English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You can go in now

You can go in now translate Turkish

261 parallel translation
You can go in now.
Artık girebilirsiniz.
Dr. Meade says you can go in now, Captain Butler.
Doktor Meade, girebileceğinizi söyledi, Yüzbaşı Butler.
You can go in now.
Şimdi içeri girebilirsin.
- You can go in now. - How is he?
- Şimdi içeri girebilirsin sevgili kızım.
Goodbye. All right. You can go in now.
Tamam, geçebilirsin şimdi.
Father, you can go in now.
Rahip, şimdi içeri geçebilirsin.
You can go in now.
Artık girebilirsin.
You can go in now.
Şimdi girebilirsiniz.
You can go in now.
Şimdi gidebilirsiniz.
You can go in now, Mr. Reese.
Şimdi içeri girebilirsiniz, Bay Reese.
You can go in now, Miss Hudson Thank you
Şimdi girebilirsiniz, Bayan Hudson. Teşekkür ederim.
You can go in now, Miss Hudson Thank you
Şimdi içeri girebilirsiniz, Bayan Hudson. Teşekkür ederim.
You can go in now...
İçeri girebilirsin...
You can go in now.
Şimdi içeri girebilirsiniz.
You can go in now.
Artık içeri girebilirsiniz.
- You can go in now.
- İçeri girebilirsiniz.
Folks, you can go in now.
Şimdi girebilirsiniz.
Listen, you can go in now.
Artık içeri girebilirsiniz.
Mr. Horman, you can go in now.
- Bay Horman, girebilirsiniz.
- You can go in now.
- Girebilirsiniz.
- You can go in now.
- Artık girebilirsiniz.
You can go in now. Keep it short.
Şimdi içeri girebilirsiniz.
You can go in now.
Girebilirsiniz.
Seeing how excited you are, I guess I can't let you go in now.
Heyecanına bakarsak onu görmene izin veremem.
Now you can go back to Tokyo in great style
Şimdi Tokyo'ya mükemmel bir stil ile dönebilirsin.
But I can't go ahead without more confidence in you than I've got now.
Fakat devam edebilmek için sana daha çok güvenmem lazim.
You can go in and see her now for a moment if you like.
İsterseniz kısa bir süreliğine görebilirsiniz.
Yes, and now you can go in.
Evet şimdi içeri girebilirsin.
No, sir, you can't go in now, sir.
Hayır efendim, içeri giremezsiniz.
Now maybe you know why I hate to go home... why I live in the library... why I can't dance or kiss girls, or look anybody in the eye.
Belki şimdi, neden eve gitmek istemediğimi neden kütüphanede yaşadığımı neden dans edemediğimi veya kimsenin gözüne bakamadığımı anlamışsındır.
Yeah, but you can't go in there now.
Evet ama şu anda giremezsiniz.
You can't go in there now, it's a hospital.
Oraya giremezsiniz, burası bir hastane.
Now, it's not gonna do you a bit of good tryin'to help her because... Monica can go anywhere in this world.
Ona yardım etmeye çalışman... işe yaramaz çünkü Monica istediği her yere gidebilir.
You'll have to help me. Now I want you to go in and get some wood so I can board the place up.
Şimdi senden, kapılara çakabileceğim türde tahtalar bulmanı istiyorum.
Now you can go in.
Şimdi girebilirsiniz.
Now, you can go on in there and shut the door on me but if you do, do it for good.
Şimdi içeri girip, kapıyı suratıma kapayabilirsin ama yaparsan, bu son olacak.
You kids can go on in now.
Çocuklar, içeri girebilirsiniz.
Now, maybe in order to do it, you have to go to the Sahara... and maybe you can do it at home.
Belki belli bir sırada yapılmalıdır, önce Sahra'ya gitmelisindir belki evde de yapabilirsin.
You can't go in there now. Hold that for me.
Şunu benim için tut.
Now, you're gonna go to him, and you're gonna tell him that you can do the same thing, right in front of me, pal.
Şimdi, ona gideceksin, benim yanımda aynı şeyi senin de yapabileceğini söyleyeceksin.
I'm sorry, but you can't go in there right now. He's in conference.
Üzgünüm, Ama Şu Anda Görüşemezsiniz Toplantıda..
Gentlemen, I'm sorry, you can't go in there right now.
Beyler, Üzgünüm, Oraya Giremezsiniz Şu Anda..
- Hey, you can't go in there right now.
Şu an oraya giremezsin
I can tell you now, James Bloggs, that I am going to go upstairs in the proper manner.
Sana şunu söyleyeyim James Bloggs en uygun bir terbiyeyle üst kata çıkıyorum.
See now, I'll go in my office and I'll get my.357 Magnum and I'll bring it out here and then you and I can discuss just who's got the right.
Şimdi odama gidip. 357'lik Magnumumu alacağım ve geri geleceğim. Kimin neye hakkı varmış o zaman tartışırız.
Excuse me, sir, you can't go in there right now.
Afedersiniz efendim, şu anda oraya giremezsiniz.
You can hold on to your red snapper, or you can go for what's in the box that Hiro-san is bringing down the aisle right now!
Balığı alabilirsin, ya da Hiro-san'ın şu anda getirdiği kutuyu açabilirsin!
Now you can go in Kim's room and put these on, and I'll be right with you.
Kim'in odasında üzerini değiştirebilirsin. Ben hemen dönerim.
But now, if you go down a street, either in this country or America you almost can't help seeing a young man with a baseball cap on backwards.
Fakat şimdi ister bu ülkede olsun, ister Amerika'da, sokağa çıktığınızda beyzbol şapkasını tersten takan birini görmemeniz çok güçtür.
You can't go in now.
İçeri giremezsiniz.
You can stay here and go back to Illinois... or I can get you out of here now in exchange for half of that money.
Sen burada kalırsın ve Illinois'e geri dönersin ya da paranın yarısı karşılığında ben seni dışarı çıkarırım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]