You don't know anything about this translate Turkish
144 parallel translation
Now, look, you don't know anything about this, see?
Bununla ilgili hiçbir şey bilmiyorsun, tamam mı?
You don't know anything about this.
- Hayır. Bu konuda bir şey bilmiyorsun.
I don't know anything about army procedure, Colonel, but couldn't you be court-martialed for this?
Askeri prosedürle ilgili hiçbir şey bilmiyorum, albay, bu yüzden mahkemeye verilebilir misiniz?
You don't know anything about this man, and he knows everything there is to know about you.
Bu adam hakkında hiç bir şey bilmiyorsun ve o senin hakkında her şeyi biliyor.
I don't know anything about how you work this.
Mesela buraya gelirken ona ne diyorsunuz, hiç bilmiyorum.
You don't know anything about this.
Sen bu işten hiç anlamıyorsun.
You don't know anything about this, Mister.
Hiçbir şey bilmiyorsunuz.
Are you sure you don't know anything about this?
Bu konuda birşey bilmediğinizden emin misiniz?
I mean, I don't even know how to begin talking about this... but you know, in the Middle Ages... before the arrival of scientific thinking as we know it today... well, people could believe anything.
Bunun hakkında konuşmaya nasıl başlayacağımı bile bilmiyorum ama bilirsin işte, Orta Çağ'da bugünkü bildiğimiz şekliye bilimsel düşünce oluşmadan önce insanlar her şeye inanırlardı.
I don't know if you know anything about this but you have to call me right away!
Bu konuda bilgin var mı bilmem... ama beni hemen araman gerek!
You don't know anything about this stuff.
Sen bunlar hakkında birşey bilmiyorsun ki!
If anybody ever asks you anything about this dead girl, you don't know anything.
( Çavuş Dedektif Frank Arriola ) Eğer herhangi birisi sana, kız hakkında soru sorarsa da "Bir şeyden haberin yok" tamam mı?
You really don't know anything about this? I knew it.
Bu konuda gerçekten bir şey bilmiyor musun?
You know, Sammy, I don't have any choice. I mean, ever since Dr. Cyclops and Morticia started introducing Lud to all this culture crap, it's like I don't have anything to talk to him about.
Doktor Cyclops ve Morticia Lud'ı kültürel saçmalıklarla tanıştırdığından beri oğlumla konuşacak konu bulamıyorum.
What, you've been living with these people all your life and you don't know anything about this?
Ne? Tüm hayatın boyunca bu insanlarla yaşadın ve hiçbir şey bilmiyor musun?
You don't know anything about this kidnapping.
Kaçırılma olayıyla ilgili hiçbir şey bilmiyorsun, değil mi?
I think you know as much as I do about this Foot Clan... and I don't think you're doing anything about it.
Ayak klanı hakkında daha fazla bilgi edinmeye çalışıyordum... ve bu konuda hiçbir bilgin olmadığını düşünmemiştim.
- You know I don't like this thing in business. - Stealing? Who said anything about stealing?
- İş hayatında bundan hoşlanmadığımı biliyorsun. – Çalmak diyen oldu mu?
Hey, man, you don't know anything about this city.
Bu şehir hakkında hiçbir şey bilmiyorsun!
I DON'T KNOW ANYTHING ABOUT YOU, AND QUITE FRANKLY... I'M SORRY- - I'M SORRY TO SAY THIS,
Hakkında hiçbir şey bilmiyorum... ve açıkça... kusura bakma- - bunu söylediğim için kusura bakma... ama sana güvenmiyorum.
Londo, please, don't pretend you don't know anything about this.
Londo, lütfen bu konuda hiçbir şey bilmediğini söyleme.
I don't suppose you know anything about this.
Bundan haberin yoktur herhalde.
Don't you know anything about this period in time?
Bu zaman dilimiyle ilgili hiç bir bilgin yok mu?
I don't know anything about love... and yet I'm making this love story. What do you mean?
Ne demek istiyorsun?
I, I I know this is an ideal sort of kissing moment you know, night, moon, boat, water lapping you know, it's, um... i t's perfect and I'm I'm not feeling that it would be nice but I don't really know anything about you and I'm I'm still on the rebound
Yani gece, ay, tekne, suyun sesi... her şey mükemmel ve hoş olmayacağını hissettiğimden değil ama hakkında hiçbir şey bilmiyorum ve ben... hala kafamı toparlayamadım.
So, you don't know anything about this investigation?
Yani bu soruşturma hakkında bir şey bilmiyor musun?
I suppose you don't know anything about this, either.
Herhalde bunu da ilk kez görüyorsundur.
I don't know how to explain it to you any better than that, but... you cannot go on this way because you don't know anything about it... and you don't kow what you're doing!
Sana daha iyi nasıl anlatabilirim bilmiyorum, ama... bu şekilde devam edemezsin çünkü hiçbir şey bilmiyorsun... ve ne yaptığının farkında değilsin.
And don't let on that you know anything about this.
Bu konuyu bildiğinden haberi olmasın.
Look, Doc, I don't know anything about this woman, or why she doesn't appreciate you, and I may not be an expert on music, but I'm a pretty good Engineer.
Bak Doktor, bu kadın hakkında hiçbirşey bilmiyorum, yada seni neden takdir etmediğini, ve ben bir müzik uzmanı da değilim ama sevimli iyi bir mühendisim.
You don't know anything about this, right?
- Bilmiyorsunuz, öyIe mi?
Are you telling me you don't know anything about this?
ve sen bana bunun ile ilgili bir şey bilmediğini mi söylüyorsun?
See, this is why you don't know anything about anything. If I go up there and apologize to Geoffrey, then he thinks I have something to apologize about, and then all of a sudden it's a big deal when it's not a big deal.
İşte bak hiçbir şey bilmiyorsun, eğer özür dilersem, özür dileyecek bir şey yaptığımı sanır, olay birden büyür, oysa önemli bir şey değil.
Do you know anything about this? No, I don't know anything.
- Bunu biliyor musun
You don't know anything about this, Rena, so just stay out of it.
Bu konuda hiçbir şey bilmiyorsun Rena, sadece karışma, tamam mı?
But I don't know anything about this murder you're talking about.
Bahsettiğiniz cinayetle ilgili bir şey bilmiyorum.
You see this is why you don't know anything about me.
Gördüğün gibi beni yeterince tanımıyorsun ama..
At least five percent of the students have to be normal I don't know about this, in fact, I want to tell you something... I want to make something very clear... I'm not agreeing to anything until I meet the administrator from that school
Öğrencilerin en azından yüzde beşi normal olmalı Bunu bilmiyorum, aslında, sana bir şey söylemek istiyorum... Bir şeyi açıklığa kavuşturmak istiyorum...
We've been in this room for over three weeks. Besides the fact that you have an opinion for everything I do... and an odd way of eating pizza, I don't know anything about you.
Neredeyse üç haftadır seninle aynı odadayız, ve neredeyse söylediğim her şey hakkında fikir yürütüşün ve çok garip bir pizza yeme tarzın dışında... hakkında hiçbir şey bilmiyorum...
I feel like you have this whole life I don't know anything about.
Hiç bilmediğim bir hayatın varmış gibi geliyor.
But you don't know anything about this, right?
Ama sen bunun hakkında birşey bilmiyorsun, değil mi?
But you don't know anything about this, right?
Fakat bu konuda hiçbirşey bilmiyorsun, değil mi?
You don't know anything about this woman.
Bu kadın hakkında hiçbirşey bilmiyorsun.
- You don't know anything about this?
- Bu konuda hiç bir şey bilmiyor musun?
Jack, you don't know anything about this woman.
Jack, bu kadın hakkında hiçbir şey bilmiyorsun.
Listen, I have to do this to help out Dad, and you don't know anything about our business.
Ben babam için bunu yapmak zorundayım ama sen işle ilgili hiçbir şey bilmiyorsun.
I know we've only known each other a couple of weeks... and I know this is gonna sound corny... but I feel like I've known you my whole life, and yet I don't know anything about you.
Birbirimizi sadece bir iki haftadır tanıdığımızı biliyorum... ve sanırım bu biraz kulağa modası geçmiş gibi geliyor ama... ve sanki seni uzun süredir tanıyor muşum gibi geliyor, ve aslında senin hakkında hiç bir şey bilmiyorum.
You know, your mother and your mother's personal trainer... don't need to know anything about this.
Biliyorsun annen ve annenin antrenörü... -... bundan haberleri olmamalı.
Doesn't it bother you guys that you don't know anything about life outside this zoo?
Bu hayvanat bahçesinin dışında hiçbir şey bilmemek sizlerin canını sıkmıyor mu?
So, you don't know anything about this.
- Öyleyse, bunun hakkında hiçbir şey bilmiyorsun.
You don't know anything about this car.
Bu araba hakkında hiçbir şey bilmiyorsun.