You didn't ask translate Turkish
3,444 parallel translation
Why didn't you ever ask about any of my interests?
Sen neden bana ilgi alanlarımı hiç sormadın?
Well, why didn't you ever ask about any of my interests?
Sen neden bana ilgi alanlarımı hiç sormadın?
But you didn't ask me about it first.
Lakin en başta onu gönder diyen sendin.
You didn't even ask.
Bunu istemedin.
I didn't get to ask Kinney about you.
Dr. Ried için mücadele ediyordum.
He didn't ask you anything else?
Başka bir şey sormadı mı?
I didn't ask for this, Crocker, any more than you asked for your family legacy.
Bunu ben istemedim Crocker. En az senin aile mirasını istemediğin kadar istemedim.
Leona, didn't you ever ask how TMI! got some of the information it published?
Leona, TMI'ın yayınladıkları şeyleri nasıl öğrendiğini hiç sorgulamıyor musun?
Just so you know, he didn't ask me.
Bana sormadigini bilmeni isterim.
Josh, I honestly didn't mean to bring this up tonight, but I have to ask you, are we exclusive?
Josh, bu konuyu gerçekten bu akşam açmak istemiyordum. Ama sormam lazım. Biz özel miyiz?
Why didn't you ask permission before going off on such a rendezvous?
Neden böyle bir buluşmaya gitmeden önce izin almadın?
- That's because I didn't ask you to stay?
- İşte bu nedenle kalmanı istemedim.
I'm gonna ask you again Chris... if you didn't assault Vanessa, how did she get those scratches?
Tekrar soruyorum, Chris. Eğer Vanessa'ya saldırmadıysan bu yara bereler nereden çıktı?
Hey, why didn't you ask me to be your running mate?
Hey, neden benden başkan yardımcın olmamı istemedin?
You know, I didn't ask you to come back.
Biliyorsun, senden geri gelmeni istemedim.
Didn't I ask you to get rid of Yong Tae Yong?
Sana ondan kurtulmanı söylemiştim.
Your patient didn't ask you to research this, and going behind his back is a betrayal of his trust, and without that trust, the patient can no longer engage in therapy, and- - and you can't help him.
Hastan bunu araştırmanı istememiş. Arkasından iş çevirmek, güvenini sarsacaktır. Bu güven duygusu olmadığı sürece, terapiden bir sonuç alamazsın.
First of all, I didn't ask you to get naked.
Öncelikle, sizden soyunmanızı istemedim.
Doesn't want to talk about work right know. You didn't ask him?
Laurel, eminim Oliver şu anda iş hakkında konuşmak istemiyordur.
If they didn't ask, how do you know they wanted your trainers?
Eğer ki bi şey söylemedilerse, ayakkabılarını istediklerini nereden bildin?
Didn't you want to keep your crush a secret?
Karşılıksız aşkını sır olarak saklamak istiyor musun gerçekten?
We didn't say anything because we figured it was nobody's business. But we gotta ask, were you with him that night?
Kimseyi alakadar etmediğinden bir şey söylemedik ama sormamız gerek o gece onunla mıydın?
You didn't have to ask.
İstemene gerek yoktu.
I know you didn't ask for this.
Bunu sen istememiştin biliyorum.
You didn't ask for it.
- istemedin de ondan.
Why didn't you ask?
Benden neden istemedin?
I didn't ask you to invent an unrequited love,
Ben istemedim ki, senin karşılıksız bir aşkı icat etmeni...
But you didn't even get to ask Do Jin one question, right?
Ama Do Jin'e tek bir soru bile sormadınız, değil mi?
You said $ 20 if I didn't ask about the fake leg.
Takma bacağı sormazsan 20 dolar veririm, demiştin.
I didn't ask you.
Bunu istemedim zaten.
Catherine, have you ever stopped to ask yourself why I didn't tell you about her divorce myself?
Catherine, hiç durup sana neden onun boşanmasını anlatmadığımı düşündün mü?
And it doesn't matter that you didn't ask her.
Ona teklif etmemiş olman, önemli değil.
You didn't ask him about lunch.
Ona öğlen yemeğini sormadın.
I didn't know you were going to ask him about the you-know-who.
Adı-söylenmez hakkında konuşacağını nereden bilebilirdim?
How about the fact that you moved across the country and didn't have the courage to do what I did and simply ask for a divorce?
Senin ülkenin bir ucuna taşınıp benim gibi boşanmak istemeye cesaret edememene ne demeli?
You know, she didn't ask for any of this.
Biliyor musun, bunların hiçbirini o istemedi.
Didn't ask you.
Sana soran yok.
You didn't ask.
Sormadınız ki. İyi.
I didn't ask you to get another opinion.
Senden böyle bir şey istemedim ben.
I didn't ask you to.
Böyle bir şey istemedim.
I didn't ask you to save my life.
Hayatımı kurtarmanı ben istemedim.
I'm her dad and you didn't even ask me.
Onun babasıyım, ama bana sormadın bile.
Good thing you didn't ask.
İyi ki istememişsin.
You didn't ask for this.
Bunu sen istemedin.
You didn't ask for him ; he came to you.
Sen onu istemedin, o sana geldi.
I didn't ask you anything.
Sen hiç yardımcı olmaya çalışmamıştın.
You didn't ask him if he was lost?
Kayboldun mu, diye sormadınız mı?
You see, I didn't ask you that.
Evli olup olmadığını sormadım.
Didn't you ask me to clear out the lockers?
Dolapları temizlememi istememiş miydin?
Didn't I ask you to maintain the machine?
Makinenin bakımını yap demedim mi?
Anyway, when you were in Japan, didn't you say you were going to see your mom's first love?
Aklıma gelmişken, Japonya'da da annenin ilk aşkını aradığını söylememiş miydin?
you didn't ask me 19
you didn't know 451
you didn't answer me 17
you didn't answer 45
you didn't get it 40
you didn't 2413
you didn't have to 199
you didn't tell me 114
you didn't like it 52
you didn't answer my question 88
you didn't know 451
you didn't answer me 17
you didn't answer 45
you didn't get it 40
you didn't 2413
you didn't have to 199
you didn't tell me 114
you didn't like it 52
you didn't answer my question 88