You're the doctor translate Turkish
892 parallel translation
It's really none of my business, but I don't think you're taking the doctor's warning seriously enough.
Aslında üstüme vazife değil ama Doktor'un uyarısını yeterince ciddiye almamışsın gibi geliyor.
Listen... I'm Just Gonna Tell The Doctor You're Awak
Dinle, doktora uyandığını söyleyeceğim.
You're going to have a doctor, and you're going to do just what the doctor says.
Bir doktora görüneceksin, ve doktor ne derse yapacaksın.
Oh, so you're the doctor.
Ah, demek doktor sensin.
You're the doctor.
Patron sensin.
Harry, tell the porter you're a doctor.
Harry, görevliye doktor olduğunu söyle.
While you're getting here, I'll get Teddy's and the doctor's signatures.
Siz yoldayken ben de kâğıtları Teddy'ye ve doktora imzalatırım.
You're the one who sent the doctor, aren't you?
Doktoru gönderen kişi sizdiniz, değil mi?
You're the doctor. McKAY :
- Doktor olan sizsiniz.
Okay, you're the doctor.
Olur o zaman, Doktor olan sizsiniz.
I know that you're trying to keep up for all our sakes, but I feel that you must go in with Sister Briony and see the doctor.
Bütün ideallerimizi hayata geçirmeye çalıştığını biliyorum, ama Rahibe Briony'i görüp, doktora gitmelisin.
- You're the doctor.
- Doktor sizsiniz.
But doctor, you're far too blunt about the truth.
İyi de doktor, sen hastaya pat diye gerçeği söylüyorsun.
I can't help feeling, Doctor, that you're making a mistake not allowing the woman to talk.
Kadının konuşmasına izin vermemekle hata yaptığınızı düşünmeden edemiyorum.
You're going to see the doctor now, aren't you?
- Doktora görüneceksin değil mi?
Doctor, you're limited to your room, lab and the mess hall.
Doktor hareket alanınız odanız, laboratuar ve salonla sınırlı.
You're the doctor, you name it.
Doktor sensin, sen yaz.
Remember, if you're not well, there's a doctor in the house.
İyi değilseniz, unutmayın burada bir doktor var.
You're the doctor, Ellen.
Doktor sensin, Ellen.
You're the kind of doctor who works with sensitivity and patience in treating the kind of depression that some women suffer
Sen acı çeken bir kadına sabır ve merhametle yaklaşan türden bir doktorsun.
You're not supposed to talk to the doctor.
Doktorla konuşmamalısınız.
You're the doctor.
Doktor olan sensin.
He knows that you're a doctor at the Good Samaritan Hospital.
Senin Gönüllüler Hastanesinde doktor olduğunu biliyor.
You're the doctor.
Doktor sensin.
Well, you're the doctor.
Tabii, doktor sensin.
- You're a fine doctor but you've a lot to learn about the army.
- İyi bir doktorsun fakat ordu hakkında öğrenmen gereken çok şey var.
OK King, you're the doctor!
Tamam, Kral, karar sizin.
OK King, you're the doctor!
Tamam Kral, karar sizin.
Oh, I'll tell the doctor that you're waiting.
Oh, doktora beklediğinizi söyleyeceğim.
- You're the best doctor for me.
- En iyi doktorum sensin.
The truth itself was fabulous enough... and all the episodes you're going to see... happened to this girl whom they call Eve White... and much of the dialogue is taken from the clinical record... of the doctor that we call Dr. Luther.
Gerçeğin kendisi, zaten inanılmaz ölçüde yeterliydi. Bu film, Eve White takma adını verdikleri bayanın başından geçenleri anlatıyor. Diyalogların çoğu, Luther adını vereceğimiz doktorun klinik tutanaklarından alınmıştır.
There's three men to see you, doctor. They're from the Medical Council.
Tıp Konseyi'nden üç bey sizi görmek istiyor.
- You're the doctor.
- Siz bilirsiniz.
I'll tell the doctor you're here.
Doktora haber vereyim.
I suppose you're going to have the doctor give us all of the frank medical details? I'm afraid I have no choice, sir.
Eminim ki doktordan bize kesin tıbbi gerçekleri söylemesini isteyeceksiniz?
Oh, why not? You're just what the doctor ordered.
Şu an doktorun emrindesin.
The doctor left orders you're not to be disturbed until tonight.
Doktor akşama kadar dinlenmeniz için kesin emir verdi.
But they say you're the only doctor in Vienna who asks such questions.
Ama Viyana'da bu tür sorular soran tek doktorun sen olduğunu söylüyorlar.
The doctor has forbidden it, until you're much better.
Kendini daha iyi hissedene kadar doktor sana yasakladı.
Can't you see you're disturbing the doctor?
Doktoru rahatsız ettiğinin farkında değil misin?
- You're the doctor.
- Doktor sensin.
Okay, you're the doctor.
Pekala, doktor sizsiniz.
You're trying to doctor the whole Mexican population, and Jeff is just a rolling stone.
Meksikalıların hepsine doktorluk yapıyorsun. Jeff ise yuvarlanan bir taş gibi.
You're the doctor.
- Doktor sensin.
Every time such a thing happens you're part of the Circus of Doctor Lao.
Böyle şeyler olduğu zaman Sen de Doktor Lao'nun sirkinin bir parçası olursun.
Say, you're the doctor around here.
Söylesene, sen buraların doktorusun.
I bet you're always the first to leave, Doctor.
Eminim senin için daima ilk ayrılışın gibidir, Doktor.
You're thinking of the Doctor?
- Doktor'u mu düşünüyorsun?
You're the new doctor, aren't you?
Siz yeni doktorsunuz, değil mi?
Oh, you're the new doctor, aren't you?
Oh, sen yeni gelen doktorsun, değil mi?
You're a doctor at the clinic too?
Sen de klinikte doktor musun?
you're the best 629
you're the worst 63
you're the boss 305
you're the love of my life 40
you're there 132
you're the devil 36
you're the father 25
you're the only one 89
you're the man 199
you're the one 134
you're the worst 63
you're the boss 305
you're the love of my life 40
you're there 132
you're the devil 36
you're the father 25
you're the only one 89
you're the man 199
you're the one 134