You've been served translate Turkish

I assume, sir, that you've been served.

Sizin hizmetinizdeyim efendim.

Lo, these many years I've served you and have done everything that you've asked me to do, but there's been no rejoicing, no feasting for family or friend.

Bak, bunca yıl sana hizmet ettik.. ve her şeyi yaptık, yaptıklarımızı sana sorduk, ama orada sevindirici bir şey yok, şölen ne ailemizene de dostlarımıza!

You've been properly served.

Kredilerini tükettin.

It's already been good, now that you've served and protected me.

Vatandaş olarak beni koruduğun ve hizmet verdiğin için, zaten iyi bir gece oldu.

You've been served.

Hizmet edildin.

You've been over-served here.

Buradaki servis kapandı.

Oh. And you've been served.

Belgenizi teslim ettim.

You've been served.

Hizmetinizdeyim.

Been looking for a reason to get you out of Quebec and now you've served me one up on a plate.

Seni Quebec'den çıkarmanın yolunu arıyordum ve sen ayağıma kadar getirdin.

You've been served.

Mahkeme emri.

- You've just been served.

- Sadece hizmet edilmiştir.

You've been served.

Mahkeme kararınız.

You've been served.

Tebliğ görevi yerine getirilmiştir.

You've been served with them twice.

Siz görevinizi fazlasıyla yerine getirdiniz.

Sam elkin. You've served five years of a life sentence, and this is the first time you've been eligible to appear before the parole board, correct?

Ömür boyu hapis cezasının beş yılını geride bıraktınız ve ilk kez Şartlı Tahliye Kurulu'nun şartlarına uygun hale geldiniz.

You've been served.

Efendim, tebligat yapılmıştır.

You've been served.Good luck.

Mahkeme celbiniz. İyi şanslar.

You've been served.

Mahkemeye çağrılıyorsun.

- You've been served.

- Mahkemeniz var.

You've been served.

Mahkeme celbi.

You've been served.

- Mahkemeniz var.

You've been served.

Dava edilmişsin.

You've been duly served.

Usule uygun düzenlenmiştir.

Mr. Jordan... you've been served.

Bay Jordan... Buyurun celpnameniz.

You've been served.

Tebliğ edildi.

You've been served.

- Mahkeme çağrınız.

- You've been served.

Adınıza teslim edildi.

You failed to show up for divorce proceedings... four times under court order, and you've been served.

Dört kez boşanma davanıza katılmadınız... Mahkeme Emri... elinize verdik.

You've been served. You've been served.

Elinize verdik.

You've been served.

Elinize verdik.

You've been served by the best.

En güzel şekilde eline verdim.

And nowbecause of that, you've been served.

İşte bu yüzden, elinize verdik.

You've been served.

Tebligatınız var.

You've been served.

Tebligatınız.

- Yes. - You've been served.

Tebligat yapıldı.

Mr. Dubois, you've been served.

Bay Dubois, mahkemeye verildiniz.

You've been served, jerk-off.

Celbin var ahmak.

You've been served.

- İşiniz görüldü.

You've been served.

Tebliğ aldınız.

You've been served.

Teslim edildi.

You've just been served.

- İşte dersini aldın.

You've been served.

Size hizmet edilmiş

You've been served.

Mahkeme emriniz var.

- You've been served. - I've...

- Celbini teslim ediyorum.

Deputy? You've been served.

Tebliğ edilmiştir.

Before you go, Captain, tell me... when you first learned that our secretary of State had been butchered to within an inch of his life and that they put a bullet in the back of our president's head, when this city was in chaos, did you not wish to see order restored and justice served, or were you just concerned with the rights of the assassins?

- Gitmeden önce Yüzbaşı söyleyin Dışişleri Bakanımızın ölümüne ramak kala cinayete kurban gittiğini ilk öğrendiğinizde ve Başkanımızın kafasının arkasına kurşun sıktıklarında ve şehir kaosa sürüklendiğinde düzenin eski haline gelmesini ve adaletin tecelli etmesini mi istediniz yoksa sadece suikastçıların hakları için mi endişe duydunuz?

Kate Reed, you've been served.

Kate Reed, hizmetinizdeyim.

Teresa Colvin... you've been served.

Teresa Colvin size servis edildi.

You've just been served.

Bildirimi almış bulunuyorsunuz.

Deputy Chief Brenda Leigh Johnson? You've been served.

Şef yardımcısı Brenda Leigh Johnson?

Steven Hirschbaum, you've been served.

Steven Hirschbaum, kağıt tebliğ edildi.