You can't be trusted translate Turkish
152 parallel translation
Hasn't your own experience taught you the human heart can't be trusted?
İnsan kalbine güvenilmeyeceğini tecrübelerinizden öğrenmediniz mi?
I ain't got no references, but anybody can tell you that Chris Boldt is a man not to be trusted.
Referansım yok, ama herkes size Chris Boldt'a güvenilmeyeceğini söyleyebilir.
My husband is right : you can't be trusted.
Kocam haklı. Sana hiçbir şey güvenilmez.
Because people like you can't be trusted.
Çünkü sizin gibi adamlara güvenilmez.
! You're saying Interpol officers can't be trusted?
Sen İnterpol memuruna güvenilemeyeceğini mi söylüyorsun?
You can't be trusted.
Kendine güvenin yok.
You can't be trusted.
Size güven olmaz.
- So I see you can't be trusted.
- Görüyorum ki size güvenemeyeceğim
- No, you can't be trusted.
- Hayır, sana güvenilmiyor.
Internal Affairs isn't convinced you can be trusted anymore.
İç İşleri sana güvenme konusunda henüz ikna olmuş değil.
- You can't be trusted.
- Korkarım var. Sana güvenilmez
Have you not on several occasions, publicly stated your opposition to the treaty because, and I quote "the bloody Cardies can't be trusted"?
Pek çok durumda şunu söyleyen siz değilmiydiniz, hatta toplumun gözü önünde açık bir şekilde bu sözü "Lanet olası Kardasi'lara güven olmaz!"
Well, I'm sorry, Gabrielle. You can't come with me but I can't be trusted, you know...
Üzgünüm, Gabrielle, benimle gelemezsin, ama... güvenilir değilim, biliyorsun?
Some of you may think of this place as a prison, some old-fashioned prude's idea about keeping us out of trouble... because we can't be trusted to look out for ourselves.
Oy! Oy! Oy!
You can't try using this summer as a reason you should be trusted.
Bu yazı örnek göstererek sana güvenmemizi bekleyemezsin.
You're concerned I can't be trusted.
Bana tam güvenemiyorsun.
Oh, give it to me. No. You can't be trusted with an open minibar.
Hayır, kapısı açık bir mini barı sana emanet edemem.
Because of your stories, people say you can't be trusted.
Uydurduğun şeyler yüzünden kimse sana güvenemiyor.
- You can't be trusted.
- İnanamazsın
We live together, and we talk more than we used to, but when it comes down to it, you think I'm just some irresponsible wiccan who can't be trusted with the simplest thing.
Beraber yaşıyoruz ve eskisinden daha çok sohbet ediyoruz ama senin gözünde, en ufak bir şeyde bile güvenemeyeceğin... -... sorumsuz bir Pagan'ım.
Remember, Jack, we don't do that anymore,'cause you can't be trusted.
Unuttun mu Jack, hiçbir şey anlatmayacağım. Güvenilmez birisin.
- You can't be trusted.
- Sana güvenemeyiz.
You know he can't be trusted, right?
Ona güven olmaz, biliyorsunuz değil mi?
That proves you can't be trusted.
Bu senin güvenilmez biri olduğunu kanıtlıyor.
I don't know who can be trusted these days, except for you.
Bugünlerde kimseye güvenilmiyor, sen hariç tabii.
But until you can explain to me what you mean by "brains" and "head" even you can't be trusted.
Ama "beyin" ve "kafa" derken neyi kastettiğini anlatana kadar... sana bile güvenilemez.
You would've thought Vertes knew Lydecker can't be trusted.
Verdes Lydecker'ı tanıdığı için ona güvenemeyeceğimizi bilmen gerekirdi.
Always you! And if it's the last thing I do. You just can't be trusted.
Çok güzel.Sadece kendini düşünüyorsun İnsan sana güvenemez.
And, and on the Muslim side, it says well, you see, the Jews are full of treachery and can't be trusted.
Müslümanlara göre ise, Yahudiler tümüyle hain olup güvenilmez kişilerdir.
I have been very patient with you and your implications that I can't be trusted.
Bana bakın, size çok sabırlı davrandım. Güvenilir olmadığıma dair kaba imalarınıza ses çıkartmadım.
You can't be trusted.
- Hayır. Sana güven olmaz.
Darling, you can't be trusted to do it yourself.
- Bu işi sana bırakmamak lazım.
Swallow the thing one time, and all of a sudden... you're the weird key swallower who can't be trusted.
Bir kere onu yutmuştum, ondan sonra güvenilmez bir anahtar yutucusu oldum.
Just because we tried to kill or corrupt each and every one of you at one time or another doesn't mean we can't be trusted.
Sizi öldürmeye çalışmamız veya her birinizi veya hepinizi birbirinize düşürmeye çalışmamız güvenilmez olduğumuz anlamına gelmez.
I told you Connor can't be trusted.
Connor'un güvenilmez olduğunu söylemiştim.
Since you've proved that you can't be trusted... you're going to be tested twice a week.
Sana güvenilemiyeceğini gösterdiğin için haftada iki kere teste gireceksin.
I think you made it clear you can't be trusted with the ball inside the house.
Evde topla oynamaman gerektiğini gösterdin.
Kira, I'm telling you, Trent can't be trusted.
Kira, sana söylüyorum, Trent güvenilmez biri.
They say if you don't. fish here, you can't be trusted.
Derler ki, burada balık tutmuyorsan, güvenilir biri olamazsın.
You definitively can't be trusted.
Size tam olarak güvenilemez.
And you're gonna have to hope that those records can be trusted. Which, by the way, yours can't.
Kaldı ki, senin hikâyelerin bile güvenilir değil.
Clark, I can't imagine my father's on the FBI's most trusted list... but I'm curious why you think he'd be interested.
Clark, babamın FBI'ın en güvendiği kişiler listesinde olduğunu sanmam ama onun neden seninle ilgileneceğini düşündüğünü merak ettim.
- Besides Bruce, you mean. - Bruce can't be trusted.
sorularım var ve yanıtları bilen sadece sen kaldın.
The woman relies on the fact that I can be occasionally trusted to perform very simple menial tasks. Now, if you don't start my insurance, and if anything happens to anyone in this family, I am gonna have to explain to her that her entire life is built on a lie!
Karım evle ilgili bazı çok basit işleri yapabileceğim gerçeğine inanıyor. ona bütün hayatının bir yalan üzerine kurulu olduğunu söylemem gerekecek!
Your mother already thinks I can't be trusted to watch you boys.
Annen bunu çoktan düşündü size gözkulak olurken güvenmemeliymişim.
Even the ones you think you love can't be trusted.
Sevdiğini sandıklarına bile güvenemezsin.
Doctor, you can't be suggesting that a mission of this importance be trusted to a Major.
Doktor, bu kadar önemli bir görevin bir Binbaşı'ya emanet edilmesini öneriyor olamazsınız.
So when your wives find out and divorce you, they'll get custody of your children'cause their over-priced attorneys will be able to prove you're nothing but a bunch of irresponsible potheads that can't be trusted.
Karılarınız bunu farkedip sizi boşadıklarında, çocuklarınızın velayetini mutlaka alırlar, çünkü yüksek ücretli avukatlar hemen sizin sorumsuz ve güven duyulmaz bir içiciden başka bir şey olmadığınızı kanıtlayacaklardır.
- You grown-ups can't be trusted.
- Siz büyüklere güven olmaz.
You don't think that they can be trusted?
Güvenilir olmadıklarını mı düşünüyorsun?
- What, you're telling me you can't be trusted? - Truthfully?
- Ne yani, bana güvenilmez olduğunu mu söylemek istiyorsun?
you can't 4106
you can't beat me 46
you can't miss it 64
you can't be serious 595
you can't kill me 112
you can't fool me 70
you can't go wrong 20
you can't beat that 16
you can't make me 84
you can't help me 85
you can't beat me 46
you can't miss it 64
you can't be serious 595
you can't kill me 112
you can't fool me 70
you can't go wrong 20
you can't beat that 16
you can't make me 84
you can't help me 85
you can't understand 78
you can't do it 187
you can't stop me 130
you can't have it 85
you can't leave me here 50
you can't have it all 17
you can't be here 274
you can't tell anyone 96
you can't be 83
you can't go alone 18
you can't do it 187
you can't stop me 130
you can't have it 85
you can't leave me here 50
you can't have it all 17
you can't be here 274
you can't tell anyone 96
you can't be 83
you can't go alone 18