You didn't kill her translate Turkish
329 parallel translation
You didn't kill her, did you?
Onu sen öldürmedin, değil mi?
You didn't kill her.
Onu sen öldürmedin!
But you didn't kill her!
Ama onu sen öldürmemişsin!
You didn't go there to kill her.
Oraya onu öldürmek için gitmemiştin.
Knows that you didn't kill her?
Onu öldürmediğini mi demek istiyorsun?
So if you were to leave this room because you didn't kill her you'd soon be back here again for helping her kill Nick.
O yüzden, onu öldürmediğin için bu odadan çıksan bile Nick'i öldürmesinde ona yardımcı olduğun için hemen geri dönerdin zaten.
Sam says you didn't kill her, and I've known Sam a long time.
Sam, karını öldürmediğini söylüyor. Sam'i uzun zamandır tanırım.
You know I didn't kill her.
Onu benim öldürmediğimi biliyorsunuz.
I didn't kill her, I tell you.
O'nu ben öldürmedim, size söylüyorum.
I didn't kill her, if that's what you're thinking.
Onu ben öldürmedim, eğer öyle düşünüyorsanız.
You didn't kill her?
Onu öldürmedin?
And didn't you threaten to kill her if she wouldn't come back?
Onu geri dönmezse, ölümle tehdit etmedin mi?
Even if you didn't actually kill her, you're responsible for her death.
Tam anlamıyla onu sen öldürmediysen bile, ölümünden sorumlusun.
You didn't see her kill the biggest bull?
Boğayı öldürüşünü görmedin mi?
You didn't kill her.
Onu öldürmedin.
- You didn't kill her?
- Onu öldürmedin, değil mi?
Would you kill her if they didn't stop you?
Seni durdurmasalardı öldürür müydün o kadını?
You didn't kill her.
Onu sen öldürmedin.
So you... didn't kill her.
Hiç kimse onu öldürmesin.
But as I understand, you didn't believe her... because this wasn't the first time she telephoned you, threatening to kill herself.
Ama anladığım kadarıyla, siz ona inanmadınız, çünkü bu sizi ilk defa telefonla arayıp intihar etme tehdidinde bulunması değildi.
Didn't want her to interfere when I kill you
Sizi öldürürken işime karışmasını istemem
You tried to kill her, didn't ya?
Onu öldürmeye çalıştın, değil mi?
Said she'd taken a lot of pills... and was gonna kill herself if you didn't call her.
Çok sayıda hap yutmuş... ve onu aramazsan kendini öldürecekmiş.
How did you expect us to believe you didn't kill her?
Onu öldürmediğine inanmamızı nasıl beklersin?
Anyway, what I'm trying to say is, you didn't kill Jim.
Her neyse, demek istediğim şu ki, Jim'i sen öldürmedin.
- Why didn't you let me kill her?
- Onu öldürmemi neden istemedin?
So you didn't kill her, but you did carve her up?
Yani onu öldürmedin ama onu sen mi parçalara ayırdın?
But I didn't ask you to kill her.
Sana bunları O'nu öldürmen için sormadım.
Everything you say is true, but I didn't kill her.
ben onu öldürmedim! Oydu!
- So you mean he didn't kill her.
Yani o öldürmedi mi?
I didn't want to kill her... but since you talked to her, she knew too much.
Onu öldürmek istemiyordum fakat sen onunla konuştuğun için, çok fazla şey biliyordu.
You know I didn't have any reason to kill her... but you did!
Onu öldürmek için nedenim olmadığını biliyorsun. Ama senin vardı.
- You didn't have to kill her.
- Sevgilimi öldürmek zorunda değildin.
How do I know you didn't kill her?
Onu senin öldürmediğini nereden bilebilirim ki?
No. Did you tell her that you'd kill him if she didn't?
Hayır, ona dediklerinizi yapmazsa kocasını öldüreceğini anlattın.
Tell me you didn't kill her, even if it's a goddamned lie.
Onu öldürmediğini söyle, bu lanet olası bir yalan olsa bile.
I didn't kill her! If you refuse to remain silent,
Onu ben öldürmedim.
Why are you so sure I didn't kill her?
- Onu öldürmediğimden neden bu kadar eminsin?
- So you didn't kill her, then?
- Onu öldürmedin öyleyse.
- And you didn't kill her?
- Ve sen onu öldürmedin.
You came back here to kill her too, didn't you?
Buraya kadini da öldürmek icin geldin, öyle degil mi?
I was very upset when the money didn't kill both of you.
Çok üzülmüştüm, bomba her ikinizi de öldürmediği zaman.
So if you didn't kill her, then who did?
O zaman sen onu öldürmediysen... öyleyse kim öldürdü?
- You're saying the knife didn't kill her?
- Bıçağın onu öldürmediğini mi söylüyorsun?
You sure you didn't kill her by accident?
Onu kazayla öldürmediğinden emin misin?
You didn't kill her, Dylan.
Onu sen öldürmedin, Dylan.
- So you didn't kill her.
- Yani onu öldürmedin.
Then why didn't you just use the ring to kill her?
O zaman neden onu öldürmek için yüzüğü kullanmadın?
You didn't kill her!
Onu öldürmemişsiniz!
Didn't you always say you wanted to kill your husband?
- Eun-soo! Her zaman, kocanı öldürmek istediğini söylemez miydin?
So, unless you didn't kill her. In which case, I need to talk to you.
Ama onu siz öldürmediyseniz, sizinle görüşmek istiyorum.
you didn't know 451
you didn't answer me 17
you didn't answer 45
you didn't get it 40
you didn't 2413
you didn't have to 199
you didn't answer my question 88
you didn't tell me 114
you didn't like it 52
you didn't see anything 59
you didn't answer me 17
you didn't answer 45
you didn't get it 40
you didn't 2413
you didn't have to 199
you didn't answer my question 88
you didn't tell me 114
you didn't like it 52
you didn't see anything 59