You and i both know that translate Turkish
676 parallel translation
She's claiming the baby's Reg's, but you and I both know that's not possible, don't we, Valerie?
Bebeğin babasının Reg olduğunu iddia ediyor ama ikimiz de bunun mümkün olmadığını biliyoruz değil mi, Valerie?
You and I both know that no cause is worth three million dollars.
Sen ve ben biliyoruz ki hiç bir ideal üç milyon dolar etmez.
But you and I both know that the odds are still against us.
Üstünlüğün bize geçtiğini ikimiz de biliyoruz.
But you and I both know that's just to keep them from getting the idea they run things.
Ama ikimiz de biliyoruz ki, bunu sadece onları yanlışlardan uzak tutmak için yapıyoruz.
You and I both know that the jails are full of thousands of young men just like you.
İkimizde biliyoruz mi, cezaevi senin gibi delikanlılarla dolu.
But you and I both know that you risk a court martial for this after the war.
Ama savaştan sonra yüce divanda yargılanma riskin olduğunu ikimiz de biliyoruz.
I appreciate your frustration, but you and I both know that Mulder's work- - his, uh... singular passion- - poses a most unique dilemma, but his occasional insubordination is in the end far less dangerous.
Öfkene saygı duyuyorum ama ikimiz de Mulder'ın çalışmalarını biliyoruz. Onun bu tek kişilik tutkusunu. İçine düştüğü bu çıkmazları.
And you and I both know that the only thing that's gonna make her happy, is when we're going to New Orleans and Dr. Fishburn has the cure...
İkimiz de biliyoruz ki onu mutlu edecek tek şey New Orleans'a gitmemiz ve Dr. Fishburn'un tedaviyi bulmuş olması.
You and I both know that.
Seninle ben bunu biliyoruz.
You said that you've never been influenced by other people... and you and I both know that's impossible.
İkimiz de mümkün olmadığını bilmemize rağmen başkalarının etkisinde kalmadığını söyledin.
You and I both know that's not how it happened.
Sen ve bende biliyoruzki böyle olmadı.
It is strange, isn't it... that you and I both know that we are dying?
Garip, değil mi? İkimiz de öleceğimiz zamanı biliyoruz.
You and I both know that that guy deserves everything that's coming to him.
İkimiz fde biliyoruz ki bu çocuk başına gelen herşeyi hakediyor.
You and I both know that this isn't me.
Sen de, ben de, bunun ben olmadığını biliyoruz.
You know, Ryan, I bet you and I can make a deal that'll be extremely beneficial to the both of us.
Biliyorsun Ryan, seninle ikimiz için de çok faydalı olacak bir antlaşma yapabiliriz.
I require and charge ye both... as ye will answer at the dreadful day of judgment... when the secrets of all hearts shall be disclosed... that if either of you know any impediment... why you may not lawfully be joined in matrimony... ye do now confess it.
Her ikinizden de... en derin sırların ortaya döküleceği... mahşer gününde olduğu gibi cevap verip... yasal olarak evlenmenize engel olacak... bir durum varsa... şimdi itiraf etmenizi istiyorum.
I require and charge you both... that if either of you know of any impediment... why you may not be lawfully joined together in matrimony... you do now confess it, or else forever after hold your peace. "
Sizlere soruyorum... Bu evliliğin gerçekleşmesini... engelleyecek birşey bilen varsa... ya şimdi söylesin veya sonsuza dek sussun. "
Now, Henry, you know, what I'm saying is true, and that this is a horrible mistake for both of us.
Hayır Henry, biliyorsun, söylediğim doğru ikimiz içinde bu korkunç bir hata olur.
However, both you and I know that you're a coward and have no such wish.
Ancak, ikimizde senin bir korkak olduğunu biliyoruz... ve dün geceki gibi bir isteğinin olmadığını.
I know that among you workmen who will build the Santa Fe there are many who come from both the North and the South and I ask all you now to put aside your differences for all time in the interest of a good and common cause.
Biliyorum ki aranızda Santa Fe'yi inşa edecek bir sürü işçi var hem Kuzey'den, hem de Güney'den gelenleriniz var ve hepinizden aranızdaki düşmanlığı, iyi ve müşterek bir çıkar için unutmanızı istiyorum.
I know that both you and your government...
Biliyorum ki siz ve hükümetiniz...
You are meaning to be kind, boss man, but you and I both know it is better that I go.
Bana nezaket icabı teklif yapma patron, İkimizde biliyoruz gitmem daha iyi.
Look, both of you, I know we're all upset and all that... but don't let's say anything we'll be sorry for later.
ikiniz de bana bakın, Hepimiz alt üst olduk ve hepsi bu... ama lütfen daha sonra pişman olacağımız sözler söylemeyelim.
I know from both of you boys past experiences that you always give your all, and we can expect a clean, honest contest that will go down in the annals of pugilism and be remembered.
Her ikinizin de geçmişine bakınca tüm çabanızı gösterdiğinizi, boksörlük tarihine geçecek ve hatırlanacak temiz, dürüst bir maç çıkaracağınızı biliyorum.
Uh, I want you both to know that I'm very happy to do anything that will make sure that the government of the people by the people and for the people shall not perish from this earth.
- Cesur ol. - Siz ikinizden halk ve halkın hükümetinin bu dünyadan yok olmaması için her şeyi yapmaktan mutlu olacağımı bilmenizi istiyorum.
All honourable. I know that too, and I love you both for it.
Bana olan saygından hiçbir şey yapmadığını biliyorum ve müteşekkirim.
And I think we both know how you did that, sir.
Pekala, tutuklayın.
Maggie and I talked about this thing, we both feel that all of you should know as much as we do about it.
Bunu Maggie'yle konuştuk ve sizlerin de öğrenmeye hakkınız olduğuna karar verdik.
I want to introduce you to a man that we all know as both a writer and a philosopher :
.. hepimizin tanıdığı birini sizlere takdim etmek istiyorum : .. yazar ve aynı zamanda bir filozof, Giordano Bruno.
I want you to know that I know that you couldn't have killed both those men and robbed the safe all by yourself.
Bilmenizi isterim ki, ben o kişileri öldüremeyeceğinizi ve kasayı tek başınıza soyamayacağınızı biliyorum.
It will be sobering up and emptiness. The most important thing is that you both know I'm right.
Belki hasta olup ölmek istiyorum.
I require and charge you both, as you will have to answer at that dreadful day of judgment when the secrets of all hearts shall be disclosed that if either of you know any impediment why you may not be lawfully joined in matrimony ye do now confess it.
Korkunç kıyamet gününde bütün kalplerin sırları açığa çıkacağından yasal olarak beraberliğinizi engelleyecek bir şey biliyorsanız bunu şimdi itiraf etmenizi istiyorum.
You and I both know you wouldn't make that call.
İkimiz de biliyoruz ki gazeteyi aramazsın.
You get caught fucking Schnizer's babe, and we're both gonna be out of here! I know where you're at with that, kid.
Sonrada Schnizer'in manitasını beceriyorsun, ve bu yüzden ikimizde burdan çıkmak zorundayız!
I also want you to know... that I'm aware of both the incident in the student store... and your felonious possession of a concealed weapon.
Ayrıca... kantindeki olaylardan... ve senin bir şeyler sakladığından haberim var.
I suppose that both of you know your duties in supporting each other, and I am sure both of you know your own medical records?
Ikinizin de sorumluluklarinizi bildiginizi kabul ediyorum birbirinizi destekleyeceksiniz, ve eminim ki ikinizde kendi saglik durumlarinizi biliyorsunuz?
You both want to know if I was watching that night, if I saw him come in and wake you... to help him clean the blood of Pierrette Bourgeois, who he had just killed... and to hide his bloody raincoat.
O gece uyanık mıydım? O gelip, seni uyandırdığında Pierrette'i öldürdüğünü söylediğinde ve sen onun, kanlı yağmurluğunu sakladığında?
I know that feeling, and you're both liars.
Bu hissi iyi bilirim ve ikiniz de yalancısınız.
Now, Audrey, you know I was upset too, but there's some projects, both domestic and international, that I'd might get a chance to develop.
Biliyorsun ben de üzülüyorum. Ama projelerimiz var. Hem iç hem dış piyasayla ilgili.
In the brief time I've gotten to know Gwen, I must say I was shocked... when your parents came and told me that you were both experiencing... difficulties.
Kısa zamanda Gwen'i tanımaya çalıştım ve nasıl çok olduğumu söylemem lazım. Aileniz bana geldi ve ikinizin de zor zamanlar geçirdiğinizi anlattı.
But both you and I know that there is no film in this camera.
Bu kameranın içinde film olmadığını ikimiz de biliyoruz.
I know what you are and I swear by the ordinances of the sisterhood to which we both belong that I mean you no harm this day.
Kim olduğunu biliyorum ve ikimizin de bağlı olduğu kardeşliğin kuralları gereğince sana zarar vermeyeceğime dair yemin ediyorum.
Even though you know, Barry, between me and you we both know that you started it. I mean, who's kidding who?
İkimiz de senin başlattığını biliyoruz, Barry.
But ultimately it comes down to this- - if you feel about me the way I feel about you you won't go on that transport tomorrow and if you do leave, I think we both know... you're never coming back again.
Eninde sonunda varacağı nokta şu sana hissettiklerimi, bana hissediyorsan yarın o mekiğe binmezsin ve eğer ayrılırsan, ikimiz de biliyoruz ki asla geri dönmeyeceksin.
And I think we both know that you won't trust me until I do.
İkimiz de biliyoruz ki, yapana dek bana güvenmeyeceksin.
And I think we both know that's why you left us alone out there- - to see if I would.
Ayrıca ikimizde biliyoruz ki bizi orada,... dönüp dönmeyeceğimi görmek için bıraktın.
I require and charge you both as you will answer on the Day ofJudgment... when the secrets of all hearts will be disclosed... that if either of you know any impediment... why you may not be lawfully joined together in matrimony... do now confess it.
Her ikinize de soruyorum kalplerdeki bütün sırların açığa çıkacağı Mahşer Günü'nde cevaplayacağınız şekilde evlilik bağıyla meşru olarak birleşmenize içinizden birinin bir manisi olduğunu biliyorsanız bunu şimdi itiraf edin.
And as inventive as that family defense is, and again I like it we both know in the end, you'd probably lose.
Evet. Şu aile savunması her ne kadar yaratıcıysa da, - tekrar ediyorum, bu hoşuma gitti -, sonuç olarak ikimiz de muhtemelen kaybedeceğini biliyoruz.
Add to that the fact that I know you both better than anybody else, and I've never seen either of you so much as hurt a fly, and I've concluded that what we have here... is a terrible misunderstanding.
Şu gerçeği de biliyorumki ikiniz de herkesten daha iyisiniz, .. sizin sineği bile incittiğinizi görmedim.. ve şunun kararına vardımki burada bizim... korkunç bir yanlış anlamamız var.
I only hope you can avoid making the mistakes that you and I both know girls your age often make.
Sadece, ikimizinde bildiği gibi senin yaşındaki kızların sıklıkla yaptığı hataları yapmamanı umuyorum.
- Oh, please. You and I both know I've been breaking that state law for at least the last 3 years.
- Oh, lütfen. ikimizde biliyoruz ki son 3 yıldır yasaları zaten çiğniyorum.