You're the sheriff translate Turkish
239 parallel translation
- You're the prettiest sheriff I've ever seen.
- Gördügüm en güzel ºerifsiniz..
Sheriff, you're just the man I'm looking for.
Şerif, sen aradığım kişisin.
You're the new sheriff.
Yeni şerif sensin!
You know, I know and so do the Sheriff. You're from over here in Tennessee. And I can't sell you no liquor less you gets over yonder in Kentucky.
Sen de, ben de, şerif de biliyoruz ki şu anda burada, Tenesseee'desin ve ben sana içki satamam tabii karşıdaki Kentucky'ye gidersen o başka.
- You're the sheriff?
- Şerif misin?
Dan, the sheriff knows you're not a killer, and I know it without even asking.
Şerif katil olmadığını biliyor Dan. Ben de içimde hiç şüphe olmadan biliyorum.
You're embarrassing me in front of the sheriff.
Şerifin önünde beni utandırıyorsun.
You're wrong about God and the gun, Sheriff.
Tanrı konusunda yanılıyorsun, ve de silah, şerif.
- You're the sheriff.
- Şerif sensin.
You're the sheriff.
Şerif olan sensin.
You're hereby remanded to the custody of the sheriff... and you'll be transported to the state penitentiary... to serve a term of not less than one, nor more than ten years of imprisonment.
Şu andan itibaren şerifin gözetimindesin. Eyalet cezaevine gönderileceksin. Bir yıldan az, on yıldan çok olmamak üzere... hapis yatacaksın.
I'll tell the sheriff you're here.
Şerife, geldiğinizi söyleyeceğim.
- I take it you're the sheriff?
- Galiba şerif sen oluyorsun?
It's customary for the sheriff to cooperate... You're his deputy...
İşbirliği yapmak adettir...
- You're the new deputy?
- Siz, yeni sheriff misiniz?
I'm the sheriff here, fellas, and I can't give you these keys back till you're fit to drive. Take care of the sheriff, Pete.
Ben buranın şerifiyim beyler araba kullanacak duruma gelene kadar bu anahtarları size veremem.
And it's gonna be a lot longer time'cause it's against the law, and you're with the Sheriff.
Bir süre daha böyle olacak gibi çünkü bu kanunlara aykırı ve sende Şerifin yanındasın.
I don't want to seem prudish, but if you are going to marry Sheriff Lord it seems to me that you're sitting on the wrong man's lap.
Aşırı iffetli görünmek istemem fakat, eğer Şerif Lord ile evlenecekseniz yanlış kişinin kucağında oturuyorsunuz.
Well, if you're the sheriff, you better get these men underground.
O zaman, eğer sen şerifsen, bu adamları yerin altına tıksan iyi edersin.
Sheriff, you're either the biggest liar I've ever seen or the bravest man.
Sheriff, senin kadar büyük bir yalancı, ya da cesur bir adam hiç görmedim.
You're right about the sheriff.
Şerif konusunda haklıydın.
What you see here is part of the sheriff's plan how we're gonna break Robbo. - Don't blame me for this. You're a big thinker.
Gördükleriniz şerifin Robbo'yu haklamak için yaptığı planın bir parçası.
You're the sheriff, Bert.
Sen şerifsin, Bert.
You're the only one who can. If you would tell the sheriff that you was with us and how it was the white man that pulled the knife first.
Eğer şerife orda bizimle olduğunu söylersen ve bıçağı ilk çekenin beyaz adam olduğunu.
I know the agreement, it includes this, But somehow, you're here now the Sheriff.
Anlaşmada bunun olmadığını biliyorum, ama artık buranın Sherrif'i sensin.
You're not the sheriff but horse thief and not even a good one.
Hatırladığım kadarıyla gerçek bir şerif değilsin,... sıradan bir at hırsızıydın, bu konuda pek de iyi sayılmazdın.
You're paroled to the bottom of a pit... while the sheriff pockets the two dollars that he's paid every day for your keep.
Sen bir çukurun dibine inerken... Şerif hergün için iki doları cebine indirir.
You're talking to the sheriff of Rock Ridge.
Rock Ridge'in şerifiyle konuşuyorsun.
You told the sheriff you're gonna try and trade your life for Susan's.
Şerife, Susan'a karşılık kendinizi teklif edeceğinizi söylediniz.
You're still the sheriff.
Sense hala şerifsin.
Better get down off the horse, Sheriff, we're fixing to fuck you now.
Attan insen iyi edersin şerif, seni sikeceğiz. Ne bu?
You're not the sheriff.
Sen şerif değilsin.
Now, Sheriff, if you're not gonna play the game...
Şimdi Şerif, eğer oyun oynamazsan...
But you know that. We're kind of in the same boat, Sheriff.
Ama biliyorsun, aynı teknedeyiz Şerif.
Sheriff, why don't you ask them what they're doing with the van?
Şerif, neden vanla ne yaptıklarını sormuyorsun onlara?
Since you're the sheriff around here... it would be much better if you found him first.
Buranın şerifi siz olduğunuza göre onu önce siz bulsanız daha iyi.
It does... You're the sheriff, ain't you?
Sen şerifsin değil mi?
'I God, you're the sheriff from over Fort Smith, Arkansas, looking for Jake Spoon, ain't you?
Fort Smith, Arkansas'taki şerifsin, jake Spoon'u arıyorsun değil mi?
You're that sheriff from Arkansas, the one that come looking for Jake Spoon.
Sen Jake Spoon'u arayan Arkansaslı şerifsin.
To the sheriff and his sort of people, you're an outsider.
Şerif ve onun gibilere dışarıdan gelen birisisiniz.
You're the sheriff? . Good to meet you.
Tanıştığımıza memnun oldum.
You're the sheriff and I'm the deputy.
Sen şerifsin, ben şerif yardımcısı.
- I believe you're the sheriff. No, no.
Eee, sen şerifsin.
You're under arrest for the murder of Sheriff Lamont... Deputies Ross and Graves... and three soldiers of the United States Army.
Şerif Lamont'u, Yardımcıları Ross ve Graves'i ve Amerikan Ordusu'nun üç askerini öldürmekten tutuklusunuz.
You're the last white sheriff this town will see.
Sen bu kasabanın göreceği son beyaz şerifsin.
You're the sheriff of Rio County, right?
Sen Rio İlçesinin şerifisin, değil mi?
You're not the sheriff of nothing anymore.
Artık hiçbir yerin şerifi falan değilsin.
It's like you're the sheriff of Copland.
Sanki Polisler Şehri'nin şerifi olmak gibi bir şey.
- But you're the sheriff.
Ama sen Şerif'sin.
The sheriff won't be involved, if that's what you're worried about.
Şerif buna dahil değil, endişelendiğin şey buysa.
- So, you're going out with the sheriff s son?
Şerif'in oğluyla mı çıkıyorsun?
you're the best 629
you're the worst 63
you're the boss 305
you're the love of my life 40
you're there 132
you're the devil 36
you're the father 25
you're the only one 89
you're the man 199
you're the one 134
you're the worst 63
you're the boss 305
you're the love of my life 40
you're there 132
you're the devil 36
you're the father 25
you're the only one 89
you're the man 199
you're the one 134