You've seen it before translate Turkish
242 parallel translation
It's possible that you've seen me before since we live in the same building.
Aynı yerde yaşadığımız için beni görmüş olabilirsiniz.
You've seen it before?
Onu daha önce gördün mü?
It's got to be the body of someone you've never seen before.
Daha önce hiç görmediğin birinin cesedi olduğunu söyleyebilirsin.
I've seen it in your faces Sunday after Sunday as I've stood here before you.
Her pazar, önünüzde dururken, bunu yüzlerinizde gördüm.
We've been close, but we've never been this close... and I see something in you I've never seen before, and I don't like it.
Hep yakındık, ama hiç bu kadar yakın olmadık... ve sende daha önce hiç fark etmediğim bir şey görüyorum ve bunu sevmiyorum.
THEY'VE SEEN IT HAPPEN BEFORE. YOU KNOW, BEFORE YOU KNOW IT,
Çok yakında en iyi silahşorlar buraya akın edecektir.
Hmm? Ain't it a fact? You've seen her swacked before.
Onun daha önce de bu hallerini gördün.
I seen him grow thin and old, before he was 40, working and working and working, like somebody's old horse, killing himself, and you give it away in one day.
Daha kırk yaşına gelmeden zayıfladığını ve yaşlandığını gördüm, çalışmaktan, çalışmaktan, tıpkı yaşlı bir at gibi, ölesiye çalışmaktan, ve sen tüm emeğini bir günde yok ettin.
If you'd never seen it before and you suddenly woke up in that bed where would you think you were?
Bu yatağı hiç görmemiş olsan ve birden bu yatakta uyansan nerede olduğunu düşünürdün?
No, it just threw me, because I've seen foreign magazines before but, like, the Italian ones, you can tell right away what kind they are.
Hayır, dikkatimi çekti, çünkü, daha önce de yabancı dergiler gördüm ama, İtalyan dergisi olunca, ne dergisi olduğu hemen anlaşılır.
You know, Ben, we've got a deal, but I wish I could have seen all your friends before we made it.
Biliyor musun Ben, anlaştık anlaşmasına ama... keşke anlaşmadan önce arkadaşlarını görseymişim.
You've seen it before.
Daha önce görmüştün.
Yeah, I've seen it before with people like you.
Sana benzeyenlerde bunu daha önce görmüştüm.
Are you sure you've never seen it before?
Bunu daha önce hiç görmediğinize emin misiniz?
I mean, it's something you've never seen before.
Yani, en azından daha önce hiç görmediğin bir şey olurdu.
- It's a side of you I've never seen before.
- Bu yönünü hiç görmemiştim. - Gerçekten mi?
If you'd looked before you ran, you would've seen it was us.
Kaçmadan önce baksaydın bizi görürdün.
It's just I've seen you in here before with Sam.
Burada daha önce seni, Sam ile görmüştüm.
Not only as you've never seen it before but maybe even as you've never imagined.
Daha önce gördüğün gibi değil hayal etmediğin gibi olacak.
You've seen it before.
Daha önce gördün.
And you don't recognise it because you've never seen it before.
Ama daha önce görmediğin için tanımazsın.
And you've seen it all before, haven't you?
Ve bunların hepsini daha önce gördün değil mi?
I've seen you do it before.
Daha önce yalnız yaptığını gördüm.
I should've seen it before, you rotten son of a bitch
Bunu daha önce anlamalıydım, adi o. çocuğu!
I've never seen one before. What are you doing with it?
Ne yapıyorsunuz bununla?
It's just I've never seen you before.
Seni daha önce hiç görmemiştim.
It's just that I've only seen this twice before and I've seen you every night for the last 11 ye...
Sadece bu filmi iki defa gördüm ve seni geçen on bir yıl boyunca her gece gö...
You've never seen it before, but you've dreamt about it.
Onu daha önce hiç görmedin ama rüyanda gördün.
You okay, Scully? I've read about cases of desecrating the dead before, but this is the first time I've seen it. Yeah.
- Sen iyi misin, Scully?
OH, SURELY IT CAN'T BE BEING SCREWED BY MEN YOU'VE NEVER SEEN BEFORE.
Bu daha önce hiç görmediğin adamlar... tarafından düzülmek olamaz.
I know what you're after. I've seen it before.
Neyin peşinde olduğunuzu biliyorum.
Or what if- - and God, I sincerely doubt it- - but what if I saw something in Banky that I've never seen before, you know, and I fell in love with him and left you?
Ya eğer Tanrım bundan çok şüpheliyim ama ya Banky'de daha önce görmediğim bir şey görürsem? Ona aşık olur da seni terk edersem?
Or... it's like some part of you that I've never seen before.
Daha önce görmediğim başka bir yönün.
So it's a place you've never seen before.
Yani daha önce hiç görmediğin bir yerdi.
It's like I've seen you before.
Sanki seni daha önceden görmüş gibiyim.
You've seen it before - you know what it means.
Daha önce de görmüştün. Anlamını biliyorsun.
Whether it's repulsion or jealousy or complete disapproval because I know I've never seen it from you before.
Bu bir itmemi kıskanclıkmı yoksa tam bir hosnutsuzlukmu cünkü biliyorum bunu sende daha önce hic görmedim.
It's not like you've never seen a dead body before.
Daha önce hiç ölü görmemiş değilsin ki.
Since I've never seen you before, maybe it is your first day.
Seni daha önce görmediğimden, belkide ilk günün.
Of course, you've seen it all before.
Tabii siz bunları gördünüz.
- You've seen it before?
- Böyle şeyleri daha önce de gördün mü?
You know, it's funny. I think I've seen you someplace before.
- Sizi bir yerden tanıyor gibiyim.
All the pain I've seen you go through, I've never been able to fix it before.
Yaşadığın bütün acıları izledim ve hiçbirini düzeltemedim.
You've seen it before haven't you, Gollum?
Daha önce de görmüştün onu değil mi, Gollum?
You know, actually, I've never seen it before.
Biliyor musun, aslında orayı daha önce hiç görmedim.
Before you dismiss it offhand, think about what you've seen and heard.
Öncelikle duyduğun herşeyi unut, gördüklerin hakkında biraz düşün.
What you are doing to your family, and yourself, I've seen it before.
Ailene ve kendine yaptığına başkalarında da tanık oldum.
I've never seen you this angry before. It's terrific!
Seni hiç bu kadar öfkeli görmemiştim.
But you've seen it before.
Ama daha önce gördünüz.
You know, come to think of it, I've never really seen you angry before,
Biliyor musun.... düşündüm de, şimdiye kadar hiç kızgın görmedim seni.
I've seen it before with guys like you.
- Neden mi?
you've seen them 46
you've seen 27
you've seen them all 19
you've seen it 87
you've seen me 18
you've seen him 53
you've seen her 49
you've 257
you've got this 65
you've got a point 16
you've seen 27
you've seen them all 19
you've seen it 87
you've seen me 18
you've seen him 53
you've seen her 49
you've 257
you've got this 65
you've got a point 16
you've got mail 34
you've got a friend in me 28
you've been served 82
you've earned it 130
you've done it now 22
you've done enough 157
you've done well 111
you've got a deal 21
you've been there before 25
you've been 70
you've got a friend in me 28
you've been served 82
you've earned it 130
you've done it now 22
you've done enough 157
you've done well 111
you've got a deal 21
you've been there before 25
you've been 70