You didn't kill him translate Turkish

I'd feel the same way in your spot, but you didn't kill him.

Senin yerinde ben olsam aynı şeyi düşünürdüm, fakat onu sen öldürmedin.

I didn't kill him, you know?

Onu ben öldürmedim biliyorsun?

Are you telling me the truth? You didn't kill him?

Bana doğruyu mu söylüyorsun?

You did kill him, didn't you?

O'nu sen öldürdün değil mi?

You're a detective, darling, but she didn't kill him.

Tam bir hafiyesin hayatim, ama o öldürmedi kocasini.

We waited for you to kill him. Why didn't you?

Hepimiz onu öldürmeni bekledik, neden öldürmedin onu?

Why didn't you kill him last night?

Onu dün gece neden öldürmedin?

- Why didn't you kill him last night?

- Neden onu dün gece öldürmedin?

You didn't kill him?

Onu öldürmedin ya?

I didn't kill him, and you know it.

Onu öldürmedim, bunu biliyorsunuz.

I know you didn't mean to kill him.

Onu öldürmek istemediğini biliyorum.

- You wanted to kill him, didn't you?

- Onu öldürmek isterdin, değil mi?

- You didn't have to kill him.

- Onu öldürmek zorunda değildin.

- You didn't kill him, did you?

- Onu sen öldürmedin, değil mi?

You didn't have to kill him.

Öldürmen gerekmiyordu.

Slim isn't dead. You didn't kill him.

Slim ölmedi, onu öldüremedin.

You mean you found a wounded Apache and didn't kill him?

Yani yaralı bir Apache buldun ve onu öldürmedin, öyle mi?

You do believe Dad didn't kill him.

Babamın onu öldürmediğine inanıyorsun.

Tell me you didn't kill him.

Babamı öldürmediğini söyle.

I didn't want you to kill him.

Onu öldürmeni istemedim.

Even if you didn't kill him, why dig him up now that he's nicely planted?

Sen öldürmemiş de olsa neden kazıyorsun ki! Ne güzel gömülmüştü.

You didn't kill him?

Öldürmediniz mi?

- You didn't kill him?

Onu öldürmediniz mi?

Did you - No, I didn't kill him.

Onu - - Hayır, onu öldürmedim.

Bart, when you told me to check Sundown for a fella named Tate Kimbrough, you didn't tell me you was aiming to kill him because of Mary.

Bart, bana Sundown'da Tate Kimbrough diye bir adam var, git bir kontrol et dedin. Ama asıl amacın Mary'nin öcünü almak için onu öldürmekmiş. Bunu bilmiyordum.

You didn't kill him like a peace officer.

Onu barışçıl bir memur gibi öldürmedin.

I didn't kill him, if that's what you mean.

Onu öldürmedim, eğer kastettiğin bu ise.

You didn't kill him, Richard, you ruined him.

Onu öldürmedin, Richard, onu mahvettin.

I'll tell you, I prayed for him to let Coaley kill you, but he didn't.

Coaley'nin seni öldürmesine izin vermesi için ona yalvardım ama izin vermedi.

You didn't have to kill him.

Öldürmek zorunda değildin.

By threats or pleas you convinced him to kill himself, didn't you?

Tehditlerle ya da rica ile, onu intihar etmeye ikna ettiniz?

I did as you asked, and didn't kill him

İstediğini yaptım ve onu öldürmedim.

Then why didn't you kill him?

O zaman neden onu öldürmedin?

I tell you I didn't kill him.

Söylüyorum ya, onu öldürmedim.

Why didn't you kill him?

Niçin onu öldürmedin?

You didn't have to kill him.

Onu öldürmen gerekmiyordu.

Why didn't you kill him?

Neden onu öldürmedin?

You didn't have to kill him.

Onu öldürmen gerekmezdi.

- You didn't mean to kill him, but you did.

´ - İstemedin ama öldürdün.

You didn`t kill him, did ya?

Onu öldürmedin değil mi?

I would feel remorse, and you must not forget that, even if I didn't kill him, I did think about killing him.

Hoşçakal dedim ve çıktım. Ona ne oldu bilmiyorum. Size anlatmak istediğim şey buydu.

Now, why didn't you kill him?

Neden onu öldürmedin?

- You didn't have to kill him! - Yes, we did.

- Öldürmeniz gerekmezdi!

You didn't have to kill him.

Onu öldürmek zorunda değildin.

I know you didn't kill him.

Onu öldürmediğini biliyorum.

Why? Why didn't you kill him?

Neden öldürmedin onu söyle, neden?

Now, didn't you all say yourselves that no one would ever kill him?

Hepiniz hiç kimse onu öldürmeyi düşünmez demediniz miydi?

You didn't kill him, did you?

- Ölmedi değil mi?

You didn't kill him yesterday.

Dün onu öldürmedin.

I didn't actually kill him, you know.

Ben onu öldürmedim aslında.

You didn't want him to kill Uncle

Ama sen onun öldürmesini istemiyordun