English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You're on my side

You're on my side translate Turkish

183 parallel translation
But you're my cousin on my father's side.
Ama sen baba tarafından kuzenimsin.
You're on my grandmother's side.
- Anneannemle mi konuştunuz?
I've gotta know you're on my side.
Benim tarafımda olduğunu bilmeliyim.
You're supposed to be on my side!
Benim tarafımda olman gerekiyordu!
Do you meanthat when the chips are down, you're on my side, not Humphrey's?
Demek istediğin bu en kritik anda..... Humphrey'nin değil de benim tarafımda olduğunu mu söylüyorsun?
Then you're not on my side.
O zaman benim tarafımda değilsin
- For $ 2,000 you're on my side now?
- 2,000 dolar için benden yana mısın?
You're trying to tell me my future, you're looking on the wrong side.
Bana geleceğimi anlatmaya çalışıyorsan yanlış yöne bakıyorsun.
Gee, I'm so glad you're on my side, Carla.
Ýyi ki benim tarafýmdasýn, Carla.
- You're on his side if you're not on my side.
- Benden yana olmadığına göre?
Wait a minute, you're on my side, remember?
Bir dakika bekle. Benim tarafımdasın, hatırlamadın mı?
You're on my side, right?
Hadi, tatlım.
Look you, Elaine Schulman, daughter of Charles and Maxine Schulman, you're the person I will love and honour in sickness and, preferably, in health, in Manhattan, preferably on the Upper West Side, for the rest of my life.
Bana bak Charles ve Maxine Schulman'ın biricik kızı Elaine Schulman, Sen hastalıkta ve tercihen sağlıkta, Manhattan'da ve Yukarı Batı yakada hayatım boyunca seveceğim tek kişisin.
You're on my side.
Benim tarafımdasın.
- You're on my side of the bed.
- Yatağın benim olan tarafındasın.
You're supposed to be on my side, Frank.
Benim tarafımda olmalıydın, Frank.
You're meant to come here and defend me against these characters and the only one I've got on my side is the blood-sucking lawyer.
Siz buraya beni korumak için gelmiştiniz. Şimdi beni destekleyen tek kişi bu kan emici avukat.
You... You're on my side of the bed.
Sen benim tarafımda yatıyorsun.
I told you to shut up, and you- - You're supposed to be on my side.
Çeneni kapatmanı söylemiştim, ve sen- - Benim tarafımda olmalıydın.
OK, Dad, you're good on my side.
Pekala, baba. Burası iyi.
But I'm still gonna know that you're not on my side.
Ama şundan eminim ki sen benim tarafımda değilsin.
- Well, you're a natural. I'm glad you're on my side... if you still are. - What?
- Pekala, sen oldukça doğalsın.
- You're on my side.
- Benim tarafıma geçtin.
I know you're always on my side...
Benim tarafımda olduğunu biliyorum.
You know, if I had a suspicious mind I'd think you're trying to get on my good side.
Biliyor musunuz, kuşkucu bir kafam olsaydı... bunu beni tavlamaya çalışmanıza yorardım.
- You're on my side?
- Benim tarafımda mısın?
You're on my side because I say you're on my side.
Benim tarafımdasın çünkü ben öyle dedim.
- You're on my side?
- Benden yanasın sanıyordum.
I can't believe you're giving me all this grief... just because you're not on my side in this thing.
Sırf bu işte benim tarafımda değilsin diye... tüm bu acıyı bana yaşattığına inanamıyorum.
- You're on my side?
- Benim tarafımda mı?
You were on my side and now you're bailing on me.
Benim tarafımdayken birden beni satıyorsun.
If you're on my side, bring that junk along.
Beni takip edecekseniz, şu hurda yığınlarını da getirin.
My partner's a protestant. - I guess we know what side you're on.
Kimden yana olduğunu biliyoruz.
- You're on my side.
- Benim tarafımdasın.
You're not supposed to paint titties on the side of my airplanes. - And if you do, don't make'em lopsided.
Uçaklarımın üzerine göğüs resmi çizmemelisin çiziyorsan da orantısız çizme.
You're on my good side.
Sana iyi davranıyorum.
- You're not on my side?
- Sen benden yana mısın domuzdan yana mı?
Well, I hope you're on my side.
Umarım benim tarafımdasındır.
And tell me you're on my side.
Ona haklı olduğumu söyle.
I know you're always on my side.
Hep yanımda olduğunu biliyorum. - Önemli değil.
I know you're on my side.
- Benim tarafımda olduğunu biliyorum.
You're on my side of the armrest.
Kolluğun benim tarafımdasınız.
You're on my side.
Sen benim tarafımdasın.
That's why you're my girlfriend on the side.
Bu yüzden benim metresimsin.
I thought you were on my side, but you're just like her.
Benim tarafımda olduğunu sanıyordum ama aynen onun gibisin.
So you're on my side?
Yani benden yana mısın?
- You're not on my side either. - Of course.
- Sen de benim tarafımda değilsin.
- That you're on my side.
- Benim tarafımdasın değil mi.
You're driving on the wrong side of the road, and I've got an entire pie in my stomach.
Yolun yanlış tarafında sürüyorsun, ve midemde kocaman bir börek var.
So does this mean you're on my side now?
Şimdi sen benim tarafımda mısın?
You're on my side, you love me... -... and in the next minute... - I don't wanna lose your family!
- Aileni kaybetmek istemiyorum!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]