English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You didn't know

You didn't know translate Turkish

25,104 parallel translation
I don't know if you remember, but my last wedding didn't go so well.
Hatırlıyor musun bilmiyorum ama son düğünüm pek de iyi geçmedi.
I know you said you didn't want to be disturbed.
Rahatsız edilmek istemediğinizi biliyorum ama..
You know what I didn't see?
Peki orada neyi göremedim?
I didn't know you were out.
Ne oluyor abi?
Oh, I didn't know you had a child.
Bir çocuğunuz olduğunu bilmiyordum.
I didn't even know if i'd get you.
- Ulaşamasaydım ne yapardım bilemiyorum.
Yeah, you know, I have to say, I didn't see the whole evil-turn thing coming.
Söylemeliyim ki tüm o şeytani olma işini tahmin edememiştim.
We didn't even know you were around.
Buralarda olduğunu bilmiyorduk bile.
Why, didn't you know, Shaggy?
Yoksa bilmiyor musun Shaggy?
No, I'm just saying, you know, I didn't choose it, it chose me.
Diyorum ki, bunu ben seçmedim, o beni seçti.
Yeah, we didn't want, you know, Darlene to wake up and see us,'cause... that would be awkward.
Evet, Darlene'in uyanıp bizi görmesini istemedik, çünkü... garip olurdu.
A good thing, too, because I know if they didn't, you wouldn't have the money for me to fix'em.
Bu iyi, çünkü aksi halde... onları tedavi etmem için verecek paran olmazdı.
I didn't know you could fight.
Dövüşebileceğinizi bilmiyordum.
We didn't get a chance to resolve that, uh, but, uh, you know, thank God you're, you're here now.
Bu sorunu çözmek için zamanımız pek olmadı. Ama çok şükür ki artık buradasın.
Come on, it'll be fun, and, you know, your mom was genuinely hurt we didn't invite her to the first one.
Hadi ya, eğlenceli olacak. İlk düğünümüze davet etmediğimiz için annen cidden üzülmüştü.
I didn't know you were in town.
Şehirde olduğunu bilmiyordum.
I know I should've told you, but Frank called me when I was in Florida, and he said Annalise was trying to kill him, and I know he could be lying, but I didn't know whether I should believe him.
Biliyorum, bunu sana söylemeliydim ama Frank beni aradı, ben Florida'yken, Annalise'in onu... öldürmeye çalıştığını söyledi. Biliyorum yalan söyleyebilir, ama ona inanıp inanmama konusunu bilemedim.
You didn't know what you were doing.
Ne yaptığını bilmiyordun.
I don't want to hate you... angry in this way that I didn't know was possible...
Senden nefret etmek istemiyorum. Böylesi bir kızgınlığın mümkün olduğunu bilmezdim.
I knew you had problems. Didn't know this was one of them.
Sorunların olduğunu biliyordum ama bunun onlardan biri olduğunu bilmiyordum.
You told me he didn't. I know.
- Bilmediğini söylemiştin.
I didn't know you like white boys.
Beyazlardan hoşlandığını bilmiyordum.
Oh, I-I just didn't know if you guys took Route 4 to get here.
- 4. Caddeden mi geldiniz bilmiyorum.
Maybe you didn't want to know what he said.
Belki de söylediği şeyi duymak istememişsindir.
I didn't know what you liked, so I got flavored, ribbed and glow-in-the-dark.
Ne sevdiğini bilmiyordum o yüzden aromalı, tırtıklı ve fosforlu olanından aldım.
I didn't know you were seeing someone.
Biriyle görüştüğünü bilmiyordum.
We didn't know you had a contract with Bill.
Bill ile sözleşmeniz olduğunu bilmiyorduk.
See, he didn't know anything about the ginseng, so when he pressured you to sell the place at a discount, you made a decision.
Ginseng hakkında hiçbir şey bilmiyordu. O yüzden yeri ucuza satmak için sana baskı yaptığında bir karar verdin.
You lied when you said you didn't know Butch Callahan.
Butch Callahan'ı tanımadığını söylediğinde yalan söyledin.
I didn't want to go, you know?
Gitmek istemedim, biliyor musun?
I didn't know you were coming tonight.
Bu gece geleceğini bilmiyordum.
As I keep telling you, Lucas, I didn't know the ins and outs of the accounts.
Hep dediğim gibi, Lucas, hesaplara girip çıkanları bilmiyordum.
I would call, but I-I didn't wanna... you know, and wake up Lena.
Arayacaktım ama şey yapmak istemedim Lena'yı uyandırmak istemedim.
You didn't know?
- Bilmiyor muydun?
You know, this morning, you told me the boys didn't do anything behind my back.
Bu sabah arkamdan iş çevirmediğinizi söylemiştiniz.
But I never thought you didn't know.
Ama haberiniz olmadığını hiç bilmiyordum.
You know, I didn't want to come home until I fixed things, but I couldn't.
Aramızı düzeltene kadar eve gelmek istememiştim ama düzeltemedim.
I didn't know you were there.
Senin orada olduğunu bilmiyordum.
Didn't know it bothered you. I-It doesn't.
- Seni rahatsız ettiğini bilmiyordum.
Is it because your missions were classified, or is it because you really didn't know him well as a person?
Görevleriniz gizli olduğu için mi bahsetmiyorsun yoksa onu çok iyi tanımadığın için mi?
Yeah, I don't know if you noticed, but our last chat with him didn't go so well.
- Fark ettin mi bilmiyorum ama son konuşmamız pek iyi gitmedi.
There's a whole new guy at work - that you didn't even know about?
İş yerinde adını bile bilmediğin bir adam mı vardı?
I mean, he told me to stay back, but I didn't listen, you know?
Bana gelmememi söyledi ama ben dinlemedim.
- Hi. I didn't know you were gonna be over here.
- Buraya geleceğini bilmiyordum.
You didn't want to know about your Flashpoint lives.
- Flashpoint'teki hayatlarınızı öğrenmek istemiyordunuz.
I didn't know that. I'm sure there's lots about me that you don't know.
Eminim hakkımda bilmediğin çok şey vardır.
You know who didn't have 5 years?
Kimin 5 senesi yoktu, biliyor musun?
I'm just sorry it- - sorry it didn't work out, you know.
Çok üzgünüm, işler yürümediği için...
I didn't know you were still here.
Hala burada olduğunu bilmiyordum.
You didn't know she told me.
Bana söylediğini bilmiyor muydun?
You know, I didn't get a chance to tell her what was gonna go down until right before.
Az öncesine kadar olanları bilmiyordu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]