You're the expert translate Turkish
530 parallel translation
Just send them the coupon and you're a radio expert.
Onlara bir kupon gönder ve radyo uzmanı ol.
You're the expert on his type.
O tip veremde uzman olan sensin.
I'm an expert on thejapanese. That's the only reason you're not in the brig. Well?
Hapiste olmamanın tek sebebi bu.
You're not an expert on psychiatry, but you made the diagnosis.
Psikiyatri uzmanı değilsiniz ama teşhisi siz koymuşsunuz.
If the diagnosis of expert doctors is correct, then you're guilty?
Eğer uzman doktorların teşhisleri doğruysa, siz mi suçlusunuz?
Dino, you're in the hands of an expert.
Dino, bir uzmanın ellerindesin.
Oh, well, then you're just the man to give me some expert advice.
Oh, şey, o halde sen tam da bir uzman tavsiyesi verilecek adamsın.
But you're the expert.
Ama uzman sensin.
You're up here as an expert on the Bible.
Bir İncil uzmanı olarak burdasınız.
You're the bayonet expert.
Kasatura ustası olan sensin.
Well, you're the expert. What do you like in the next race?
Uzman olan sensin, şimdiki yarışta kimi seçiyorsun?
Obviously, Mr Cleaver, you're the expert.
Açıkçası Bay Cleaver, uzman sizsiniz.
You're an expert on the rules. Mr. Wilcox.
Kurallar hakkında bir uzmansınız Mr. Wilcox.
You're the expert?
Kendini uzman mı sanıyorsun?
You're the expert with machines, so teach me.
Makineler uzman olan sensin, öğretsene bana.
You know that, Mr. Science Officer. You're the expert in these people. But you've always left out that one point.
Bunu hep biliyordun Bay Bilim Subayı ama bundan hiç söz etmedin.
You're the expert but remember, Mr. Bennet, one only one.
Ama bunu kesinlikle unutma Mr. Bennet,... birini, sadece birini.
You're the expert.
Sen bu işin uzmanısın.
Oh, no. You're the expert.
Oh, hayır.
No, you're the expert they need.
Aradıkları uzman sizdiniz.
You're the expert.
Uzman sensin.
Your credentials say you're an expert on the harbour guns at Tobruk.
Söylenenlere göre, Tobruk limanındaki topları iyi biliyormuşsunuz.
This is the communications network you're an expert on, an intelligence network.
Iletişim ağında Şu uzman olduğunuz Galiba pek net bir bilgi değil
You're the intelligence expert.
Uzman işi bir çalışma.
You're the expert.
Uzman olan sensin.
Well, you're not an expert on the interpretation of signs.
Sen bu işaretleri yorumlamak için uzman değilsin.
You're the expert here...
Burada uzman sizsiniz...
That's 1 7 more than I've made, so I would imagine that below decks, you're the expert.
Benden 17 daha fazla bu, yani anladığım kadarıyla güvertenin altındaki uzman sizsiniz.
As I said before, Mr. Slater below decks, you're the expert.
Daha önce dediğim gibi Bay Slater güverte altındaki uzman sizsiniz.
Lieutenant Williams, take them to our ugly expert... and give them a complete overhaul... and when you walk down the streets of Mortville... make sure you're dressed like what you really are--trash!
Teğmen Williams, onları zevksiz uzmanımızın yanına götür... onları baştan aşağı elden geçirsin... Ölüşehir sokaklarına çıktıkları zaman... olmaları gibi gözüktüklerinden emin olun... ayaktakımı gibi!
You're the expert.
Uzman sizsiniz.
You're the brain expert, so tell me.
Beyin uzmanı sensin. Söyle bana... hepsi kafamda mı, Doktor?
But you're the expert who's going to track down his murderers.
Ama onun katillerini yakalayabilecek tek kişi sensin.
- You're the expert.
- Bu işin uzmanı sensin.
- You're the expert, think of something!
- Ben ne bileyim. Uzman sensin.
You're the expert on straightforwardness.
Açık açık konuşmada senin üstüne yoktur.
I know you're an expert on Blake now but I haven't had the benefit of your wisdom on the subject.
Şimdi, Blake üzerinde uzman olduğunu biliyorum. ama bu konudaki bilgeliğinden şu ana kadar faydalanamadım.
You're the expert.
- Uzman olan sensin.
You tell me. You're the expert.
Söyle bana, uzman olan sensin.
You're the love expert.
Sen bir aşk uzmanısın.
You're the expert.
Sen uzmansın.
You're the expert, aren't you?
Uzman olan sensin, değil mi?
You're the expert.
Bu işte oldukça iyisin.
Well, you're the expert, but what do you want me to do?
Uzman sizsiniz. Ne yapmamı istiyorsunuz?
- Well, I don't know Kyle, you're the fucking expert!
- Bilmiyorum, Kyle. Siktiğimin uzmanı sensin!
You're the Earth expert.
Dünya uzmanı sensin.
They had the uniforms... You're expert on Berlin police?
Berlin polisi konusunda uzman mısın?
You're the expert on make-believe, you tell me.
Sahte kimlik uzmanı olan sensin, sen söyle.
You're the cat expert here.
İşte kedi uzmanı da geldi.
You're the computer expert, old buddy, just hit the keys and she won't even see a ripple
Eski dostum, bilgisayar uzmanı sensin. Bas tuşlara, ruhu bile duymayacaktır.
You're the expert here.
Burada uzman olan sensin.
you're the best 629
you're the worst 63
you're the boss 305
you're the love of my life 40
you're there 132
you're the devil 36
you're the father 25
you're the only one 89
you're the man 199
you're the one 134
you're the worst 63
you're the boss 305
you're the love of my life 40
you're there 132
you're the devil 36
you're the father 25
you're the only one 89
you're the man 199
you're the one 134