You could have told me translate Turkish
485 parallel translation
You could have told me you were Jacqueline's husband.
Jacqueline'in kocası olduğunu söyleyebilirdin.
Drop dead! You could have told me.
Bana söyleseydin ya.
You could have told me about this.
Bana bundan bahsetmeliydin.
You could have told me.
Bana söylemeliydin.
- You could have told me who you are.
- Kim olduğunu söyleyebilirdin bana. - Söylemiştim.
You could have told me she was your girl, and I'd go away like a gentleman.
Onun senin kızın olduğunu bana söylemeliydin, o zaman bende bir beyfendi gibi giderdim.
Well, uh, you could have told me, Ruthie, saved all this egg on my face.
Bana daha evvelden söyleyip mahcup olmamı önlerdin Ruthie.
You could have told me. Look.
Al da marifetlerine bak bakalım.
You could have told me sooner.
Demek öyle.
- You could have told me.
- Bana söyleyebilirdin.
You could have told me who did it.
Kimin yaptığını bana söyleyebilirdin.
You could have told me who did it.
Kimin yaptığını bana söyleyebilirdiniz.
You could have told me about the lamp.
Bana lambadan bahsetmeliydin.
You could have told me in a different way.
Bana başka bir şekilde anlatabilirdin.
You could have told me. Some people came looking for you.
Birkaç adam seni aramaya geldi.
You could have told me before.
Buna bana daha önce söyleyebilirdin.
You could have told me.
Bana söyleyebilirdin.
You could have told me.
Bana da söyleyebilirdin ama.
You could have told me you spoke Portuguese.
Bana, Portekizce konuştuğunu söyleyebilirdin.
You could have told me at least, if you love me.
En azından, bana söyleyebilirdin. Beni sevdiğini varsayarak.
- You could have told me earlier.
- Bunu bana daha önce söyleyebilirdin.
You could have told me.
Bana anlatabilirdin.
I wish you could have told me yourself.
Keşke kendin söyleyebilseydin.
You could have told me you just decided to stand me up.
Jonathan, bana sadece beni ekmeye karar verdiğini söyleyebilirdin.
You could have told me the truth.
Bana gerçeği söyleyebilirdin.
You could have told me you were doing a bunk.
Yaramazlık yaptığınızı bana söyleyebilirdin.
" I wish you could have told me...
" Keşke Tommy'nin nasıl öldüğünü...
You could have told me!
Bana söyleyebilirdin!
Albertine, you could have told me, right? - You could have called me.
Albertine, beni arayabilirdin değil mi?
You know you could have told me you were quitting.
Bana bırakacağını söyleyebilirdin.
I never would have believed that Tarzan could have been caught off guard... if you hadn't told me.
Sen söylemeseydin, Tarzan'ın gafil avlanabileceği... asla aklıma gelmezdi.
You told yourself you were rid of me and nobody else could have me.
Benden kurtulduğunu, başka kimseye de yar olmayacağımı düşündün.
You told me I could have it.
Bana vereceğine söylemiştin.
They could beat me, I wouldn't have told them anything about you.
Beni dövseler de, onlara senin hakkında bir şey söylemezdim.
You told them if you could have me for a backstop, you could do the job.
Onlara söylediklerini bana söylemiş olsan, ben de geride durup sana izin verebilirdim.
He also told me to have an affair with you, so he could leave you.
Sana bir oyunu olduğunu söylemişti bana, böylelikle senden ayrılabilecekti.
You could have come out like a man and told me you were gonna bring that dog home instead of hiding it, smuggling it in with the puppies, Mark.
Bir erkek gibi çıkıp köpekle ilgili doğruyu söyleyeceğine sen bu köpeği sinsice, diğer yavruların içine sakladın, Mark.
You could have told me, you idiot!
Bana haber vermeliydin, kuşbeyinli!
Yes, positive. If it hadn't been for Sgt. Carlino hounding me I could have told you earlier.
Evet, kesinlikle.Peşimi bırakmayan Çavuş Carlino olmasaydı sana daha önce söylemiş olurdum.
It wasn't urgent and it could have waited, but up in the clubhouse they told me you're gonna be out for three hours.
Acil değildi, bekleyebilirdi, fakat kulüpte sizin üç saat dışarıda olacağınızı söylediler.
You know, Dragon, you could have saved yourself a lot of trouble if you'd have told me to begin with that the dead agent in Zurich was Henri Baq.
Zürih'te ölen ajanın... Henri Baq olduğunu baştan söylesen işini kolaylaştırmış olurdun.
You could have knocked me over with a feather when they told me.
Bana söylediklerinde, üflesen yere yıkılırdım.
Could you not have told me that four hours ago?
Bunu bana dört saat önce söyleseydin olmaz mıydı?
She said that you told her how she could reach me and I figured that you must have because she knew all about it.
Benim adımı sen vermişsin ben de kadının bildiğini sandım.
If you had told me that night 15 years ago that you were gonna be a nun... I don't think I could have accepted it.
Bana 15 yıl önce rahibe olacağını söyleseydin bunu kabul edebileceğimi sanmıyorum.
You could have at least told me where you were going, said goodbye.
Hiç değilse nereye gittiğini söyleyebilirdin. Veda edebilirdin.
He told me, " Too bad you were late. You could have seen a van that skidded.
" Geç kalman kötü oldu.
Well, you could have just told me you were alive.
En azından hayatta olduğunu söyleyebilirdin.
If you had told me, if you had just told the good doctor, the time you could have saved.
Bana söylemiş olsaydın, iyi doktora söylemiş olsaydın, zaman kazanmış olurdun.
You told me you could have this ship operational in two weeks.
Gemiyi iki hafta içerisinde adam edeceğini söylemiştin.
I mean, I'm not saying I'm a perfect guy or anything, but if you'd just told me the truth, maybe I could have felt some compassion.
Mükemmel olduğumu söylemiyorum ama bana gerçeği söyleseydin belki sana biraz merhamet duyardım.