You don't have to do this translate Turkish
1,954 parallel translation
You and I don't have to do this.
Bunu yapmak zorunda değiliz.
Dad, you don't have to do this.
Baba, bunu yapmana gerek yok.
Dad, you - you don't have to do this.
Baba.. bunu yapmana gerek yok. Zamanında çıkamazsın. Kurtulamazsın.
If you absolutely don't want to do this, you don't have to.
Tabi bunu istemiyorsan yapmak zorunda değilsin.
You don't have to do this.
Bunu yapmak zorunda değilsin.
Look, you don't have to do this!
Dinle beni, bunu yapmamalısın.
- You don't have to do this.
- Bunu yapmana gerek yok.
You don't have to do this, Mary. I think I do.
Bunu yapmak zorunda değilsin
You don't have to do this.
Sen, bunu neden yapıyorsun.
You don't have to do this.
Lütfen, dinle beni.
- You don't have to do this.
Bunu yapmana gerek yok.
I know your way is to do all this, but I don't have the time or the energy to humour you right now.
Biliyorum senin odaklanmış halin bu şekilde, .. ama benim bunun için ne zamanım ne de enerjim var.
Lilah, you don't have to do this.
Lilah, daha fazla uzatma.
You don't have the balls to do this, shrink.
Sende o tetiği çekecek yürek yok psikolog.
You don't have to do this, Duke.
- Bunu yapmak zorunda değilsin Duke.
Get the advance or you can kiss it good bye. Please. - Don't make me have to do this.
Bence vedalaş.. bana bunu yaptırma
- You don't have to do any of this.
- Buna yapman gerekmez.
You don't have any idea who did this to my girl, do you?
Bunu kızıma kimin yaptığını bilmiyorsunuz, değil mi?
You don't have to do this.
Bunu yapmak zorunda değilsiniz.
You know, uh, we don't have to do this if you don't want to do it.
Eğer istemiyorsan bunu yapmak zorunda değiliz.
Honey, you don't have to do this.
Hayatım, bunu yapmak zorunda değilsin.
I don't have to explain the politics of this to you, do I?
Bunun politikadaki anlamını sana açıklamama gerek yok, değil mi?
You don't have to do this.
Bunu yapmanıza gerek yok.
Look, you know, you don't have to do this anymore - be out in the field and everything.
Bak, artık bunu yapmak zorunda değilsin -... sahadan ve her şeyden uzaklaş.
You don't have to do this any more.
Artık bunu yapmak zorunda değilsin.
You don't have to do this, not for an old man you've never met who owes you nothing, for a bunch of politicians and their election fund!
Sana minnettar olmayan hiç tanışmadığın bir ihtiyar politikacılar ve seçim fonları için bunu yapmak zorunda değilsin!
Nora, you don't have to do this.
Nora, bunu yapmak zorunda değilsin.
You don't have to do this.
Bunu yapmak zorunda degilsin.
You don't have to do this, Mr Kish.
Bunu yapmak zorunda değilsiniz Bay Kish.
Look, zeek, you don't have to do this.
bunu yapmak zorunda değilsin.
You don't have to do this...
Böyle yapmasanız da olurdu...
You don't have to do this.
Hiç gerek yok.
I'd have to do things that I shouldn't don't do, but, if I'm gonna do it, then I really, really need to know you want this to be different.
Yapmamam gereken şeyler yapmam gerekecek. Ama yapacaksam farklı bir hayat istediğine ciddi anlamda emin olmalıyım.
You don't have to do this yourself.
Bunu kendiniz yapmak zorunda değilsiniz.
You know, we don't have to do this.
Biliyorsun, bunu yapmak zorunda değiliz.
You don't have to do this.
Bunu yapman gerekmiyor.
You have to do this for me, Otherwise they're sending me to hell, and I don't want to go.
- Hadi ama doğru olanı bu
You don't have to do this alone.
Bunu tek başına yapman gerekmiyor.
You don't have to do this anymore.
Bunu daha fazla yapmak zorunda değilsin.
You don't have to do this, okay?
Tamam mı? Sadece nefes al.
You don't have to do this.
Beni dinle. Bunu yapmak zorunda değilsin.
This says we don't ever have to let you out and that we can do whatever we want!
Burada, çıkmanıza izin vermeyeceğimiz gibi, size istediğimizi yapabileceğimiz yazıyor.
I don't want to ask you to do this, but I need you to take the Nautilus to Project 7 and you have to guide it to Mercury.
Bunu yapıp yapmayacağını sormak istemiyorum ama Nautilus'u Proje-7'ye doğru götürüp Merkür'e doğru sürmek zorundasın.
You don't have to do this.
Dwayne enfarktüs geçirecek bunu kaçırırsan.
You don't have to do this.
Bunu yapmana gerek yok.
I assume this has something to do with why you don't have us in a government facility?
Bunun bizi bir hükümet binasına götürmemenizle bir ilgisi olduğunu varsayıyorum.
We don't have to do this if you don't want to.
İstemiyorsan bunu yapmaya mecbur değiliz.
Elize, you don't have to do this.
Elize bunu yapmak zorunda değilsin.
You seriously don't have anything to do with this?
Gerçekten bu olayla bir ilgin yok, değil mi?
You don't have to do this!
Bunu yapmak zorunda değilsin.
Mom, you don't believe in any of this therapy stuff, so why do I have to put up with it?
Sen de bu terapileri yararsız buluyorsun. Ben neden buna katlanmak zorundayım ki?