You could have killed him translate Turkish
67 parallel translation
You could have killed him.
Onu öldürebilirdin.
Otherwise, you could have killed him with the lute before he approaches with the sword.
Aksi takdirde, o daha kılıçla yaklaşmadan onu Lavta ile öldürebilirdin.
You could have killed him.
Onu öldürebilirdin. Tamam.
You could have killed him, you know.
- Biliyorsun, ölebilirdi.
- You could have killed him!
- Onu öldürebilirdin!
- You could have killed him, couldn't you?
- Onu öldürebilirdiniz, değil mi?
You could have killed him!
Onu öldürebilirdiniz!
You could have killed him yourself.
Onu kendin öldürebilirsin.
You could have killed him!
Ya öldüyse!
You could have killed him, man!
- Onu öldürebilirdin!
You could have killed him.
Onu oldurebilirdin.
I mean you could have killed him!
Onu öldürebilirdin!
You Could Have Killed Him.
Onu öldürebilirdin.
You could have killed him. - I mereces.Que scaring the hell are you doing well.
Öyle gizli gizli arkamdan gelirsen öldürürüm tabii!
! - You could have killed him!
- Onu öldürebilirdim!
I understand your predicament But do you know you could have killed him?
Seni anlıyorum. Ama ölümüne sebep olabilirdin, biliyor musun?
YOU COULD HAVE KILLED HIM.
Onu öldürte bilirdin.
You could have killed him.
Onları öldürebilirdin.
If that was Toothless, you could have killed him!
Ya bu Toothless olsaydı, onu öldürebilirdiniz.
- You could have killed him, Anakin.
Onu öldürebilirdin, Anakin. Biliyorum.
Do you suppose she could have killed him?
Sence kocasini o öldürmüs olabilir mi?
Even if you did see your husband last night, you could not have killed him.
Kocanızı dün gece görmüş olsanız bile, onu öldürmüş olamazsınız.
you could have gotten him killed.
Onu öldürebilirdin.
You could then have easily visited the room of your father and killed him.
Sonrasında kolaylıkla babanızın yanına gidip onu öldürebilirdiniz.
You could have had him killed... knowing that Caesar would bring the money back to the apartment.
Caesar'ın parayı daireye getireceğini bildiğin için onu öldürtürdün.
But you're treating yourself unfairly because... only a child of Laius could have killed him.
Çünkü sadece Laius'nun oğlu onu öldürmüş olabilir.
I told him when I read the book, I said, "You could have killed yourself with the things you did." And all these years we've tried to keep you alive, and you could have killed yourself.
kitabı okuduğumda ona dedim ki, yaptığın şeylerle, kendini öldüreceksin ve tüm bu yıllar boyunca biz seni hayatta tutmaya çalıştık, ama sen kendini öldürebilirdin.
Shang Tsung may have killed him just minutes after you arrived, or... or he could've killed him months ago and just used his image.
Shang Tsung belki onu sen geldikten bir kaç dakika sonra öldürmüştür, yada... yada onu aylar önce öldürüp sadece görüntüsünü kullanmıştır.
You think that Weems could have killed him in self-defense?
Yani Weems onu kendini savunurken mi öldürdü?
You think he could have killed him?
Onu öldürmüş olabileceğini mi düşünüyorsun?
- You think I could have killed him?
Onu öldürdüğümü nasıI düşünebilirsin?
I may have killed him by overdosing him so if you could just swing by there...
Aşırı doz vererek onu öldürmüş olabilirim, eğer oraya uğrayıp bakarsan- -
It was you, and only you, who could possibly have killed him.
Sadece sen öldürebilirdin onu!
You could have just killed him.
Onu öldürebilirdin.
YOU COULD HAVE KILLED HIM.
Lütfen!
You could have saved us a lot Of trouble if you killed him,
Eğer onu öldürseydin, Bize birçok dertten kurtarabilirdin.
You've been his driver all these years... So maybe you have some idea who could have killed him.
Madem bunca yıldır şoförlüğünü yapıyorsun söyle bakalım, sen bilirsin belki, kim öldürmüş olabilir?
What if I told you I could have him killed in your market square for all to see this afternoon?
Ya bu öğlen onun pazar alanında herkesin gözü önünde ölmesini sağlarsam?
Do you think that she could have actually killed him?
Gerçekten onu öldürdüğünü düşünüyor musun?
- Could you have killed him?
Onu öldürebilir miydin?
You think Lemon could have killed him?
Sence Lemon onu öldürmüş olabilir mi?
- Could you have killed him?
- İstesen öldürebilir miydin?
I'm not going to say I told you so, but we could have killed him.
Ben demiştim demeyeceğim sana ama onu öldürebilirdik.
He tried to be recognized by father all his life, but father tried to have him killed, so you could rule Baekje.
Tüm hayatı boyunca babamdan sevgi bekledi. Babamsa sizin Bekçe tahtına çıkabilmeniz için onu öldürmek istedi.
You think one of them could have killed him?
Onlardan birinin katil olduğunu mu düşünüyorsun?
Because Mason was in the backseat, and you could have killed him.
- Çünkü Mason arkadaydı ve onu öldürebilirdin.
You don't know that. I could have killed him and put him in my icebox for a few weeks just to throw off the timeline.
Cinayet saatini değiştirmek için adamı öldürüp birkaç hafta buzlukta tutmuş olabilirim.
How could you have killed him? How?
Nasıl onu öldürmüş olabilirsin?
You missed him, and they could have been killed.
Adamı gözden kaçırdın, bu yüzden ölebilirlerdi.
Right. So one of Davis's coworkers could have snuck this on, killed him, then dumped the weapon before you guys arrived.
Davis'in iş arkadaşlarından biri gizlice içeri soktu adamı öldürdükten sonra siz gelmeden tabancadan kurtuldu.
Or, okay, I don't know, you could have not killed him.
Peki tamam. Bilmiyorum Onu öldürmedin değil mi.