English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You all know each other

You all know each other translate Turkish

257 parallel translation
- You all know each other?
- Hepiniz tanışıyor musunuz?
You all know each other.
Siz tanışıyorsunuz.
You all know each other.
Hepiniz birbirinizi iyi tanıyorsunuz.
So, you all know each other here.
Yani buradaki herkesi tanıyorsun.
I think you all know each other.
Biribirinizi tanıdığınızı düşünüyorum.
You all know each other.
Hepiniz birbirinizi tanıyorsunuz.
- So, how do you all know each other?
- Siz nasıl tanıştınız?
I'm sure you all know the story of the two Englishmen cast away on a desert island who never spoke to each other, because they hadn't been introduced.
Eminim hepiniz öyküyü biliyorsunuz iki İngiliz ıssız bir adaya brakılmışlar tanıştırılmadıkları için, birbirleriyle hiç konuşmamışlar.
With all your travels, you never got to know each other properly.
Bütün bu seyahatlerle birbirinizi asla tam olarak tanıyamazsınız.
You're right We don't know each other at all
Haklısın, birbirimizi hiç tanımıyoruz.
You know, Daddy and I have been away from each other all summer.
Biliyorsun baban ve ben bütün yaz birbirimizden uzaktık.
You know, six or seven different improvisations... all of which seemed, in some way, related to each other.
Kimi zaman odada altı yahut yedi, birbirinden farklı faaliyet gerçekleşirdi. Birbirlerinden farklı altı veya yedi doğaçlama yine de, bir noktada birbirleriyle alakalı olurdu.
Well, don't you think we really ought to get to know each other all over again?
Sence eskisi gibi mi davranmalıyız birbirimize?
I wanted you all to get to know each other.
Hepinizin tanışmasını istiyorum.
I wanna know if you're doin'something that's gonna help us out of this deep shit we're in, or if you're all in there just jerkin'each other off.
İçinde bulunduğumuz bu durumdan bizi çıkartacak bir şeyler bulup bulmadığınızı bilmek istiyorum! Yoksa orada, gülüp, eğlenip, otuzbir mi çekiyorsunuz?
"We're on our way into action for the first time... " and I don't mind telling you, I'm scared to death, " but I'm with a great bunch of guys, and I know my friends and I will see each other through all this.
İlk görevimiz için yola çıktık ve ölümüne korktuğumu söylemekte sakınca görmüyorum ama muhteşem insanlarla birlikteyim ve arkadaşlarımla bu işten sıyrılacağımızı biliyorum.
Darling, I know you're angry with me... but think of all the things that we've meant to each other.
Sevgilim, bana kızgın olduğunu biliyorum... ama birbirimiz için neler ifade ettiğimizi düşün.
You know what's happening here, you're both so excited to see each other that you're getting all tensed up here.
Beni dinleyin. Ne olduğunu anlamıyor musunuz? Birbirinizi gördüğünüz için ikiniz de öyle heyecanlandınız ki sinirleriniz gerildi.
Well, you may not know each other, but you all have one thing in common.
Birbirinizi tanımıyor olabilirsiniz ama hepinizin ortak bir noktası var.
♪ You've Got To Share'Cause you know what - ♪ The More You Share - ♪ Each Other's All That we have got - ♪ The More The Sun'll Shine - ♪ if
# ne kadar paylaşırsanız # # birimizin elindeki hepimizin olacak # # güneş o kadar parlayacak # # eğer # # siz # # hep paylaşırsanız # # veya birinin köpeği # # ne kadar verirseniz # # o kadar alacaksınız #
You know? You know all each other's tricks.
Diğerinin bütün numaralarını bilirsiniz.
You know, to study them and all the stuff they do with each other.
bilirsiniz onlar üstünde çalışmak ve birbirleriyle neler yapıyorlar incelemek.
All right, we'll see each other before you know it.
Tamam, çok yakında görüşeceğiz, anlaştık mı?
You two get to know all about each other, but, Lisa, make it quick.
İkiniz birbirinizi tanımaya başlayın, ama Lisa, biraz hızlı olsun.
- No. You three all know each other.
Siz üçünüz birbirinizi tanıyorsunuz.
Ooh, which I hardly need tell you is a heck of a long time, so you'll all get to know each other pretty well by the end.
Sonsuza kadar. Oh. Ne kadar uzun bir zaman olduğunu ifade etmem gerekiyor.
For all we know, you and I could hate each other.
Her şeye rağmen, sen ve ben birbirimizden nefret ediyor olabilirdik.
Do you know, we're like punch drunk fighters hammering at each other... instead of us getting together and sharing around the power for us to make all the changes... and that's all it is in a nutshell, the rest is propaganda.
Bilirsin işte, sersem dövüşçüler gibiyiz, bir araya geleceğimize güçlerimizi birleştirip, değişimi sağlayacağımıza birbirimizi dövüyoruz. Kısacası, bu. Gerisi propaganda.
You know how they say we're all each other's demons and angels?
Hepimiz birbirimizin şeytan ve melekleriyiz derler ya?
You know all this bullshit we're talking about... not seeing each other?
Şu konuştuğumuz saçmalıklar var ya. Hani birbirimizi.. .. bir daha görmeyecektik.
All you bastards know each other.
Bütün alçaklar birbirini tanır.
You know, what really drives me crazy is the way you all touch each other.
Beni deli eden, birbirinize dokunmanız.
LOOK, I'M SURE WITH WORK, WE'LL SEE EACH OTHER ALL THE TIME. YOU KNOW, I THINK WE SHOULD JUST... KEEP THE REST OF OUR RELATIONSHIP PLATONIC FOR A WHILE.
Bak, işten dolayı birbirimizi her gün göreceğiz bence ilişkimizi bir süre platonik seviyede tutmalıyız.
Now, what you should keep in mind is that even though all these people work for this big company, and they all work in the same building, they don't know each other.
Burada unutulmaması gereken nokta, tüm bu insanlar büyük bir şirket için aynı binada çalışıyor da olsalar, birbirlerini tanımazlar.
Well, anyway, despite all of that, I know that you share this feeling... that we have for each other, deep down.
Herneyse, bütün bunlara rağmen birbirimiz için derin duygular paylaştığımızı...
We're all killers... We don't know each other, but we all know you, personally.
Hepimiz katilleriz... birbirimizi tanımıyoruz... ama, hepimiz seni tanıyoruz... kişisel olarak.
Sure, it's all fun until you get to know each other.
Kendinizi yeteri kadar tanıyınca bütün eğlence biter.
I know you've all be dealt a heavy blow, but by sharing your feelings with each other, it could aid in the long, and difficult, process we call grieving.
Büyük bir felaket yaşadığınızı biliyorum. Ama duygularınızı paylaşmanız... yas tutma dediğimiz bu süreçte yardımcı olacaktır.
I'll just go get us all some coffee, and you two can decide if you know each other or not.
Ben gidim bize kahve getireyim, Bu arada da ikiniz birbirinizi tanıyıp tanımadığına karar verirsiniz.
So, how do you all know each other?
Siz nereden tanışıyorsunuz?
Language is all very well, you know, but it's not the only way of understanding each other.
Ancak birbirini anlamanın tek yolu değildir.
You know, growing up, spending all that time with you guys I think I was too little to really understand it, but l- - l always knew there was something special about the way you guys looked at each other.
Büyürken sizinle çok fazla vakit geçirdim. Sanırım o zamanlar bunu anlamak için çok küçüktüm. Ama birbirinize baktığınızda aranızda özel bir şey paylaştığınızı biliyordum.
Today is really about all of you getting to know and trust each other.
Bugün her şey birbirinizi tanımanız ve güvenmenizle ilgili.
You know, all the guys, they, uh... they take turns cooking meals for each other.
Bilirsin herkes birine yemek yapabilir.
Look and they're stuffed into each other and the center screw is all wanged up which would you know pretty strongly indicate it was turning when it happened.
Bak, her biri birbirine geçmiş. Oldukça güçlü olduğunu bildiğimiz merkez uskuru tüm bunlar olduğunda çalışıyordu.
I mean, you respect each other's opinions and you can laugh at the same jokes, but I don't know – there's just something about not quite knowing what the other person's gonna do at all times that's just really exciting.
Birbirinizin fikirlerine saygı duyarsınız aynı şakalara gülersiniz ama karşındaki insanın ne yapacağını her an kestiremezsin. Bu çok heyecanlıdır.
You knew when we started seeing each other I wasn't ready for all of Capeside to know. Doug, that was six months ago.
Görüşmeye başladığımız zaman, Capeside'ın bu yönümü öğrenmesine hazır olmadığımı biliyordun.
I don't know what you're doing in this place and I don't particularly care, but we didn't come here to stage a prison break, so why don't you just give us the coordinates and we'll all stop wasting each other's time?
Burada ne yapıyorsun bilmiyorum. Umurumda da değil ama ben burada hapisten adam kaçırmaya gelmedim. O yüzden neden bana şu koordinatları verip birbirimizin zamanını harcamasını durdurmuyorsun.
Well, I don't know who wrote this book, but you all have got to stop calling each other sluts and whores.
Defteri kimin yazdığını bilmiyorum, ama hepiniz birbirinize sürtük ve fahişe demekten vazgeçmelisiniz.
But if you wanna be old school about it and you know I'm all about old school then we could wait until dawn and slice each other up at sunrise like a couple of real-life honest...
Ama eğer eski kafalı takılmak istersen ki bilirsin, ben tamamen eski kafalıyımdır o zaman şafak vaktine kadar bekleyip, gerçek hayattaki dürüst çiftler gibi birbirimizi güneş doğarken doğrayabiliriz.
You know what, you guys, why don't we just go in and hammer it out, all right, instead of hammering on each other.
Neden birbirimizden çıkaracağımıza, gidip acısını müzikten çıkartmıyoruz?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]