You didn't know him translate Turkish

But you said you didn't even know him.

Ama onu tanımadığını söyledin.

I didn't kill him, you know?

Onu ben öldürmedim biliyorsun?

Yes, I know, but didn't you help him?

Evet, biliyorum, ama ona yardım etmedin mi sen?

But you didn't tell him what I know to tell him.

Ama ona söyleyemedin, benim bildiğim şeyi.

I didn't know you had him locked up.

Hapse attırdığını bilmiyordum.

- I didn't know you knew him.

- Tanıştığınızı bilmiyordum.

I always knew you hated dimitrios, but i didn't know you hated him so much.

Siz de beni ürkütüyorsunuz. Dimitrios'tan nefret ettiğinizi biliyorum.

I didn't kill him, and you know it.

Onu öldürmedim, bunu biliyorsunuz.

If I didn't know you so well... and know that nothing could be further from your mind... a fellow would almost swear you were giving him a hint.

Seni bu kadar iyi tanımıyor olsam ve aklının bu işlerden olabildiğince uzak olduğunu bilmesem bir insan ona ufaktan bir şeyler çıtlattığına yemin edebilirdi.

I know you didn't mean to kill him.

Onu öldürmek istemediğini biliyorum.

Maybe Parry didn't have the brains to know it, but you drove him to it.

Parry bunu anlayacak kadar zeki değildi, ama onu sen zorladın.

That didn't keep him from carrying a gun. Or didn't you know that?

- Bu silah taşımasına engel değil, bilmiyor muydun?

I told him I didn't know you very well.

Çok fazla bilgim olmadığını söyledim.

-... and said you didn't know him.

-... ve onu tanımadığınızı söylediniz.

You know, it is a lucky thing I didn't find him in last night.

Onu dün gece bulamamam büyük şans.

I thought you said you didn't know him!

Onu tanımadığını söylemiştin.

Didn't you want him to know?

Bilmesini istemiyor musun?

You didn't know him in his prime

Onu en iyi zamanlarında tanımıyordunuz.

You could tell just by looking at him that half the time he didn't know where he was

Yüzüne bakmak yeterliydi. Çoğu zaman nerede olduğunu bile bilmiyordu.

Didn't he know there was going to be trouble, and didn't you order him to be there?

Bir sorun olacağını mı biliyordu yoksa orada olmasını siz mi istediniz?

You didn't know him at all.

Onu hiç tanımadın sen.

I didn't know you knew him.

Onu tanıdığını bilmiyordum.

Too bad you didn't let him know.

- Ona bunu söylememen çok kötü.

Why didn't you get to know him before marrying me off?

Niye ben evlenmeden önce onu iyice sorup soruşturmadın?

I also know you didn't tell him about that night.

Ayrıca ona geçen geceden bahsetmediğini de biliyorum.

How do I know you didn't bring him here to gun me?

Beni vurması için onu buraya getirmediğin ne malum?

I'll tell him your alarm didn't ring... but if you don't get down here quickly, I don't know what will happen.

Ona sizin alarmınızın çalmadığını söyledim... ama buraya gelmezseniz, neler olacak acaba bilemiyorum.

You know I didn't want him here!

Onu burada istemediğimi biliyorsun!

A man likes to know his woman will back him when he's down and you didn't.

Bir erkek, zora düştüğünde kadınını ona dönmesini ister ve sen bunu yapmadın.

- And have him know you didn't remember?

- O da doğumgününü unuttuğunu anlasın.

- You didn't know him.

- Onu tanımıyordun.

You didn't know him at all before that?

Hiç daha önce onu tanımıyor muydun?

Didn't you promise to, you know, meet him?

Onunla buluşmaya söz vermedin, değil mi?

You know, I didn't see him for five years.

Bilirsin, onu beş yıldır görmedim.

I didn't ask him, can he beat you, I already know he can.

Yenebilir mi anlamında sormadım, yenebileceğini biliyorum.

You didn't know him before, did you?

- Onu önceden tanımıyordun, değil mi?

I didn't know him well, you know.

Onu pek iyi tanımıyordum.

I didn't even know you knew him.

Onu tanıdığını bile bilmiyordum.

I didn't know you missed him so much.

Onu bu kadar özlediğini bilmiyordum. Kıskandım doğrusu!

He probably didn't even know why it was happening to him, but you did!

Niye öldürüldüğünü belki de bilemedi ama sen biliyordun!

The way you talked about him, I didn't know he was dead.

Ondan bahsedişinden, öldüğünü bilemedim.

You know damn well we didn't hire him off a homicide squad.

Çok iyi biliyorsun ki, onu buraya cinayet masasından getirmedik!

How do I know you didn't go through the same story with him?

Ona da bu hikayeyi anlatmadığını nereden bilebilirim?

You're traveling with him and you didn't know?

Onunla seyahat ediyorsun ve bilmiyor musun?

Our deal didn't include him and you know it.

Biliyorsun ki anlaşmamıza o dahil değildi.

You didn't know Bliss... because at the party you took me for him.

Bliss'i hiç tanımıyordun. Çünkü nişan gecesi beni o sandın.

You did know him, didn't you?

Onu tanıyordunuz, öyle değil mi?

I didn't know what to say to him. Well, the next time you see him, why don't you just...? [GUN POPS]

Onu bir daha gördüğünde ona- -

You didn't know him.

Tanımıyorsunuz onu.

You didn't know he existed and now you can't live without him.

Bu güne kadar ondan haberin bile yoktu. Şimdi, onsuz yaşayamıyorsun.

You didn't know him.

- Onu tanımıyordunuz.