English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You can't just walk away

You can't just walk away translate Turkish

143 parallel translation
You can't ask such a question, and just walk away.
Böyle bir soru sorup, çekip gidemezsiniz.
You can't just walk away.
Fazla uzaklaşamazsın!
You can't just walk away.
Çekip gidemezsin.
You can't just walk away from it.
Evi direk terk edemezsin.
I bet there's somebody else in Hamlet, but you can't just walk away.
- iddiaya girerim New York'ta da bir sevgilin vardır.. Ama bu kez böyle arkana bakmadan gidemezsin ;
You just can't walk away!
Hiçbir şey olmamış gibi gidemezsin!
Well... no problem is so remittable that you can't just walk away from it.
Güzel... Büyük bir sorun olmadığına göre, çözümü imkânsız değil.
You just can't walk into a restaurant, roll a joint and puff away.
Bir restorana girip, esrar saramazsın.
I can't just walk away from you.
Senden öylece uzaklaşamam.
I can't just walk away from the precepts Starfleet has laid out for us... you don't deal with outlaws ;
Yıldız filosunun, bizim için çizdiği ana kurallardan öylesine vazgeçemem- - kanunlara aykırı anlaşma yapamazsın ;
You can't just turn and walk away from me like that.
Böyle arkanı dönüp gidemezsin.
You can't just walk away from your responsibilities because you made a mistake.
Hata yaptın diye, sorumluluklarından, bu kadar kolay kaçamazsın.
You can't just walk in here and take my daddy's job away!
OYLE BiRDEN GELiP BABAMIN iSiNi ELiNDEN ALAMAZSINIZ!
I wanted to say that it's not that I don't appreciate all you're trying to do, but I can't just walk away from him.
Yapmaya çalıştıklarınızı minnettarlıkla karşıladığımı söylemek istedim ama onu terk edemem.
We had fun last time. Yeah. Besides, you can't just win and walk away.
Evet, ayrıca kazanıp kaçamazsın.
You can't just let him walk away!
Onun yürüyüp gitmesine izin veremezsin!
You can't just let him walk away.
Onun yürüyüp gitmesine izin veremezsin!
One that I can't just walk away from, and one that you shouldn't walk away from if you truly expect to be good.
Böyle bir durumda çekip gidemem, Eğer iyi biri olmayı istiyorsan, sende gitmemelisin.
You just can't walk away.
Yürüyüp gidemezsiniz.
You can't just let him walk away.
Öylece yürüyüp gitmesine izin veremezsin.
You think you can just walk away from this? And I'm betting that the two of you, you can't stop.
Bahse girerim duramazsınız.
You can't just pull that line on me and walk away.
Öylece konuşup gidemezsin.
You're my daughter, I just can't walk away from that.
Sen benim kızımsın, bundan uzaklaşamam.
Heather, you can't just walk away from the family.
Öylece ailenden uzaklaşıp gidemezsin.
Come back here. You... you can't just say something like that and walk away.
Böyle birşey söyleyip çekip gidemezsin.
You don't just walk away from a gang like Sixth Street.
6. Cadde gibi bir çeteden canı isteyen çıkamaz.
You can't let Nina Myers just walk away.
Nina Myers'ın elini kolunu sallaya sallaya gitmesine izin veremezsin.
Adrian, you can't just walk away like that.
Adrian, böyle başını alıp gidemezsin.
Why can't you just walk away from your father?
Neden babandan uzaklaşıp gitmiyorsun?
You can't just walk away, pretend like it never happened and then get a job at Urban Outfitters or something.
Bu şekilde gidemezsin Catherine. Hiçbir şey olmamış gibi yapıp, bir mağazada çalışamazsın.
Kath, and you can't just walk away from it.
Ve bunu bırakıp gidemezsin.
You can't just walk away from that kind of time.
Bunca yılın ardından öylece çekip gidemezsin.
Hey, man, you know, I don't wanna screw with your life, but you can't just walk away with a million dollars and expect people to be like, "Hey, yeah, thanks a lot pal."
Dostum hayatına karışmak istemiyorum ama bir milyon dolarla birlikte buradan gidip insanların "Çok sağol dostum" denmesinden hoşlanmasını bekleyemezsin.
You just face facts that it can't happen... walk away.
Olamayacağı gerçeğiyle yüzleşeceksin... Devam edeceksin.
But you can't just walk away?
Ama öyle çekip gidemedin?
You can't just walk away.
Öylece gidemezsin.
You can't tell me you can just walk away from this chemistry we got going.
Aramızdaki elektriğe sırtını döneceğini söyleme.
Once you start this, you can't just shake it off and walk away.
Bir kere içine girdin mi, banane diyemezsin ya da çekip gidemezsin.
You know we can't just walk away from the game when we feel like it.
Sırf bir şeyler paylaştık diye, öylece çekip gidemeyiz.
You can't just let him walk away.
Öylece gitmesine izin veremezsiniz.
You can't just walk away.
Sevgilim, yapmamız gereken bir gösteri var. Öylece yürüyüp uzaklara gidemezsin.
You can't just walk away from this.
Bundan böyle kolaylıkla kurtulamazsın.
You can't just walk away!
Arkanı dönüp gidemezsin.
Jamie, you can't walk away from this just because you're scared.
Jamie, sadece korktuğun için kaçıp gidemezsin.
Yeah, it was an accident, but the truth is the truth and you can't just walk away from that.
Evet, bir kazaydı. Ama bu gerçeği değiştirmez ve bundan kaçamazsın.
You can't just walk away.
Güzel!
You can't just give up and walk away.
Pes edip kaçamazsın.
Don't think you can just walk away by denying it.
Reddedip kaçabileceğini düşünme.
You can't just walk away, pal.
Öyle dönüp gidemezsin ahbap.
You can't just walk away.
Öylece bırakıp gidemezsin.
You can't just say you're wanted for killing a public official and expect to walk away.
Resmi bir görevliyi öldürmekten arandığını söyleyip, öylece çekip gidemezsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]