You're not stupid translate Turkish
574 parallel translation
- You're not so stupid my friend
- Hiç de sersemin teki değilsin dostum.
You're not stupid.
Sen aptal değilsin.
Then hang me. I must be stupid, because I don't know if you're serious or not.
Önce beni as, senin ciddi olup olmadığını çözemeyecek kadar aptalım.
Of course you're not. It would be stupid.
- Hayır, tabii aptallık olur.
You're stupid. Marriage is not a convent.
Evlilik rahibelik değildir.
You're not stupid at all.
Hiç de aptal değilsin.
You're not stupid.
Aptal değilsin.
We're not as stupid as you think.
Sandığın kadar aptal değiliz biz.
You're not the least stupid.
Kesinlikle aptal değilsin.
You're not as stupid as I thought.
Düşündüğüm kadar aptal değilsin.
We're not completely stupid, even if you like to think so.
O kadar da aptal değiliz Simon. Her ne kadar sen öyle olduğumuza inanmak istesen de.
You're not as stupid as you look.
Göründüğün kadar aptal değilsin.
You're really stupid, all of you men, not to have married her.
Siz erkekler, onunla evlenmediğiniz için hepiniz de çok aptalsınız.
You're not as stupid as you look, are you, Mr. Moon?
Göründüğünüz kadar aptal değilsiniz, değil mi Bay Moon?
- You're not that stupid.
O kadar salak değilsin.
- I hope you're not stupid.
- Umarım budala değilsinizdir.
No, you're not being stupid, baby.
Hayır tatlım, aptal değilsin.
That stupid personnel department. You're not fired.
Aptal personel müdürlüğü, sen kovulmadın ki.
Stupid, Ralph, you're not supposed to dance.
Aptal, Ralph, dans etmen gerekmiyordu.
They're not stupid. Did you bring any samples of your work?
Çalışmalarından örnek getirdinmi?
They may be stupid, but they're not dumb like you.
Aptal olabilirler ama senin gibi salak değiller. Beni çocuk yaptırayım diye buraya getirip bu salak makinaya bağlamak çok zekice öyle mi? Hadi ya?
You're stupid when I speak I should not stop anyone.
Aptallar, ben konuştuğumda herkesin susması gerekir.
I did not say you're too stupid.
Aptal olduğunu söylemedim.
- You're not a psychopath. You're not stupid.
Sen bir psikopat ya da aptal değilsin.
You're not stupid.
452 01 : 11 : 18,768 - - 01 : 11 : 19,893 5 kere 5?
Made me realize that you're not completely stupid.
Senin tamamen de aptal olmadığını anlamamı sağladı.
After all you're not stupid, huh But it's too late to realize it.
o kadarda aptal değilsin, huh ama artık çok geç.
You're not going to do something stupid, are you?
Aptalca bir şey yapmayacaksın, değil mi?
Now, come on, Jim, you're not stupid!
Yapma Jim, sen aptal değilsin!
You're not stupid. You're crazy.
Aptal değil, delisin sen.
At least you're not stupid
En azından cahil sayılmazsın!
You're not stupid
Sen aptal değilsin.
But you're not paying us to be stupid.
Aptalca davranalım diye para ödemiyorsun.
- You're not stupid.
- Sen aptal değilsin.
Well... if you think I'm really going to go through with this, you're not just stupid, you're crazy.
Şey... eğer gerçekten bunu yapacağımı düşündüysen, sen sadece aptal değil, aynı zamanda delisin.
You're not stupid, are you?
- Aptal değilsin, değil mi?
I know you're not stupid.
Aptal olmadığını biliyorum.
You know, for a rotten bastard son of a bitch you're not as stupid as I thought.
Biliyor musun, kokuşmuş kızıl bir orospu çocuğu biri için düşündüğüm kadar aptal değilmişsin!
First of all, you're not stupid.
Bir kere, sen aptal değilsin.
It's not your fault you're stupid.
Senin kabatin yok. Aptalsın o kadar.
You're not stupid.
Sen akıllı bir çocuksun.
Don't be stupid, you're not well.
Aptallık etme, iyi değilsin.
We've been too stupid not to notice that, but you're even worse, Mum,
Bunu fark etmediğimiz için ne kadar da aptalız. Ama sen çok daha aptalsın, anne.
I mean, you're not going to do anything stupid, are you, like killing that bank guard for no reason?
Saçma sapan bir şey yapmayacaksın, öyle değil mi? O banka korumasını öldürdüğün gibi?
You're not going to do something stupid, right.
Sen gitmiyorsun Aptalca bir? ey.
You're not going to do something stupid like die on me, are you?
Üstümde ölmek gibi aptalca birşey yapmayacaksın değil mi?
You fear your wife, but not hell. You're so stupid!
Karından korkuyorsun, ama cehennemden değil.
You're not gonna look stupid.
Aptal gibi görünmeyeceksin zaten.
Wait a minute. You're not cooking up something that's going to humiliate my friends and make them look stupid, are you?
Dostlarýmý küçük ve aptal durumuna düþürecek bir þey yapmayý planlamýyorsun, deðil mi?
Steve, you're not telling me that we're going to comb the streets looking for a stupid Barbie doll?
Steve, sokakları saçma bir Barbie için arayıp tarayacağımızı söylemiyorsun değil mi?
You're not gonna do something stupid, are you, adrian?
Aptalca bir şey yapmayacaksın, değil mi Adrian?
you're not my type 58
you're not serious 282
you're not listening 211
you're not real 156
you're not mad at me 38
you're not 3927
you're not wrong 99
you're not gonna die 103
you're not ready 114
you're not alone 369
you're not serious 282
you're not listening 211
you're not real 156
you're not mad at me 38
you're not 3927
you're not wrong 99
you're not gonna die 103
you're not ready 114
you're not alone 369