You've done a great job translate Turkish
103 parallel translation
- Eddie, you've done a great job.
- Eddie, harika bir iş yaptın.
You've done a wonderful job. I got myself a great husband, didn't I?
Sen mükemmel bir iş yaptın, ben de muhteşem bir koca aldım, değil mi?
You've done a great job taking care of your wife.
Karına çok iyi bakıyorsun.
You know, you've done a great job this year.
Biliyor musun bu yıl büyük iş başardın.
You've done a great job with him.
Onu çok iyi yetiştirmişsin.
You've done a great job.
Harika bir iş çıkardın.
Yeah, you've done a great job so far.
Şu ana kadar çok işe yaradı konuşmaların!
You've done a great job here.
Bence harika bir iş çıkardın Gus.
You've done a great job. lt's almost disappeared.
İyi iş çıkarmışsın. Neredeyse kaybolmuş.
He assigns it to you, you don't do it somehow it gets done and now he's telling you what a great job you did.
O sana görev veriyor, sen yapmıyorsun bir şekilde halloluyor ve o da sana ne kadar iyi bir iş yaptığını söylüyor.
Well, you've done a great job.
Çok büyük bir iş başardın
You've done a great job.
Harika bir iş yaptın.
And you've done a great job with the waiting part.
Bunca vakit bekleyerek de iyi bir iş başardın.
I've been following you all year, and you've done a great job.
Sizi bütün yıl takip ettiğimi ve işinizi harika yaptığınızı söylemeliyim.
You've done a great job.
Çok iyi bir işi başardınız.
You've done a great job. Now she wants to go to the holiday home.
Büyük iş başardın Şimdi de tatil evine gitmek istiyor.
You've done a great job.
Harika bir iş başlarmışsınız.
You've done a great job of not dying yet
Ölmeyerek iyi bir iş başarmışsınız!
WE ALL THINK YOU'VE DONE A GREAT JOB, BUT AT THIS CRITICAL JUNCTURE, WE FEEL WE NEED TO MOVE IN A NEW DIRECTION.
Ama bu kritik dönemde yollarımızı ayırmamız gerektiğini düşünüyoruz.
And, Dad, you've done a great job since Mom died.
Annem öldüğünden beri başarılıydın.
By the way, You've done a great job in making her, God
Bu arada, sen onun için harika şeyler yaptın, Tanrım.
You've done a great job.
İyi bir iş çıkardın.
Yeah, you've done a great job so far.
- Evet, şu ana dek çok başarılıydın.
- You've done a great job with it. - Thank you.
Harika bir iş çıkarmışsınız.
Look, I know we haven't always seen eye to eye, but you've done such a great job with these boys, it seems wrong to just...
Bakın, biliyorum sizinle pek samimi olamadık... ama bu çocuklarla harika şeyler başardınız, tek yanlış olan...
You've done a great job! Mr. Train!
Harika bir iş başardınız Densha Otoko!
You've done a great job with this landscaping.
- Çevre düzenlemesinde iyi iş çıkarmışsınız.
You've done a great job.
Vay canına. Harika olmuş.
I mean, obviously, you've done a great job grooming her for, you know, her future responsibilities.
Onu ilerdeki sorumlulukları konusunda bilirsin, iyi yetiştirmişsin.
You've done such a great job already.
Zaten çok iyi iş çıkarmışsın.
- You've done a great job so far.
- Şimdilik çok iyi iş çıkardın.
Joe, what a great job you've done here.
Joe, yaptığın mükemmel bir iş.
No, no, no, you've done a great job.
Hayır. Sen harika bir iş yaptın.
You've done a great job.
Çok güzel bir iş yaptın.
Daniel, you've done a great job running this magazine.
Daniel, bu dergiyi yönetmek konusunda harika bir iş çıkardın.
You've done a great job with your kids, supporting them as a nurse.
Çocuklarınızı hemşirelik yaparak çok iyi yetiştirmişsiniz.
"these past 18 years." You've... done a great job. "
"... boyunca yetiştirdiğin için teşekkür ederim. Bunu... " "... çok iyi yaptın. "
You haven't helped us to decide whether to have the baby or not but you've done a great job of getting us to fight.
Bu bebeği doğurup doğurmamaya karar vermemiz için bize yardım edemedin ama büyük iş başarıp bizi kavga ettirdin.
You haven't helped us to decide, but you've done a great job of getting us to fight.
Kürtaj yapılıp yapılmaması konusunda karar vermemize yardımcı olmadınız.
Commend means you've done a great job, Eric, m'kay.
Takdirin anlamı harika bir iş çıkardın demektir, Eric, tamamm mı?
And clearly you've done a great job raising Chuck on your own.
Ve çok açık ki Chuck'ı kendi başına harika bir şekilde büyütmüşsün.
You've done a great job.
Çok iyi yetiştirmişsiniz.
Listen, Linc, you've done a great job getting us Out of the frying pan, but it'll be for nothing
Linc, gerçekten çok iyi iş çıkardın.
Looks like you've done a great job putting him behind you.
Bu işe bulaşmayarak çok iyi bir iş yaptığını mı sanıyorsun?
You've done a great job with my baby.
Bebeğimi çok iyi yetiştirmişsin.
You've done a great job!
Çok iyi işler çıkardın!
You're great, and you've done a real... special job here, and you're going to make some other restaurant very happy someday, but... we have... decided to go... another direction here.
Harika birisin ve gerçekten de çok özel bir iş çıkarmışsın. Ve günün birinde başka bir restoranı çok mutlu edeceksin. Ama biz başka bir şeyler düşündük.
You've done a great job with this young man.
Koç, bu çocuğun üstünde çok iyi iş çıkarmışsın.
You've done a great job so far.
Şimdiye kadar çok iyi gittin.
You've done a great job.
Çok iyi çalıştın.
- [Wedeck] I do. - You've done a great job, Aaron.
Harika iş başardın, Aaron.