You can't be sure translate Turkish
563 parallel translation
You'll tell me that you can't do it... that you can't live without him, but I'm sure... 15.000 will be enough?
Bana bunu yapamayacağınızı onsuz olamayacağınızı söyleceksiniz ama 15,000'in yeterli olacağından eminim!
And say, you can be sure of one thing she won't be running off all the time.
Emin olabileceğin bir şey var o, ikide bir kaçmaz. Hayır efendim.
You can't be sure of killing a man... by throwing him off a train that's going 15 miles an hour.
Adamı saatte yirmi kilometre hızla giden trenden atarak cinayet işleyemezsin.
I don't see how you can be so sure of the future.
Geleceğinden bu kadar nasıI eminsin anlamıyorum.
So be sure you don't offend. Be double-sure with Baby Breath.
Can sıkmadığınızdan Bebek Nefesi kullanarak emin olun.
I'm sure that can't be so. Thank you.
Eminim yalandı.
The win, you can't be sure.
Galibiyetten emin olamazsın.
No matter how terrible a fella seems, you can never be sure that some girl won't go for him.
Bir erkek ne kadar kötü görünürse görünsün onunla ilgilenecek bir kadın çıkabilir.
You can't be sure.
Emin olamaz.
You can't be sure.
Emin olamazsın.
And you can't be sure they won't.
Yapmayacaklarından emin olamazsın.
But how can you be absolutely sure that there wasn't unless you look?
Fakat bakmadıkça işlenmediğinden siz nasıl kesinlikle emin olabilirsiniz?
You can be sure you won't burn.
Yakalanmayacağına emin olabilirsin.
You can't be too sure of anyone.
Hiç kimseye güvenmeyiniz.
I don't see how you can be so sure.
Nasıl emin olabilirsin?
You can't be sure.
Nereden bileceksin?
How can I be sure that you didn't go off and leave him to die alone on the ridge?
Onunla kaldığınızdan nasıl emin olabiliriz? Çekip gitmediğinizden ve yamaçta onu tek başına ölüme terketmediğinize nasıl emin olabilirim?
You can be sure that I won't ever see you again.
Seni bir daha görmeyeceğime emin olabilirsin!
How can you be sure it was a break?
Henüz elimizde bir kanıt yok.
- You can't ever be sure with actors.
- Aktörlerden asla emin olamazsın.
I won't forget you, you can be sure of that.
Seni unutmayacağım, emin olabilirsin.
But you can't be sure unless you check, right?
Ancak kontrol etmeden bilemezsin değil mi?
Pike, I suppose it's occurred to you that... if any of the three remaining men is still living... we can't be sure that he isn't responsible...
Pike, sanırım senin de aklına gelmiştir kalan üç kişiden herhangi biri hâlâ yaşıyorsa diğerlerinin ortadan kaldırılmasından sorumlu olmadığından emin olamayız. - Elbette.
You can be sure I won't forget the way you smell as long as I live.
Yaşadığın sürece kokunu unutmayacağımdan emin olabilirsin.
I'm sure this reading of each other's minds... can be controlled, don't you?
Bu karşındakinin aklını okuma işi kontrol edilebilen bir şey, değil mi?
You're completely ringed in there which means you can only travel by night in a boat which you can't be too sure of.
Tamamen bir çembere alınmış durumdasın pek güvenemeyeceğin bir botla ancak geceleri yol alabileceksin.
You can't be sure of that.
Bundan emin olamazsın.
- You can't be sure.
- Emin olamazsın.
You can't be sure there's something there yet.
Belki karnında bir şey yoktur.
And you can be damn sure that this Army... isn't being run for your personal convenience, either.
... var olmadığından emin olabilirsin.
You can be sure I didn't lose my head.
Aklımı kaçırmadığıma emin olabilirsiniz.
If they didn't leave any fingerprints, you can be sure they didn't leave any murder weapons.
Parmak izi bırakmamışlarsa, hiç şüphesiz... cinayet aletlerini de bırakmamışlardır.
You guys can rest easy on one thing sure, you won't be having any more trouble with Perry.
Bir konuda içiniz rahat olsun. Perry bir daha başınıza iş çıkarmayacak.
- Can I go with you? - Sure, but I'll... Be home much quicker if you don't.
- Elbette, ama sen... olmazsan daha çabuk evde olurum.
And you can't ask me to stay until you're quite sure... I haven't asked to be asked to stay.
Ve kalmamı isteyip istemediğini sormayacağımdan... emin olana kadar bunu sormayacağını da.
I don't know... you sure can't be secure if you live so close to a prison.
Bilmiyorum... eğer hapishaneye yakın oturuyorsanız güvende olamazsınız.
In war you can't be sure of anything, General.
Savaşta bir şeye inanmak zor, Generalim.
If you don't retrieve your hand I can cut off your right hand just to be sure
Elindekini bırakmaz isen... kolunu kesmek zorunda kalacağım
Can you be sure he'd die if you don't?
Bunu yapmasanız, öleceğinden emin misiniz?
How can you be sure if you didn't see it?
Görmediysen nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?
You're afraid I'll rat on you If there's anything I can be sure of it's that she won't sell us out She's one of our girls
sizi ispiyonlamamdan korktunuz emin olduğum tek şey varsa... oda onun bizi asla satmayacağıdır o bizim kızımızdır
You can be sure they won't give us nice girls. We'd be better off getting Zatoichi.
Bize güzel kızlar vermeyeceğinden emin olabilirsiniz En iyisi Zatoichi'yi yakalayalım.
You yourself can't be sure that what you saw wasn't just hallucinations.
Bütün gördüklerinin sanrı olmadığında... wsen bile emin değilsin.
As long as you haven't succeeded in elevating your dear husband to this nonsensical emancipated condition of yours, then you can be sure he has been saved just in time.
Özgür görünme takıntın yüzünden onu yüceltemedin ve adam tam zamanında kendini kurtardı.
- I don't know how you can be so sure.
- Eğer Clo konuşsaydı, bu kadar felaket yaşanmayacaktı.
About that betting system, are you sure the flaw can't be worked out?
Şu bahis sistemindeki o kusurun çözülemeyeceğine emin misin?
About that betting system, are you sure the flaw can't be worked out?
Şu bahis sistemi hakkında, o kusurun çözülemeyeceğine emin misin? Kesin.
I do not recall the company name but I didn't sell it to no one else, that you can be sure of.
Şirketin adını hatırlamıyorum ama başka hiç kimseye satmadığımdan emin olabilirsiniz.
You can't be sure what's up with this sun.
Güneşe neler olduğundan emin değiller.
She can't be. Are you sure?
- Emin misin?
Now make sure you take those. Otherwise... we can't be responsible for the consequences.
Bunlardan içtiğinize emin olun, yoksa sonuçlarından biz mesul değiliz.
you can't 4106
you can't miss it 64
you can't beat me 46
you can't be serious 595
you can't kill me 112
you can't fool me 70
you can't beat that 16
you can't go wrong 20
you can't help me 85
you can't make me 84
you can't miss it 64
you can't beat me 46
you can't be serious 595
you can't kill me 112
you can't fool me 70
you can't beat that 16
you can't go wrong 20
you can't help me 85
you can't make me 84