English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You can't fool me

You can't fool me translate Turkish

240 parallel translation
As Mrs Bis-on-ay often says to me, "C'est finnay." Meaning, "You can't fool me."
Bayan Bissonette'nin, bana sık sık "C'est finnay" demesi gibi. Anlamı, "Beni kandıramazsın."
You can't fool me.
Beni kandıramazsın.
But you can't fool me, Egbert Floud, any of the time!
Ama sen beni, hiçbir zaman kandıramazsın Egbert Floud!
You can't fool me any more with your hoof, hoof, hoof... or your insomnia or your publisher.
Artık beni, uyku tutmadı diyerek nal sesi hikayesiyle... ya da yayımcın masalıyla kandıramazsın.
Oh, you can't fool me!
Ha, beni kandıramazsın!
You can't fool me.
Beni kandıramazsınız.
You can't fool me this time.
Bu sefer kandıramazsın.
Trying to look mysterious, are you? You can't fool me.
Gizemli görünmeye çalışıyorsun, değil mi?
You can fool everybody, but landie, dearie me, you can't fool a cat.
Herkesi kandırabilirsin tatlım ama kedileri asla.
You can't fool me.
Kandıramazsınız.
You can't fool me, Harry.
Beni kandıramazsın Harry.
- You can't fool me.
- Beni kandıramazsın.
And you can't fool me anymore.
Beni daha fazla kandıramazsın.
Your pride is hurt... you've been made to look a fool in front of Bill..... and you're dying to shoot me, aren't you?
Gururun incindi... Bill'in önünde aptal durumuna düştün..... ve beni vurmaya can atıyorsun, değil mi?
You can't fool me!
Beni kandıramazsın!
You can't fool me anymore.
Beni tekrar tekrar böyle kandıramazsınız!
Don't think you can fool me into opening this door,'cause I'm not gonna.
Kapıyı açtırmak için beni kandırabileceğini sanma.
You got me pegged as an easterner, a fool who can't think right in this kind of country.
Beni bir doğulu olarak suçlardın Burada doğru düşünemeyen biri aptaldır.
You can't fool me.
Beni kandıramazdın.
Well, maybe you can fool them but you can't fool me, if I don't get at least ten more of these things, Simon is gonna get an earful.
Tamam, belki onları kandırabilirsin ama beni değil, eğer bunlardan 10 daha fazla almazsam, Simon bazı deikodular duyacak.
You can't fool me!
Dalga geçmeyi kes!
Clever answer, but you can't fool me.
Akıllıca bir cevap, ama beni kandıramazsın.
You can't fool me.
Beni aptal yerine koyma!
You can't fool me with a prop gun filled with blanks.
Kurusıkı dolu bir tabancayla beni korkutamazsın.
- You can't fool me.
- Beni aldatamazsın.
You can't fool me anymore
Artık kandırmayı bırakın
You can't fool me.
Beni kandıramaz.
You can't fool me.
Bu laflara karnım tok.
You can't fool me like you did him!
Beni onu kandırdığınız gibi kandıramazsınız!
Can't you recognise me, fool?
beni tanıyamadın mı, aptal?
Don't think you can fool me with that bay rum again, because it won't work.
Beni yine o losyonla kandıramazsın, artık işe yaramaz.
You can't fool me with this trick! Seize both of them!
Beni salak mı sanıyorsunuz siz?
You can't call me a fool, Mr. Wilcox!
Bana salak diyemezsiniz, Bay Wilcox!
You can't fool me anymore, Milo.
Beni aptal yerine koyamazsın Milo.
You mean you can't think of a story to fool me with tonight?
Bu gece beni oyalayacak bir bahane uydurmayacaksın değil mi?
You're trying to change the subject, but you can't fool me!
Konuyu değiştirmeye çalışıyorsun. ama beni kandıramazsın!
Look, for once I'll back you up, but you can't fool me, y'know?
Bir zamanlar takip ettiğim bir oyun vardı ama ben hiç bir zaman karmaşanın içerisinde gol atmak istemedim. Niçin hiç ateşin yok.
Don't think you can fool me - I know every trick in the book, like the pig's blood in the bladder to make it look as if you're dead.
Sakın beni kandırmaya çalışmayın, ben bütün hileleri bilirim ölü taklidi yapmak için mesaneye domuz kanı bulaştırmak gibi.
You can fool yourself, sweetheart, but please don't try to fool me!
Kendini kandırabilirsin, tatlım, ama beni kandırmaya çalışma!
You can't fool me
Beni aptal mı sandın?
You can't fool me
Durma öyle!
I can't give you any pleasure, and you can't fool me any more.
Sana zevk veremiyorum ve sen beni kandıramıyorsun.
You can't fool me Major.
Beni aptal yerine koyamazsın, binbaşım.
You can't fool me. He's exactly what I'm looking for.
Beni kandıramazsın.
You can't fool me
Beni kandıramazsınız.
You Oriental picaroon, you can't fool me about the plane crash.
Seni Oryantal "picarun!" Uçak kazası oldu diye beni aldatamazsın.
You can't fool me with that dirty trick!
Sahte oyunlarla kandırıyorsun!
You can't fool me!
Beni aptal yerine koyamazsın.
Living Dead is a fool, he didn't stop you, but instead discussed swordsmanship, and let you come in to bother me.
Yaşayan ölü salağın teki! Seni durdurmak yerine, kılıç felsefesi konuştu... sonra seni buraya canımı sıkman için yolladı!
You can't fool me!
Benimle oyun oynama!
You can fool Rambo, but it won't work with me, Switcher!
Rambo'yu kandırabilirsin ama bende işe yaramaz, Switcher.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]