Ve birileriyle konuşma çünkü onlara sadece deli gibi görünürsün...
- You're not mad, are you?
- Baba, sen çok kızmadın bana değil mi?
Decide for yourself whether you're mad or not.
Deli olup olmadığına kendin karar ver.
Course you're not mad, and neither was he.
Sen deli değilsin, baban da değildi.
So you're not mad at our little movie colony?
Sinema topluluğumuza kızgın olduğundan değil yani?
You're not just half-mad.
Sadece yarı deli değilsin.
You're not still mad because I wore this dress instead of the red one, are you?
Yoksa bunun yerine kırmızıyı giymedim diye mi kızgınsın?
I assure you we're not mad.
Size delirmediğimizi temin ederim.
Then you're not still mad at me?
Sen bana kızgın değilmisin?
How can I be certain you're not mad?
Deli olmadığından nasıl emin olabilirim ki?
I've had about enough, you're driving me mad, you're not being fair.
Bıktım artık, beni delirtiyorsunuz, Dürüst değilsiniz.
I'm calling because... I left you in sort of a hurry I hope you're not mad.
Seni alel acele bıraktığım için arıyorum. Kızmamışsındır umarım.
You're not mad anymore?
Kızgın falan değilsin değil mi?
Now you're just pretending to be mad because inside you're not really mad.
Kızmış gibi numara yapıyorsun halbuki içten, hiç de öyle değilsin.
- Tell me you're not mad at me.
- Bana kızmadığını söyle.
You're not going to achieve anything by going mad.
Çıldırma. Çıldırarak hiçbir şeyi başaramazsın.
- You're not mad at me, are you?
- Bana öfkelenmedin ya?
You said that to my mother because you're mad at me for not wanting children yet and because I'm no fun anymore and we don't have enough hot, nasty sex because I'm always bitching about bills.
Anneme öyle söyledin, çünkü henüz çocuk istemediğim için deli oluyorsun çünkü artık gözünde eğlenceli biri değilim, yeterince ateşli sevişmiyoruz çünkü ödemelerimiz konusunda başının etini yiyorum.
We're not mad at you at all.
Size kızgın değiliz.
Where, when? You're not mad?
Kızgın değil misin?
Then you're not mad at me?
Simdi bana kizmadin mi yani?
You're not mad at me?
Bana kızmadın ya?
Besides, I'll tell you something about your mamas, you're lucky not to know them, because at your age you're still sensitive and your mothers are all whores.
Ayrıca size anneleriniz hakkında bir şey söyleyeceğim. Onları tanımadığınız için şanslısınız... çünkü sizin yaşınızda insan hassas olur... hepinizi annesi fahişe.
# Though you may be trying sometimes # # And I need you and you're not there # # You know I may get mad #
# Denemene rağmen, bazen # # olmadığında ve sana ihtiyacım olduğunda # # biliyorsun sana kızıyorum # # ve sırtımı dönüyorum # # ama hala seni umursuyorum, biliyorsun #
So the closer the wedding gets, the more edgy you're gonna be and the more you're gonna fix on things like Mr. Ricardo being a little flaky which I'm not denying as a reason to reject the whole idea of marriage.
Düğün yaklaştıkça daha sinirli olacaksın Bay Ricardo'nun tuhaf davranışları gibi yadsımadığım şeyleri düğünü iptal için gerekçe göstereceksin.
You mean, you're not mad at me anymore?
Yani artık bana kızmıyor musun?
I know you're mad, but let's not fight.
Kizgin oldugunu biliyorum ama kavga etmeyelim.
You're not still mad about that Gourson business?
Gourson davası nedeniyle hala kızgın mısın?
You see we're not mad at you.
Gördün mü? Sana kızgın değiliz.
You're not mad at me?
Bana kızmadın mı?
you're not mad at me 38
you're not my type 58
you're not serious 282
you're not listening 211
you're not real 156
you're not 3927
you're not wrong 99
you're not gonna die 103
you're not ready 114
you're not alone 369
you're not my type 58
you're not serious 282
you're not listening 211
you're not real 156
you're not 3927
you're not wrong 99
you're not gonna die 103
you're not ready 114
you're not alone 369